Translate.vc / испанский → турецкий / Cece
Cece перевод на турецкий
1,182 параллельный перевод
- Cece es la hija de Jim.
- Cece, Jim'in kızı.
Sal marina, porque suena como Cece.
Deniz tuzu eklettim, çünkü sesi bana Cece gibi geliyor.
Pero es el mejor chico, Cece.
Süper birisi, Cece.
La señora Cece está teniendo problemas para respirar.
Bayan Cece nefes almakta zorlanıyor.
De acuerdo, si se tratase de un coágulo de sangre, entonces Cece necesitaría una operación de urgencia para quitarlo.
Eğer bir kan pıhtısıysa almamız için Cece'nin acilen ameliyata girmesi gerekecek.
Mira, Cece ha sido muy amable conmigo.
Bak, Cece bana karşı çok nazik davranmıştı.
Le prometí a Cece que me quedaría.
Cece'ye kalacağıma dair söz verdim.
No, prometí a Cece que me quedaría con ella.
Hayır, Cece'ye yanında olacağıma dair söz verdim.
Gracias por contarme lo de Cece.
Bana Cece'ye olanları söylediğin için sağ ol.
Cece tuvo un derrame cerebral cuando la preparábamos para cirugía.
Cece onu ameliyat için hazırlarken bir inmeye maruz kaldı.
Pero pensé que con la muerte de Cece, haría una excepción.
Ama belki Cece'nin ölümüyle bir istisna yapabilir diye düşünmüştüm.
El velorio secreto de Cece Rhodes.
Cece Rhodes'un gizli cenaze merasimi.
Bueno, creo que Cece quería que celebrásemos su vida y no llorar su muerte, por eso no invitó a ninguna de sus pesadas amigas de sociedad, sólo a...
Sanırım Cece bizim onun hayatını kutlamamızı istedi ve ağıt yakmamızı istemedi, bu yüzden davet ettiği kişiler arasında sıkıcı sosyal arkadaşları yok, sadece -
Técnicamente, es el apartamento de Cece.
Teknik olarak burası Cece'nin dairesi.
Es sólo que, de entre toda la gente que tenía Cece para elegir, encuentro curioso que escoja al padre de los hijos de Lily.
Sadece, Cece'nin seçebileceği onca kişi arasından Lily'nin çocuklarının babasını seçmesini tuhaf buluyorum.
Sin embargo, tu madre la invitó a estar aquí, así que... me gustaría que todo mundo respetara los deseos de Cece, ¿ está bien?
Yine de anneniz onu buraya davet etmişti o yüzden herkesin Cece'nin dileklerine saygılı olmasını istiyorum, tamam mı?
Miren, yo nunca le pedí nada a Cece.
Ben Cece'den hiçbir şey istemedim.
Pero nunca mentí a Cece.
Ama ben Cece'ye hiç yalan söylemedim.
Los deseos de Cece son los deseos de Cece.
Cece'nin dileği, Cece'nin dileğidir.
El velorio de la Señora Cece fue hermoso.
Bayan Cece için harika bir cenaze merasimi oldu.
Cece solo quería que yo también tuviera.
Cece, benim de biraz olmasını istemiş.
Es el albacea de Cece.
Cece'nin miras memuru o.
El único recurso que tienes es poder probar que Cece no estaba en sus cabales cuando cambió su testamento.
Başvurabileceğiniz tek yöntem, eğer ispatlayabilirseniz vasiyetini değiştirirken Cece'nin aklının başında olmadığı olur.
Nada, si Cece la hubiera llamado Charlie Rhodes en su testamento, pero le dejó todo a Ivy Dickens.
Hiçbir şey, eğer Cece Charlie Rhodes'u vasiyetine isim olarak eklemiş olsaydı ama o her şeyi Ivy Dickens'a bıraktı.
Cece claramente sabía quién era realmente.
Cece onun gerçekte kim olduğunu belli ki biliyormuş.
¿ Sabes que va a hacer una fiesta en honor de Cece?
Cece'nin onuruna bu akşam bir parti düzenlediğini biliyor muydun?
Él es el ejecutor de la voluntad de Cece, de modo que está incompleta, ¿ no?
O, Cece'nin miras memuru, bu yüzden bu kusur sayılır, değil mi?
Solo quería llevar algo de Cece que le recordara a todo el mundo quien es su verdadera hija.
Cece'nin bir şeyini takıp, herkese gerçek kızı kim onu göstermek istiyordum sadece.
Por Cece.
Cece için.
Esta noche me ha hecho darme cuenta de por qué Cece me lo dejó todo a mí.
Bu akşam Cece'nin neden her şeyi bana bıraktığını anlamamı sağladı.
Porque no he hecho nada más que querer y cuidar a Cece.
Çünkü Cece'yi sevmekten ve önemsemekten başka bir şey yapmadım.
Si quieres saberlo, yo... me uní a mi sobrina en el funeral de Cece.
Eğer bilmek zorundaysan, ben yeğenimle Cece'nin cenazesinde bir bağ kurdum.
Cece, ¿ Puedo hablarte como una... ¿ como una mujer?
Cece seninle bir kadın olarak konuşabilir miyim?
Estoy entorpeciendo, Cece, las uñas de mis pies se me están cayendo.
Bana kramp giriyor Cece, ayak tırnaklarım batıyor.
Sí, Cece y yo nos escondimos cuatro años en el baño.
Evet, Cece ve ben dört yıl boyunca lavaboda saklandık.
Cece, eres demasiado hermosa.
Cece, sen fazla güzelsin.
Es Cece. ¿ Hola?
- Cece arıyor. Alo?
¿ Qué haces aquí, Cece?
- Burada ne işin var Cece?
¡ Cece está rapeando!
- Cece'den gelsin!
Pero no quiero que el tuyo también lo sea, así que la mitad de la herencia de Carol del dinero de Cece pasa a tu cuenta.
Ama seninkinin öyle olmasını istemiyorum bu yüzden Cece'den Carol'a kalan malların yarısını sana aktarma işlemini ayarladım.
Y si necesitara dinero, tengo la mitad de mi madre de la herencia de Cece.
Ve eğer ihtiyacım olursa da, annemin mirasının yarısı bende.
Tengo que acabar el papeleo para donar los bienes de Cece antes del vuelo.
Gitmeden önce Cece'nin mallarını bağışlamak için evrak işlerini tamamlamam gerek.
Cece te lo dio a ti.
Cece sana vermişti.
Jason cree que vio a CeCe esa noche con la misma ropa que Ali, y nosotras sabemos que CeCe no es la rubia que está en esa tumba.
Jason'a kalırsa, o gece CeCe'yi Ali ile aynı giysileri giyerken görmüş. Ama biliyoruz ki mezardaki sarışın CeCe değil.
Tú una vez le dijiste a Emily que recuerdas ver a mi hermana hablando con CeCe en tu patio la noche en que Ali desapareció.
Ali'nin kaybolduğu gece ablamı CeCe ile bahçenizde konuşurken gördüğünü Emily'e anlatmışsın.
Y tú dijiste que creías que CeCe era Ali porque llevaban la misma ropa.
Başta CeCe'yi Ali sandığını çünkü aynı giyindiklerini söylemişsin.
¿ Estás seguro de que era CeCe?
CeCe olduğuna emin misin?
Y Pam se estaba volviendo loca intentando cuidar de Philip, porque Cece ha estado descontrolada últimamente, y...
Ve Pam, Philip'e bakmaya çalisirken çildirmak üzereydi, çünkü Cece son zamanlarda kontrolden çikti ve- -
Sí, bueno, todos conocéis ya a Cece, pero queríamos presentaros al pequeño Philip.
Evet, hepiniz Cece'yi biliyorsunuz ama biz sizi bebek Philip ile tanistirmak istedik.
Cece quería agradeceros a todos por dejar que su papá estuviera en casa con ella toda la semana pasada y poder jugar, así que os trajo un pequeño regalo.
Cece hepinize, babasinin geçen haftanin tamaminda evde kalip onla oynayabilmesine izin verdiginiz için tesekkür ediyor. Bu yüzden size küçük bir ikram getirdi.
¿ Cece, hiciste tú esto?
Cece bunlari sen mi yaptin?