Translate.vc / испанский → турецкий / Cortô
Cortô перевод на турецкий
7,936 параллельный перевод
- ¡ Casi te corto la cabeza, tonto!
Az kalsın kelleni kopartıyordum, salak!
Desde la sede, es un viaje corto hasta San Diego.
Buradaki maçtan sonra San Diego'ya ufak bir yolculuk yapacağız.
En ese corto tiempo, ¿ cómo secuestraría a una niña?
O kadar kısa sürede bir çocuğu nasıl kaçırmış olsun?
que las masas normales todo lo que tienen que ya sea terminar la tenían más se derrumbará a formar un agujero negro en el tiempo más corto de habilidad entonces lo lleve que pasar por el agujero de gusano
Ve elinizdeki tüm kütle normal ise bunu kanıtlayabiliriz. Solucan deliğinin iki ucu çökerek bir zaman ölçeğinde bir kara delik oluşturur. Kısacası, bu şekilde solucan deliğinden geçersiniz.
Salimos durante un tiempo muy corto, pero nos separamos. ¡ ¿ Qué?
- Bir süre çıkıp sonra ayrıldık.
Y estuvieron fechados por un corto tiempo.
Zaten kısa bir süre çıkmışlar.
Quizás incluso así... cuando cruzamos nuestros caminos... y estábamos cerca el uno del otro... el tiempo que tuvimos para amarnos... fue demasiado corto.
d Nasıl olurda böyle, d d... kesişir yollarımız? d d Çok yakın olduğumuzda, d d... birbirimizi sevmeye... d d... zaman çok az geliyor. d d Güven bana, d d Güveneceğim, d d Dünyanın sonuna kadar seninle beraber olacağım. d d Ne kadardır arıyordun beni?
Pero creo que se quedó corto.
Ama bu yanlış anlaşılmaymış.
Está demasiado cargada del bálsamo de las ternuras humanas para elegir el camino más corto.
Beslendiğin insancıl iyiliğin sütüyle kısa yolu tutamayacak kadar dolmuşsun.
entrar y salir, corto y dulce, lo probamos y lo comemos.
Girer çıkarız, oldu bitti, yeriz içeriz.
Mi mujer se corto su dedo.
Benim hatun parmağını kesti.
A cuestionario corto en el arte de la espada! Go! ¡ Adelante!
Pekâlâ Sherman, eskrim sanatıyla ilgili habersiz sınav vakti.
Sé que es a corto plazo pero el bautismo es el 24.
Fazla bir zaman olmadığını biliyorum ama vaftiz töreni ayın 24'ünde.
Eh, bastante decente parada en corto.
Mevkiisi için gerçekten çok kısa bir oyuncuydu.
Algo corto el Dinero Bávaro Waster. Parece que el tonto golpeó el ventilador de aquí.
Bavyeralı Para Tuzağı'nın kısaltması.
Y desde aqui hacia el colegio, el camino mas corto parece por el bosque.
Buradan okula en kısa yol, ormanın içinden geçmek.
Tu vida es sólo tuya por un tiempo muy corto, desde el momento en que abandonas... el hogar, hasta tu primer embarazo.
Hayat sadece ilk gebeliğinizle ebeveyn evinizden ayrdıktan sonraki o kısa dönemde size aittir.
Es muy corto plazo.
Çok kisa bir zaman.
Incluso viviste ahí un corto tiempo.
- Bir süredir burada yaşıyorsunuz aslında.
Es corto.
Kısacık.
Corto.
- Kısa.
Corto es bueno.
Kısa olmak iyidir.
Un poema corto al Señor.
Tanrı için küçük bir şiir olabilir.
Quiero vender en corto vivienda.
Konut piyasasını açıktan satmak istiyorum.
Ahora va a "vender en corto" los bonos.
Bu yüzden şimdi tahvilleri "açığa" satacak.
Es una bomba de tiempo, y lo quiero vender en corto.
Saatli bir bomba ve açığa satmak istiyorum.
Tengo prospectos de 6 valores respaldados por hipoteca que quiero vender en corto.
Açığa satmak istediğim altı adet ipotek teminatlı menkul kıymetler hakkında tanıtım kitapçıklarım var.
¿ Vendieron en corto $ 200 millones de bonos de hipotecas?
Biri ipotekli tahviller üstünden 200 milyon dolar açığa satış mı yaptı?
Era un tipo de Deutsche. Hablaba de vender en corto bonos de vivienda.
Konut tahvillerini açığa satmaktan söz eden Deutsche'den biriydi.
¿ Vender en corto bonos de vivienda?
Konut tahvillerini açığa satmak mı istedi?
Venta en Corto Tramos Medianos.
Konut Öz Varlık Orta Düzey Tranşlarının Açık Satışı
¿ Tenemos la oportunidad de vender en corto este torre de bloques? ¿ Cómo?
Yani bize bu blok öbeğini açığa satma fırsatını mı sunuyorsun?
Pedí mi pescado el viernes, que es el bono que Burry vendió en corto.
Balığımı cuma günü sipariş ettim, bu Michael Burry'nin açığa sattığı ipotek.
¿ Qué tan grande es tu posición de vender en corto?
Şu andaki açığa satış durumun ne kadar büyük?
Miré bien los CDO que quieren vender en corto. Brillante.
Açığa satmak istediğiniz TBY'leri inceledim.
Vendimos en corto los BB y BBB, y el riesgo es pequeño.
Peki Ben, BB'leri ve BBB'leri açığa sattık ve risk nispeten düşük.
Si tenemos licencia de caza, podemos vender esto en corto.
Avlanma ruhsatı alırsak bu pisliği açığa satabiliriz.
Vamos a informarnos, no a revelar nuestra posición en corto.
Bilgi topluyoruz, tamam mı? Açık pozisyonumuzu reklam yapmıyoruz.
Tengo que vender las posiciones en AIG, Countrywide y Freddie Mac para poder pagar las primas de las ventas en corto de los swaps principales.
AIG, Countrywide ve Freddie Mac pozisyonlarını satmam gerekiyor. Böylece takasların üstündeki ana ipotek açıklarının primlerini ödeyebiliriz.
Ni Baum ni Burry vendieron en corto las AA, pero nosotros sí.
Baum veya Burry bile AA'ları açığa satmayı düşünmedi. Ama biz düşündük.
Nos interesa vender en corto tramos AA de los CDO.
TBY'lerin AA tranşlarından bazılarının açığa satışıyla ilgileniyoruz.
Vendan en corto todo lo de él.
Onun dokunduğu her şeyi açığa satın.
Kathy cree que sería bueno vender las posiciones en corto.
Kathy, açıklarımızı satmanın iyi fikir olacağını düşünüyor.
- Venden sus CDO de porquería. ¡ Luego van a otro banco y venden en corto las porquerías que vendieron!
- Pislik TBY'lerini satıyorlar sonra başka bir bankaya gidip az önce sattıkları pisliği açığa satıyorlar.
Sí, lo que quiere decir es que obtuvieron una posición de venta en corto.
Evet, sanırım kendinize net bir açık pozisyonu bağladığınızı söylüyorsunuz.
Hace dos años, Bennie Cleager en el departamento de bonos de Morgan empezó a vender en corto vivienda no preferente. $ 2 mil millones en BBB.
İki yıl önce, Morgan'ın tahvil departmanından Bennie Cleager da eşik altı konutta açık satışa başlamıştı. BBB'lerde 2 milyar dolar.
Vendemos en corto las acciones del banco.
Banka hisse senetlerini açığa sat.
Al seguir la hemorragia de los bancos, solo una de las grandes posiciones en corto no vendía : Mark Baum.
Konut piyasaları ve bankalar kan kaybetmeyi sürdürürken büyük açıklardan biri, satmayı reddetti.
La memoria a corto plazo es fácil.
Kısa süreli hafıza kolay.
Finalmente me simpatizas. ¿ Es tan corto el tiempo?
Tek gereken bu muydu?
El cableado tiene un corto.
Kablolarda kısa devre var.