Translate.vc / испанский → турецкий / Contó
Contó перевод на турецкий
9,365 параллельный перевод
Bueno... me contó cuánto lo amas.
Onu ne kadar çok sevdiğini söyledi.
En realidad, Avery me llamó y me contó... que un imbécil de marshal calvo y decrépito... le andaba molestando y yo dije...
Aslında Avery aradı ve bana moruklamış, kel kafalı puşt bir federal şerifin kendisine sıkıntı verdiğini söyledi.
, después de nuestro enredo, la prima Mary nos contó todo sobre ti.
O hırlaşmamızdan sonra, kuzen Mary bize senden bahsetti.
Acudió a mí hará una semana, me contó el plan de su madre para robar el coche.
Yaklaşık bir hafta evvel bana gelip annesinin arabayı çalma planından bahsetti.
Sí, Lyman me lo contó.
Evet, Lyman bahsetti.
Me contactó después que la secuestró, me contó todo lo que vio.
Onu kaçırdıktan sonra benimle irtibata geçti gördüğü her şeyi anlattı.
Sí, me contó un oficial. ¿ Es cierto?
Evet, oradaki polislerle konuştum.
- Sí. Por eso, cuando Todd contó esas historias me trajo de vuelta al pasado.
Todd o hikayeleri anlatınca bende de eski anıları canlandırdı.
Me contó lo de las amenazas.
Tehditleri söyledi bana.
¿ Quién te contó eso?
Bunu sana kim söyledi?
Ellie me lo contó todo.
Elliot bana her şeyi anlattı.
¿ Mikhail alguna te contó o pidió que guardaras algo secreto?
Mikhail hiç bir sırrını söyledi mi ya da bir şey saklamanı istedi mi senden?
- ¿ Qué? - Katie me contó que su mujer murió así. En su accidente.
- Katie eşinizin nasıl öldüğünden bahsetmişti, geçirdiğiniz kazadan.
No me lo contó.
Bana söylememişti.
Algo que le contó Bunchy...
Bunchy'nin söylediklerinden fazlası yok.
No habría venido desde tan lejos si lo que su hermano me contó no fuera verdad.
Kardeşinizin söyledikleri doğru olmasa buraya kadar gelmezdiniz.
- ¿ Qué le contó él sobre mí?
- Hakkımda ne anlattı sana?
Le conté mi historia y por eso él me contó la suya.
Ona kendi hikâyemi anlattım. O da bana kendininkini anlattı.
El Padre O'Connor me contó cómo perdiste a tu madre de cáncer... cómo se suicidó tu hermana... que tu padre era un criminal.
Peder O'Connor anneni kanserden kaybettiğini söyledi. Kardeşinin nasıl intihar ettiğini de. Babanın bir suçlu olduğunu da.
Mi... esposa murió y Bridget lo averiguó y me contó lo de su novio y empezó a aparecer para una ayuda extra.
Eşim ölmüştü. Bridget bunu öğrenmiş. Sonra bana erkek arkadaşından bahsetti.
Me lo contó.
Bana anlattı.
La Iglesia le contó a sus amigos sobre todo lo que pudieron encontrar en sus archivos para arruinar su reputación.
Kilise, arkadaşlarına P.C. dosyalarından itibarını zedeleyecek her şeyi bulmalarını istemişti. Bir dilekçe yazdım.
Mi esposo fue acusado de esto porque me contó lo que leyó en Internet sobre David Miscavige.
Bu kocama geldi çünkü bana internette David Miscavige'la ilgili okuduklarını anlatmıştı.
Toby vino a verme y me contó algunas cosas extrañas sobre Anita.
Toby beni görmeye geldi ve Anita hakkında garip bir şeyler söyledi.
Tilda me contó lo que te pasó.
Tilda olanları bana anlattı.
Me contó lo del bebé.
Bana bebekten bahsetti.
Sé que Sunny te contó lo que pasó.
Sunny'in olanları anlattığını biliyorum.
Dennis me contó que tienes una de las mentes más rebuscadas... y más tortuosas con la que ha trabajado.
Dennis hayatında gördüğü en aldatıcı ve dolambaçlı zekası olan adam sensin diye anlattı.
Entonces cuando hablaste con ella, ¿ Annika te contó que era una prostituta?
Onunla konuşurken, Annika sana fahişe olduğunu söylemiş miydi?
Norman nunca se lo contó.
Norman ona söylememiş.
Como la NASA contó conmigo durante la crisis del Apolo 13.
NASA'nın Apollo 13 krizi sırasında bana güvendiği gibi.
Mi hermano me contó la verdad sobre dónde se conocieron.
Erkek kardeşim adamlarla nerede buluştuğun hakkındaki gerçeği anlattı.
Sí, mi mamá me contó que terminaron.
Evet, annem münasebeti kestiğinizi söyledi.
Sonya me contó algo.
- Sonya biraz anlattı.
Brad nos lo contó.
- Bizim için Brad anlattı.
- Se lo contó a Romero...
- Romero'ya söyledi...
Probablemente le contó todo sobre ella.
Muhtemelen kendisi hakkında her şeyi ona anlatmıştır.
Me contó que todo lo que necesita es pantalones.
Bana tek ihtiyacının pantolon olduğunu söyledi.
No nos contó que salía con Ten Mohs.
Bize Ten Mohs'la ilişkiniz olduğunu söylemediniz.
¿ Te lo contó ella desde la tumba?
Mezardan sana bunu mu söyledi?
Y después me lo contó.
Sonra bana bunu söylediler.
Bueno, he interrogado a cada residente de ese centro de rehabilitación, y es lo que el canallesco ex-novio nos contó.
Rehabilitasyon Merkezindeki herkesi sorguladım ve her şey tıpkı pis eski sevgilinin söylediği gibi.
Mira, él me contó esta historia sobre cómo su brigada siempre lo excluía, y sé que parezco un cínico super policía, con un accidentado pasado y una sed de...
Bakın, bana iş arkadaşlarının sürekli onu dışladığından bahsetti kendimin de alaycı, damalı geçmişiyle, kana susamış sert bir polis olduğumu...
Todo lo que sabemos de Hakam, nos lo contó Fatah.
Hakam hakkında bildiğimiz her şeyi Fatah söyledi.
Y me contó todo lo que había estudiado sobre Lucas Reem y otros asesinos en serie.
Sonra Lucas Reem ve diğer seri katiller hakkında öğrendiklerinin hepsini anlattı.
Me contó lo que había oído.
Duyduklarını anlattı.
Nos contó el plan.
Bize planını anlattı.
Le contó toda la historia a Cruella en New York.
New York'ta Cruella'ya hepsini anlatmış.
- Escuche, comisario. El Predicador me visitó en Twain's esta noche, me contó acerca de esa chica que tiene con Henry.
- Dinle şerif vaiz bu gece beni Twain'de ziyaret etti ve Henry'nin evindeki o kızdan bahsetti...
El cardenal Vasari nos contó los rumores de estos Jinetes Oscuros, pero pensó que era un cuento para crédulos.
Cardinal Vasari bize bu Karanlık Sürücüler hakkındaki hikayeleri anlattı ama, korkulardan dolayı çıkmış hikayeler olduğunu sanıyorduk.
Necesito que me digas lo que te contó, cualquier cosa, porque necesito tener algo contra ella.
En ufak şeyleri de, çünkü ona karşı bana bir koz lazım.