Translate.vc / испанский → турецкий / Compadre
Compadre перевод на турецкий
634 параллельный перевод
No es culpa mía, compadre.
Benim suçum değil dostum.
- Es un compadre.
- O bizim dostumuz.
Ahí lo tiene, compadre.
Şimdi tamamdır ortak.
Quiero que hablemos, compadre. Pensó que era hora de empezar.
Ve bekleyemedi.
Lo siento, compadre. Compadre y un huevo.
- Saçmalık, seni vaftiz ettim mi?
Eres lo mejor, compadre. ¿ Dónde compraste esas zapatillas?
- Ayakkabılarını nerden aldın?
Habla bajo, compadre.
Bağırma! Herkes duyacak!
- Así es, compadre.
- Bu doğru, Tanrım.
¿ Verdad, compadre? Sí, sí.
- Değil mi, ihtiyar işbirlikçi!
Otra copita para mi compadre...
Dostuma da bir tane koy.
Compadre, esto es solo un aperitivo.
- Bu sadece bir lezzet. - Ben bu kadar şeyi yemek zorunda mıyım?
Compadre, ¿ quieres licor?
- Bir parça Centerbe kahveyi öldürür
Es peligroso. - Compadre mariscal.
- Komutan ben geldim.
- Quiero al compadre.
- Daha bitmedi.
- Compadre, siéntate.
- Teşekkürler.
Dejaré que el Sr. Agrandi responda a eso.
Bunu compadre'si yanıtlasın. Senyor Agrandi.
OK, compadre.
- Nefes al. - Merhaba, Padre.
Vamos compadre, dame crédito...
Benim küçük tatlı şişkom...
Eres demasiado romántico, compadre.
Çok duygusalsın, patron.
i Oiga compadre... que bueno está ese guajolote que se va a comer.
Merhaba dostum. Hindi çok lezzetli görünüyor.
Yo no soy su compadre. Y no le voy a invitar nada.
- Ben ne senin dostunum ne de bu hindiyi seninle paylaşacağım.
Aquí estamos, mis compadres y yo y aquí nos quedamos.
Evet, buradayız, compadre'lerim ve ben. Ve kalmaya geldik.
Tú eres el compadre de Ciccio.
Ciccio'nun genç arkadaşı sensin demek?
¿ Ves cómo ha acabado tu compadre Ciccio? Un día de éstos me tocará a mí.
Ortağın Ciccio'nun başına gelenler benim başıma da gelebilir.
Denunció al compadre de mi amigo, que es la mejor persona del mundo, para estar conmigo, para arruinarme la vida.
Benimle olmak için arkadaşımın kankasını polise verdi. Beni de mahvedecek, orospu.
Soy el compadre de Ciccio, que está en Reggina Coeli. ¿ Te acuerdas ya?
Hapisteki Ciccio'nun arkadaşıyım, hatırladın mı?
- No fumo, compadre.
İçelim mi birer tane?
- Compadre miente. ¿ Qué viste?
- Yalancı. Nasıl bir yerdi peki?
Es sólo un cuarto y ella tiene... sólo dos mesas y cocina en el piso... pero su pollo con mole... compadre, es el mejor.
Tek odalı bir yer. Sadece iki masası var ve yemeği yerde pişiriyor. Ama soslu tavuğu, en iyisidir dostum.
Compadre, has tenido suerte...
Değerli arkadaşım, sen çok şanslısın. Ben sana yardım edeceğim.
Vamos, compadre.
Haydi, rahat dur.
- Compadre, ponte esta ropa seca.
- Bu kuru giysileri geçir üzerine.
Yo hago las bromas, compadre.
Burada şakaları ben yaparım ahbap.
Tú eres mi compadre.
Sen akrabamsın.
Compadre, hace mucho que no he estado en el campo.
Çok uzun zamandır köye gitmedim.
Compadre, no me pelees, yo comercio como sé.
Uyarmana gerek yok. Elimden geldiğince satıyorum.
Compadre, vete.
Defol!
No seas tan rudo, compadre.
Dostum bu kadar kaba olmayın.
Compadre, ¿ me oyes?
Evlat, beni duyuyor musun?
¡ Compadre, compadre, somos soviéticos!
Hey, asker, biz, dostlarız!
Oiga, compadre
Pek sevgili insanım.
Dí "compadre". Dí "compadre" de nuevo.
- Konfeder de, konfeder de, hadi!
Bien, compadre, ¿ cómo saldrá la quiniela este fin de semana?
Şey... konfeder, bu haftaki Toto neticeleri nedir?
Tú sigue, compadre.
Kalleş konfider!
Pregúntele a la compadre.
Kompodora sorsana...
- No peleen por una compadre.
Şimdi birbirimizi kırmayalım bir kompodor, fakirhane davasına.
Eh, compadre, ven, quiero hablar contigo.
Seninle konuşmak istiyorum.
Compadre mariscal.
- Öğle yemeği hazır sizi bekliyoruz.
- Compadre, esta es mi mujer.
- Bu benim karım, tanıştırayım.
Compadre, ¿ dónde te habías metido?
Nereye kayboldun?
¡ Compadre! No es "compadre".
- Konfeder değil.