Translate.vc / испанский → турецкий / Casí
Casí перевод на турецкий
130 параллельный перевод
Bueno, en ese caso fué casí todo suerte.
Sebebi fazla şanslı olmamdı.
El crío ha engordado casí un kilo.
Bebek 70 gram daha almış.
Ya casí has llegado.
Eve varmana az kaldı.
Y un día casí morí... e imaginé que debería haber una manera más fácil.
Çılgın Charley! Bir gün neredeyse ölüyordum ve daha kolay bir yol olabileceğini anladım.
¡ Rápido, al show, casí salimos al aire!
Haydi, acele edin gösteri başlayacak!
Ira, casí cometemos un estupido error.
Ira, Nerdeyse aptalca bir hata yaptık.
Casí no puedo respirar sin ti.
Sensiz nefes bile alamıyorum.
casí se puede tocar.
Neredeyse ona uzanıp dokunabilirsin.
Casí nos mandas para arriba a todos hoy.
Neredeyse herkesin gününün içine ediyordun.
Nos costó casí $ 2 millones en efectivo.
Bize neredeyse $ 2 milyon'a patladı.
Cabeceaba, casí durmiendo Repentinamente un sonido... como alguien suavemente arañando A la puerta de mi cuarto...
Uyumak üzereydim, neredeyse başım düşüyordu ki, Bir tıkırdı geldi birden... Sanki kibarca oda kapımı çalan, Çalan birisi gibi...
Casí muero sin decirle a mi jefe que se comiera mis pantalones.
Neredeyse patronuma şortlarımı yemesini söylemeden ölecektim.
Ya casí termino.
Neredeyse bitirdim.
Casí.
Neredeyse.
Señor un regalo del hombre que casí le mató.
Bayım. Sizi öldürmeyi inanın beceremezdim.
Los lobeznos se atragantan de leche materna para crecer a un tamaño casí adulto antes de que llegue el invierno
Kurt yavrusu kış gelmeden yetişkin boyuta gelebilmek için annesinin sütünü tıka basar içer.
Está bien... me lo contaste la noche pasada... llevas en el cuerpo, que, ¿ 8, casí 9 ciclos?
Bana dün gece kendiniz anlattınız. Kuvvette sekiz, neredeyse dokuz devredir bilfiil görev yapıyorsunuz, öyle değil mi?
Ella casí tenía el mío Pronto me hubiera convertido en Sen
Benimkini de çalıyordu neredeyse. Gerçekten Sen'e dönmüştüm.
Casí tocó tu mano en la celda.
Evet! Hücrede el işareti yapmıştı.
Casí lo sentí.
Neredeyse hissettim bir şekilde.
En 1991 los teníamos casí todos habíamos creado la mayor parte de ellos y habíamos encontrado otros creados por otros programadores para sus propios fines pero que nos servian
_ 1991'de bu bileşenlerden çoğu hazır haldeydiler Çoğunu kendimiz yazdık ama başkasının yazdığı ve işimize yarayanları da sisteme dahil ettik
Casí capturé al'Computer Angel'.
Neredeyse Bilgisayar Meleği'ni yakalıyordum.
Nocche oscura, cíelo risueño, la quíetud es casí un sueño.
Sessizlik bizi sarar tıpkı bir rüya gibi...
Cada pareja puede producir tres camadas, casí 30 crías, en una sola temporada, siempre y cuando los adultos encuentren suficientes semillas para alimentarlos.
Her çift bir mevsimde, 3 batında yaklaşık 30 yavru doğurabilir ancak bunun için yetişkinlerin beslenecek kadar tohum bulması gerekir.
Esto significa que no deberíamos asumir que el sistema de valores ha evolucionado de alguna manera en una región. Casí siempre es impuesto con el propósito explícito de mantener el poder en las manos de poderoso.
Bu sistem iktidarın, iktidar sahiplerinin elinde kalması için empoze edilmiştir.
La prímera vez que ví la foto fue muy extraña porque el tono del cíelo era casí ígual al tono del papel.
Bayım bu fotoğrafı ilk gördüğümde bana gerçekten çok tuhaf geldi. Çünkü gökyüzünün rengiyle kartın rengi birbirine girmişti.
¡ casí como sí la parte superíor de su cuerpo no exístíera!
Sanki bu vücut kartın hemen tepesinde başlıyordu. Gerçekten çok ilginçti.
Casí te obligué.
Seni kandırmış gibi oldum.
Bueno, casí está ahí.
Gelmek üzere.
Casí se va al limbo!
Neredeyse öte âleme geçecekmiş!
Y esto aplica incluso en el amor, casí ya nadie osa hoy decir "te amo."
Sevgi için de böyle, Kimse "Seni seviyorum"
Comisario, tenemos la U.S. 1 despejada y casí terminamos con la Avenida Krome.
Şerif "U.S. 1" temiz, ve "Krome Caddesi" de bitmek üzere.
Sí, ya casí todo empacado.
Evet, toplanmayı bitirdim sayılır.
Penamos en volver cuando pinché, pero ya estábamos casí allí.
Lastiğimiz patlayınca dönmeyi düşündük, ama gideceğimiz yere çok az kalmıştı.
Fue casí divertido...
Neredeyse şakaydı...
Después de tres meses casí perdió la razón.
Üç ay sonra ise neredeyse aklını kaçırmak üzereydi.
Ya, pero casí no parecen turistas.
turiste benzemiyorlar ki.
Casí se desangró en el piso hasta morir.
Yerde kan kaybından ölecekmiş.
Aun s ¡ solo fueran 50. La pos ¡ b ¡ l ¡ dad de que sospechen de que soy K ¡ ra es casí cero.
Sadece 50 tane olsa bile, benden şüpheleniyor olmaları neredeyse imkansız.
Casí me enganáis.
Neredeyse kanıyordum. Hayır, ciddiyim.
Ya casí estoy contigo, cariño.
Birazdan seninleyim, tatlım.
Ya casí estoy contigo.
Birazdan seninleyim.
Está hecha, casí en su totalidad, de plástico.
Neredeyse tamamı plastikten üretilmiştir.
Tiene casí 20 años y siento que el tiempo no ha pasado en lo absoluto.
Neredeyse 20 yıl sonrası ve ben sanki hiç zaman geçmemiş gibi hissediyorum.
Y el echo de que casí tu hubieras asistido allí, aclara que no tenés ni idea de con quién te estás metiendo.
Vardığın nokta bile her şeyi netleştiriyor. Kiminle uğraştığını bilmiyorsun.
Casí siempre.
Saçların her zaman böyle parlar mı?
Cuando empecé a estudiar en Liverpool mi padre me diò una muy generosa asignación quizas demasiada generosa, para mi propio bien me convertì en un salvaje y me vì envuelto con gente de mala reputación y en un arrebato de ebria locura en un Registro Civil con una mujer, mucho mayor que yó una mesera por esa època, casí ni la veìa a Alice por supuesto que no le podìa contar a mi padre ciertamente me hubiese echado...
Liverpool'da okumaya başladığımda, babam bana çok ciddi bir harçlık veriyordu. Belki de benim iyiliği için fazla cömertti. Serkeş biri olmuştum ve kötü bir insan topluluğunun içine düştüm.
Ya casí he acabado.
Neredeyse bitirdim sayılır.
En 1991 casí habiamos terminado el sistema GNU, nuestro objetivo consistía en crear un sistema operativo como Unix, pero completamente gratuito
1991'de neredeyse GNU sistemini bitirmiştik
La quíetud es casí un sueño.
Sessizlik bizi sarar tıpkı bir rüya gibi...
- Casí nos deja allí.
- Evet.