Translate.vc / испанский → турецкий / Coconut
Coconut перевод на турецкий
101 параллельный перевод
Así que nos encontramos a Irene primero en el Coconut Grove.
Irene ile ilk kez Coconut Grove'da tanıştık.
¿ Le gusta el club Coconut Beach?
Coconut Beach Club'ı sever misin?
Lina es muy mandona... -... pero usted es el patrón.
Coconut Grove'un sahibi Lina ona ne derse yapabilir ama bu stüdyonun patronu sizsiniz.
MAISIE SPRINGFIELD EN THE COCONUT GIRL
MAISIE SPRINGFIELD HİNDİSTAN CEVİZİ KIZI
Un personaje encantador, el de coconut girl.
Hindistan cevizi kızı ne hoş bir karakter.
Hago The Coconut Girl en el Avenue.
Hindistan Cevizi Kızı'nda oynuyorum.
lba a una casa elegante de Coconut Grove.
Coconut Grove'da lüks bir eve girdi.
Coral Gables y Coconut Grove sale del nivel de la explanada principal.
Coral Gables, Coconut Grove ana terminalden kalkıyor.
Es la noche de la musica disco en el Coconut Teazer.
Coconut Teazer'da parti var bugün.
Wo Sam vive en el hotel Coconut.
Wo Sam hotel Coconut'ta yaşar.
Sus papás viven en Coconut Grove.
Babası zengin, Coconut Grove'da.
anglo. protestante... paseos... y matrimonio.
Şunu dinle : "Hassas WASP doktoru aranıyor mum ışığında bir akşam yemeği ve Coconut Groove da bir yürüyüşü ve evliliği paylaşmak için"
- Sí, y fíjese. ¿ Un chofer con una casa frente al mar en Coconut Grove?
Limuzin sürücüsü Coconut Grove'da denizin yanında mı yaşar?
Con cocos que caen de las palmeras
Coconut coming down all the time
Coconut Grove, 2420 Lyons Avenue.
Coconut Grove, 2420 Lyons Avenue.
Pudo ser ese el problema.
Problem orada. Chuck Coconut Grove'dan biriyle evleniyordu.
Chuck se casaba con una chica de Coconut Grove. La recepción se hacía esa noche en el Delano.
Yemek bu akşam Delano'da olacakmış.
El huracán de categoría dos golpeó con más fuerza en Coconut Grove con una marea de 2 metros.
Özellikle iki buçuk metrelik dalgaların vurduğu Coconut Groove büyük zarar gördü.
Cayó en Coconut Grove. Así que parece...
Adam Coconut Grove'da bulunmuş.
48 horas en El Cocotal es una dosis pequeña.
Coconut Grove'da 48 saat geçirmek kısa bir süredir.
Yo llevaré a las chicas a comprar al Cocotal.
Ben de kızları Coconut Grove'a alışveriş yapmaya götürürüm.
Y ahora, damas y caballeros esta noche, celebrando su décimo aniversario en el espectáculo el "Coconut Grove" se enorgullece en presentar al inigualable ¡ Bobby Darin!
Ve şimdi, bayanlar ve baylar, gösteri işinde 10. yılını kutlayan biri Coconut Groove gururla sunar, karşınızda çok sevdiğiniz muhteşem, Bobby Darin!
Esos edificios de Coconut Grove están en la costa atlántica ;
Bu mülkler Coconut Groove'da. Atlantik Kıyı Sırtı'nın üstündeler.
Los registros de emergencias de Coconout Grove están viniendo.
Coconut Grove'dan istettiğimiz acil servis kayıtları yolda.
Uno de los lugares en los que filmamos en Florida... fue esta casa de Coconut Grove... que era de un tipo que decía ser conde.
Florida'da çekim yaptığımız yerlerden biri, hmm, hindistan cevizi ağaçlığında bir ev idi, kendine kont diyen bir adama ait.
Viven en Coconut Grove.
Coconut Grove'da oturuyorlar.
Detectaron esto hace pocos minutos,... actividad sospechosa en la subred de la ATM en Coconut Grove.
Birkaç dakika önce haber verdiler. Coconut Grove'daki bir bankamatikte şüpheli bir şeyler olmuş.
Señoras y señores, el Coconut Grove se enorgullece de presentar a la hermosa, la talentosa, la incomparable Virginia Fallon.
Bayanlar, baylar, Coconut Grove gururla yetenekli, karşılaştırılamaz Virginia Fallon'ı gururla sunar.
Permíteme ser el primero en darte la bienvenida a Coconut Cove.
Coconut Cove'a ilk hoş geldin diyen ben olayım.
Ey, mira, Sherlock... no hay otras panquequerías en Coconut Cove.
Bana bak, Sherlock Coconut Cove'da başka bir gözleme evi yok.
"La economía de Coconut Cove necesita a Mother Paula's".
"Coconut Cove'un ekonomisinin Paula Ana'nın yerine ihtiyacı var."
"Una patrulla de la policía de Coconut Cove... " fue atacada el lunes a la mañana... " mientras estaba estacionada en una obra en construcción...
"Coconut Cove polis devriyesi Pazartesi sabahı bir inşaat alanında park halindeyken tahrip edildi polis memuru içinde uyurken kimliği belirsiz haylaz biri aracın camlarını sprey ile siyaha boyadı."
Tengo a Coconut Cove en la línea cinco.
Beşinci hatta Coconut Cove var.
Buenas tardes, Coconut Cove. ¡ Me encanta!
İyi günler. Coconut Cove. Sizi seviyorum.
Es un gran día para Coconut Cove...
Cooconut Cove için harika bir gün...
Mother Paula's será... un ejemplo brillante de mi plan de desarrollo económico en seis puntos... ya que traerá más de doce nuevos puestos de trabajo a Coconut Cove.
Paula Ana benim 6 önemli ekonomik gelişim planımın mükemmel bir modeli olacak Coconut Cove'a 12 den fazla yeni iş imkanı tanıyacak.
Y una panquequería en Coconut Cove sería genial.
Ve Coconut Cove'da gözleme evi harika olacak.
¡ Hola, Coconut Cove!
Hey, Coconut Cove!
Damas y caballeros de Coconut Cove.
Coconut Cove'lu bayanlar ve baylar.
LAS DUNAS DE COCONUT COVE Y Florida tenía su forma personal de tenernos muy ocupados.
# Zaman zaman düşündüğünde... #
Frank Pierce, Coconut Grove, Mercedes Benz.
Frank Pierce, Coconut Mercedes-Benz.
Ve al centro comercial de Coconut Grove. Dos horas.
2 saat içinde Coconut Grove Alış-Veriş Merkezinde ol.
Eso está a kilómetros de Coconut Grove.
Coconut Grove'dan çok uzakta.
Cantaré "Lime In The Coconut" después de usted, y los dejaré extremadamente impresionados.
Sizden sonra "Hindistan cevizi suyunu" söyleyeceğim ve çok etkileyici olacak.
otras veces a Coconut Grove.
Bazen Coconut Grove'a.
En el Coconut Grove.
Coconut Grove.
Nuestro carnicero de Coconut Grove.
Coconut Grove'dan kasabımız.
No quiero competir con el Coconut Grove.
Coconut Grove ile rekabet etmek istemem.
Vengo del cabaret.
Ben Coconut Grove Kızlarından biriyim.
Soy un coconut. Soy una entera ensalada de frutas. Por acá.
Ben Hindistan ceviziyim, ben meyve salatasıyım, Hey, hey orman çocuğu.
Pasa los inviernos aquí en Coconut Grove.
Kışı Miami'de geçiriyormuş.