Translate.vc / испанский → турецкий / Casé
Casé перевод на турецкий
5,320 параллельный перевод
Pero tienes que entender, que Victor tenía 80 años cuando me casé con él.
Ama şunu anlamalısın onunla evlendiğimde Victor 80 yaşındaydı.
Me casé.
Evlendim.
- ¿ Qué? - Me casé.
N'aptın n'aptın?
Nunca me casé. Yo...
Ben hiç evlenmedim...
El punto es que después de que me casé... Será sólo tú y mamá...
Ben evlendikten sonra, annemle bir başınıza kalacaksınız.
Hasta que me casé contigo.
Seninle evlenene kadar.
Y me casé con ella.
Gittim evlendim ben de.
No me casé por amor, me casé por la libertad.
Sevdiğimden evlenmedim. Kurtulmak için evlendim.
Me casé en una gran iglesia en Nueva York y luego nos fuimos de viaje por las montañas.
New York'ta büyük bir kilisede evlendik. Sonra da dağlara doğru seyahate çıktık.
Signe, si estaba loco por Iben, ¿ por qué me casé contigo?
Signe, Iben'e deli gibi aşıksam o halde neden seninle evlendim?
Le dije a mi amigo... yo no me casé por eso... para no sentirme envuelto más de lo que debería.
Arkadaşıma söyledim. Evli bir adamdım ama benden beklenenden fazlasını hissedemedim.
Me casé con su padre en la primavera pasada.
Babasıyla geçtiğimiz baharda evlendik.
Quiero decir, tal vez me casé con alguien que apesta.
Yani belki de ben berbat durumda olan bir kadınla evlenmişimdir.
Me casé en estos.
Onlarla evlenmiştim.
No, nunca me casé.
- Hayır, hiç evlenmedim.
¿ Sabes, con la que me casé?
Biriyle evli olduğumu biliyor musun?
Porque yo me casé con alguien cuando habían muchos signos de advertencia, y eso es todo lo que digo.
Çünkü çok fazla uyarı işareti aldığım biriyle evlendim ben, tüm söylediğim bu.
Me casé en una celda de la cárcel, por el amor de Dios.
Ben bir hapishane hücresinde evlendim, Tanrı aşkına.
Jennifer Wooley es el personaje de Veronica Lake en la película "Me casé con una bruja".
Jennifer Wooley, Bir Cadıyla Evlendim filminde Veronica Lake'in oynadığı karakterdi.
Me casé muy joven.
Küçükken evlendim.
Me casé hoy.
Bugün evlendim.
Este año, obtuve un nuevo empleo y me casé contigo.
Bu yıl yeni bir iş buldum ve seninle evlendim.
Me casé con una mujer cruel.
Gaddar bir kadınla evlendim.
- No. Me casé joven.
Genç yaşta evlendim.
Me casé por amor y la amé profundamente.
Aşk için evlenmiştim. ve onu çok sevmiştim.
Porque a partir de hoy en California, ¡ es legal que un hombre se case con otro hombre!
Bugünden itibaren California'da bir erkeğin başka bir erkekle evlenmesi yasallaştı!
Necesito la alianza con Francia para proteger Escocia de los ingleses, y necesito tiempo antes de que no haya posibilidad de que Francisco se case conmigo.
Ülkemi İngilizlerden korumak için Fransa ile ittifaka ihtiyacım var. ve eğer Francis benimle evlenirse evlenene kadar zamana ihtiyacım var.
Hago que Marge se case con Moe, entonces mato a Moe, luego ella se queda con el anillo, luego yo me caso con ella y el anillo es mío.
Marge'la Moe'yu evlendireceğim sonra Moe'yu öldüreceğim sonra yüzük Marge'a kalacak ben de Marge'la evlenirsem yüzük benimdir.
Por favor, Case.
Lütfen, Case.
Muy bien. Me casé muy joven.
Aslında, çok gençken evlendim.
Le he pedido a Deb que se case conmigo y ha aceptado.
Deb'e evlenme teklifi ettim, o da kabul etti.
Su sacerdote no se sentía cómodo, así que me pidió que los case yo.
Rahibiniz kendisini pek rahat hissetmiyormuş, bu yüzden sizi benim evlendirmemi istedi.
A menos que me case con él.
Eğer onunla evlenmezsem.
Si todavía me habla... Voy a pedirle que se case conmigo.
Eğer hala benimle konuşmaya devam ederse... ona evlenme teklifi edeceğim.
Pero lo que la mayoría no sabe, y esto es ultra secreto, es que voy a pedirle a Kurt que se case conmigo.
Evet, ama birçoğunuz şunu bilmiyor ve bu çok gizli Kurt'e evlenme teklif edeceğim.
¿ Quieres que me case con alguien que jamás he conocido?
Hiç tanımadığım birinin karısı olmamı mı istiyorsun?
Y los padres de Roberto solo quieren que se case con una buena chica católica.
Ve Roberto'nun ailesi de oğullarının Katolik bir kızla evlenmesini istiyor.
¿ Ves la diferencia entre esto y " Creo que quiero casarme con este tío, o puede que me case con el tío con al que me tiré en un baño porque perdí los nervios en mis exámenes, pero cuando el estaba por mí, no lo pude afrontar. Pero de repente, cuando casi muere,
Ya da banyoda seviştiğim bu adamla evlenirim çünkü bu adam aklımı başımdan aldı ama bana ilgi duyduğunda bunu kaldıramadım.
¿ El Sr. Case?
- Bay Case mi?
Mindy es la Sra. de Casey Peerson, o al menos lo será cuando se case.
Bayan Casey Peerson, Mindy oluyor. Ya da evlendiğinde olacak.
Margaret Murphy y Wendy Case, la ex de Jax.
Margaret Murphy ve Wendy Case. Jax'in eski eşi.
De acuerdo con los indices de Neilson de audiencia en espectáculos como Cold Case Files, Date line munder y Asuntos mortales se dispara como cielo entre las parejas casadas.
Nielsen ratinglerine göre Cold Case Files, Dateline Murder ve Deadly Affairs gibi programlar evli çiftler arasında gittikçe daha çok izlenir hâle geliyor.
pero ahora, estén listos por algo de lujuria traición y asesinato en "Hot Load Case Files".
Ama şimdi şehvet, ihanet ve cinayete hazır olun. Hepsi Ateşli Davalar'da. Oh be!
Probablemente solo... siga los pasos de mi madre y me case con algún policía.
Muhtemelen annemin izinden gidip bir polisle evlenirim.
Disculpe, buscamos a Wendy Case.
- Pardon, Wendy Case'i arıyorum.
Ir a un juez de paz para que les case.
Anlamı, evlenmek için Sulh Hakimi'ne gidecekler.
Así que vende a su hermano, se muda a Nueva York, cambia su nombre por Dahlia Swain, encuentra un nuevo objetivo, el chico de los Cotchin, y le engaña para que se case con ella.
Yani kardeşini ispiyonlamış ve sonra New York'a taşınıp ismini Dahlia Swain olarak değiştirmiş. Sonra da kendisiyle evlenmek için Nathan Cotchin'i kandırmış.
- Por lo menos, tenemos que descartar el caso.
En azından, bu bırakmamız lazım case.
Muy bien. ¿ No participará más en partidos europeos una vez que se case?
Evlendiğinizde Avrupa maçlarına katılmayacak mısınız?
¿ Queréis que me case con Francisco?
Francis ile evlenmemi mi istiyorsun?
Que mi unni se case allí significa que no quiere regresar a Corea.
Ablamın evleniyor olması Kore'ye dönmeyeceği anlamına geliyor.