Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Confusión

Confusión перевод на турецкий

2,711 параллельный перевод
Supongo que existe cierta confusión sobre tu situación.
Seninle ve durumunla ilgili bir bilgi eksikliği varmış.
Hutchy y John McGuinness que están justo en la confusión.
Hutchy ve John McGuinness bu ikilinin arkasındalar
Cuando nació hubo una confusión y la entregaron a la familia equivocada.
Doğduğunda, bir karışıklık olmuş ve yanlış bir aileye verilmiş.
En el trato que me das en las visitas encuentro un indicador fiable de tu confusión espiritual.
Bu ziyafetleri hazırlamanın sebebi genelde ruhsal karmaşıklıklarının göstergesi sonucu oluyor.
- No me dejes en tal confusión.
Tamam. - Beni karmaşa içinde bırakma.
Así que la confusión se ha terminado. Me casaré con Yuvraj.
O halde karışıklık sona erdi, ben Yuvraj ile evleneceğim.
Fue una confusión. Vuestra confusión me ha dejado fuera.
Sizin karışıklığınız benim sigortalarımı attırdı.
"Los síntomas son ganglios inflamados, dolor articular, picazón, confusión. " Si no se trata, daño neurológico, demencia y muerte. "
Şiş lenf bezleri, eklem ağrısı, kaşıntı, kafa karışıklığı tedavi edilmezse sinir sisteminde hasar, bunama ve ölüm.
- Sí. Parece que el laboratorio tuvo una confusión con las muestras de orina.
Aslında, görünüşe göre laboratuarda idrar örneğiniz karışmış.
Déjeme aliviar algo de su confusión.
Bazı kafa karışıklıklarınızı açığa kavuşturayım.
Con toda la confusión e impredictibilidad.
.. en azından kafası karışmaz
Y creía, para mi impresión y sorpresa y confusión, que dentro del cerebro, había cierta clase de partículas que no se habían descubierto todavía que daban pie al alma y la consciencia.
Beni şok eden, şaşırtan ve kafamı karıştıran biçimde, beynin içinde, ruhu ve bilinci ortaya çıkaran henüz keşfedilmemiş bazı parçacıkların varlığına inanırdı.
En su estado de confusión, ella creerá como sea momentáneamente, por supuesto, que eres atractivo.
Kafası karışık duruma gelince bir anlığına, tabii ki çekici olduğuna inanacak.
- Mire, mi padre me llamó acerca de una confusión con su oficial de libertad condicional.
- Bak, babam beni şartlı tahliye memuruyla olan bir anlaşmazlığı için aradı.
Lamentamos la confusión
Biz bütün karışıklık için özür dileriz.
¿ Confusión y el terror de un dispensador de chocolate?
Kafa karışıklığı ve çikolata dağıtan terör mü?
Me alegra que hayas solucionado el problema de la confusión.
Kafa karışma problemini çözdüğüne sevindim.
"La Secuencia Vital del Valor" Lo que ha pasado es que hay una completa confusión en la doctrina económica entre estas dos secuencias.
Aslında olan şudur ki, bu iki dizge konusunda ekonomik doktrinler arasında tam bir kafa karışıklığı söz konusudur.
de la salud social... Bueno, ahí se nota la confusión.
Karmaşayı görüyorsunuz işte.
Hubo una confusión en el laboratorio.
Laboratuarda bir karışıklık meydana gelmiş.
Lo siento por la confusión.
Karışıklık için özür dilerim.
Esto puede llevar a la depresión confusión y melancolía. No.
Bu da insanı depresyona karmaşaya ve hüzne itiyor.
Hubo confusión...
Bir karışıklık var...
Sin embargo, dijo que cualquier confusión dejada atrás confiaba en ti para aclararla.
Ama arkasında nasıl bir karmaşa bırakırsa bıraksın,... senin toparlayacağından emin olduğunu söyledi.
Le pido disculpas por la confusión.
Karışıklık için özür dilerim.
Tendremos 4 camiones señuelo adicionales para crear confusión en caso de que Ivo o cualquiera intente recuperar los restos.
Ivo ya da başka birinin parçaları elde etmeye çalışma ihtimaline karşı yanıltma amaçlı fazladan 4 sahte kamyon olacak.
Los rostros humanos le causan la gran confusión, por lo que los ignora.
İnsan yüzleri kafasını karıştırıyor, bu yüzden yok sayıyor.
Hay mucha confusión con lo del doctor Russell.
Doktor Russell yokken burada tam bir keşmekeş oluyor.
Los asesinatos fueron un caso de confusión de identidad.
Cinayetlerde hatalı kimlik söz konusuydu.
- Y confusión.
- Ve kargaşa.
Lo siento, hubo una confusión.
Çok özür dilerim. Bir karışıklık oldu.
Le he explicado a la policía la confusión.
Polise karışıklıktan bahsettim.
Puedo entender su confusión.
Kafa karışıklığını tahmin edebiliyorum.
Bueno, puede que haya habido una confusión.
Belli ki bir karışıklık olmuş.
Invitamos a todo el mundo del colegio, pero hubo una pequeña confusión.
Okuldaki herkesi çağırdık ama birazcık karışıklık olmuş.
La confusión fué que dos personas no me escuchan.
İkinizin beni dinlememesi karışıklık olmuş.
Su confusión había desaparecido, y por fin volvía a andar firmemente en la América que él entendía, esa en la que luchas por todo lo que tienes con todo lo que tienes, y ganas.
Kafa karışıklığı kaybolmuştu ve sonunda Amerika'yı iyice tanımıştı. Sahip olduğun her şeyle sahip oldukların için savaşırsan kazanırsın. Yunan mitolojisini, bütün erkeklerin savaşçı doğmadığını anlayacak kadar iyi biliyordu.
Si Tom hubiera lanzado el hechizo de la confusión habríamos salido de esa situación...
Tom karıştırma büyüsü yaparsa o zaman kurtulmak için... Her neyse.
Debe haber alguna confusión en su banco.
Bankanızda bir karışıklık olsa gerek.
Hubo cierta confusión con Metro PD y estamos por nuestra cuenta.
Polisle ilgili bir karışıklık olmuş, tek başımızayız.
Confusión.
Bozulur.
Hubo una confusión y terminé golpeando al verdadero Levar Burton.
Bir yanlış anlaşılma oldu ve gerçek Levar Burton'ı yumrukladım.
También, debido a una confusión en el papeleo, no cobrarás este mes.
Ayrıca bir evrak hatasından dolayı, bu ay maaş alamayacaksınız.
Y considerar, la confusión moral de los niños blancos.
Bir de beyaz çocukların yaşadıkları ahlâki kargaşayı düşünsenize.
Tal vez fue una pequeña confusión.
Belki de yanlış anlamışlardır.
Su confusión emocional parece estar manifestándose en el patrón geográfico de su masacre.
Duygusal rahatsızlığı katliamının coğrafi örüntüsünde kendini gösteriyor.
Chicos, me quiero disculpar por la confusión que tuve.
Pekâlâ millet. Orada olan karışıklık için üzgün olduğumu söylemek istiyorum.
Vosotros dos salís en la confusión.
Siz ikiniz karışıklık esnasında kaçın.
Y para que no haya confusión, Este sonido que escuchas, no soy yo vaciando una cerveza. En verdad estoy meando.
Yanlış anlaşılmasın, bira dökmüyorum, gerçekten işiyorum.
Hubo mucha confusión.
Her şey çok karışıktı.
Te quiero. Te veré mañana, " y no había confusión
"İyi geceler, seni seviyorum yarın görüşürüz" derdi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]