Translate.vc / испанский → турецкий / Calibre
Calibre перевод на турецкий
2,166 параллельный перевод
Si esos tipos montan una calibre 50... en eso, me retiro.
Bu herifler o cipe makineli tüfek de takarsa bu işi bırakacağım.
En terminos de diametro, el calibre 14 debería ser casi correcto.
Bu kalınlık ölçülerine göre, 14 ayar buna uyar.
De calibre 14, con un centro redondeado y un lado desafilado.
Merkezi dairesel ve kör bir ucu olan 14 ayarlık bir tanesinden.
Necesito 2 infusiones de calibre 4, 6 unidades tipo O-negativo, analizar compatibilidad para 6 unidades más, Radiografía de Torax y análisis bioquímico.
Altı ünite 0 rh - ve altı ünite de çaprazlanacak göğüs röntgeni ve KUB.
A Wanda le dispararon con una del calibre 38.
Wanda bir 38'likle vurulmuştu.
Algún tipo de revolver de bajo calibre.
Bir çeşit düşük kalibreli tabanca.
A juzgar por lo que se ve en el suelo, debe ser un calibre 40, el arma fue disparada desde algún lugar de por... aquí.
Ne olduğuna bakacak olursak, 40 kalibrelik kovan, burada yerde, silah buradan bir yerden ateşlenmiş.
Encontramos un calibre 40 en la basura, detrás de la casa.
Evin arkasındaki çöpte, 40 kalibrelik bir tabanca bulduk.
Calibre 357.
.357.
Me sacaron una bala de calibre 38 de la pierna.
Bacağıma bir 38 slug doğrulttular.
Un arma de gran calibre la bala la atraviesa y rompe el vidrio.
Yani silahın kalibresi büyük. Mermi delip geçiyor ve camı kırıyor.
El arma era de calibre.45, y Castle tenía una.38.
Silah 45'lik miş. Castle 38'lik tutuyordu.
Una herida de bala en el pecho gran calibre, probablemente un.45.
Göğüste tek kurşun yarası. Büyük kalibreli, muhtemelen bir 45'lik.
Las tres son de la misma arma, una calibre.45.
Her üçü de... aynı silah tarafından ateşlenmiş... Bir "45lik".
Parecía de nogal, calibre 12.
12 numaralı bir ceviz gövdesi var gibiydi.
Denme una aguja calibre 14.
Bana 14'lük bir iğne verin.
A todo el mundo le entusiasman las armas grandes. A mí, me gustan las de calibre 22.
Herkesi büyük silahlar heyecanlandırır,... beni ise 0.22'lik küçükler.
Lo que le da a Scott tiempo para apuntar con su Smith and Wesson de calibre 357 para el disparo mortal.
Smith Wesson silahıyla ölüm vuruşunu yapabilmek için görüş alanı yaratır.
Bueno, contratar un escuadrón sicario de este calibre para librarse de un agente americano no es barato.
Bu kalibrede bir suikast timini, bir Amerikan ajanını ortadan kaldırması için kiralamak ucuz olmasa gerek.
Calibre. 50,.30-06, 9 milímetros.
50 kalibreler 30-06'lar, 9 mm'ler.
Rifles automáticos, escopetas, varias del calibre 45.
Otomatik silahlar, pompalı tüfekler, tabancalar.
Parece un calibre 7.62.
Sanırım 308'lik.
- No veo el calibre pero la forma poligonal del borde externo coincide con el cañón de un Glock. - ¿ Qué?
- Kalibresini söyleyemem ama dış taraftaki poligonal yivler, glock tabanca namlusu ile uyuşuyor.
El disparo es preciso.El asesino debe haber usado un rifle de caza, calibre 270, 308 quizá.
Atış hassas yapılmış. Katilin kullandığı silah 6,85 ya da 7,82 kalibre olmalı.
¿ Qué hay del casquillo calibre.308?
Silahın kalibresinden bir şey çıktı mı?
Fue entonces que supe que debía tener cerca a una persona de su calibre mental.
İşte o zaman yetenekli zekasını iş hayatımda kullanacak kişiyi bulduğumu fark ettim.
Las balas de pequeño calibre y alta velocidad pueden perforar superficies frágiles sin romperlas.
"Küçük kalibreli, yüksek hızlı mermiler, kırılgan yüzeyleri parçalamadan delip geçerler."
Dos heridas de bala de bajo calibre al pecho izquierdo, una en el ojo derecho.
Sol göğsünde iki tane kurşun izi var,.. ... bir tane de sağ gözünde.
Solía ser el calibre preferido de mafiosos y asesinos.
Eskiden mafyanın ve suikastçıların tercih ettiği çapta.
De bajo calibre.
Düşük kalibre.
Ahora, ¿ tu hijo tiene acceso a un arma de fuego de bajo calibre, específicamente una.22?
Oğlunun küçük kalibreli bir silahı var mı? .22 kalibrelik?
Ponle otra vía. una del calibre 18.
Bir ventriküliçi daha başlatın. 18'lik ölçeri al.
Sra. Gossett, ¿ es usted propietaria de un revolver corto del calibre 38?
Bayan Gossett, 38'lik bir revolveriniz var mı?
Yo apostaría que no solo que esa bala es del calibre 38, sino que podría coincidir con su arma.
Tek 38'liğin sizinki olmadığını biliyorum. Ama sizin silahınızla eşleşeceğine eminim.
¿ Exactamente cómo un pequeño drogón como tú, sabe de un tío de alto calibre como este?
Nasıl oluyor da senin gibi bir keş böyle yüksek kapasite bir herif hakkında bilgi sahibi olur?
¿ Y explicarle al médico por qué una bala de gran calibre solo penetró un cuarto de pulgada de tu cuero cabelludo?
Acildekilere büyük kalibreli bir merminin kafatasına neden yalnızca yarım santim nüfuz ettiğini mi anlatacaktım?
Esta es una Browning calibre 50 trazadora para aviación.
50 kalibrelik Browning uçaksavar mermisi.
Sí, bien, es sorprendente... lo que un rifle calibre 57 de alto poder puede hacerle a una fiesta.
Evet, üstün donanımlı bir tüfeğin böyle bir partiye etken olması harika.
Calibre de 9 milímetos.
9 milimetre.
Mismo calibre que la de la persona que disparó.
Katilinkiyle aynı kalibrede.
Dos fuentes independientes y altamente motivadas dicen que Alfredo es el único tipo en Miami que está moviendo tecnología de mercado negro de este calibre.
Birbirinden farklı ve bana yalan söylemeyi göze alamayacak iki kaynak, Miami'de sadece Alfredo'nun bu düzeyde teknolojik kara borsa malına sahip olabileceğini söyledi.
Somos personas del mismo calibre.
Çünkü ikimizde aynı kalitede insanlarız.
Ya te dije que quería a alguien... de su calibre en el D.P.D.
Teşkilatta onun gibi yeteneklere sahip birisini isteyebileceğini düşünmüştüm.
Parece un disparo de pequeño calibre en la nuca.
Başının arkasındaki küçük kalibre izine benziyor.
Inglesa, calibre 38.
İngiliz, 38'lik.
La munición de gran calibre puede causar este tipo de daño, pero no ese pequeño agujero.
Büyük kalibreli mermiler böyle bir hasar verebilir ama bu küçük deliği açmaz.
Extraña mezcla para un calibre 12.
12'lik fişek için enteresan bir karışım.
Un casquillo calibre 223 normal pesa alrededor de 3,6. Así que la bala pesa mucho.
Standart ağırlığı 3.6 gramdır.
Háblame de los casquillos. Calibre 223.
Çaplardan bahset bana.
Ha oído hablar de Quinn, por supuesto. Este es su trabajo. Calibre 60.
Quinn'i elbette duymuşsundur.
¿ Tiene un arma del calibre 38?
38'lik bir silahın oldu mu hiç?