Translate.vc / испанский → турецкий / Cos
Cos перевод на турецкий
234 параллельный перевод
¡ Ayúdame, Cosmo!
Hey, Cos, birşey yap!
- Hola, Cos.
- Merhaba, Cos.
Dime, ¿ soy buen actor?
Listen Cos, bana gerçeği söyle. Ben iyi bir aktör müyüm?
Le quitó este pueblo al general Coz. Luchó una batalla y ahora está ebrio.
Kasabayı General Cos'tan alırken savaştı,... o zaman da sarhoştu.
Señor Co...
Bay Cos....
¿ Qu ¡ én ¡ ba a pensar aquella noche en la cárcel que n0s enc0ntrar ¡ am0s aqu ¡ yr ¡ cos?
Amigo, Bizi o gece kodesten kimin kaçırdığını düşünüyorsun burada oturuyoruz sanki... zengin adamlar gibi, he? . Ama biliyordum.
Son Cos y Larry. ¡ Hola!
Bunlar, Cos and Larry. Merhaba!
Dr. Hewitt, le presento a Cos Erickson.
Dr. Hewitt, Cos Erickson'la tanışın.
Cos, ¿ podemos dejar por hoy?
Cos, çalışmayı bırakabilir miyiz?
Cos, basta de provocar al Dr. Hewitt.
Cos, Dr. Hewitt'le uğraşmayı bırak.
Cos está por irse.
Cos, gitmen gerekiyor.
No, Cos, no lo voy a seducir.
Hayır, Cos, onu ayartmayacağım.
Ahora que me vio modelando para Cos Erickson... también se muere por saber qué pasa con él.
Beni Cos Erickson'a modellik yaparken gördüğünüze göre, onun neyin nesi olduğunu öğrenmek için de ölüyorsunuzdur.
- Cos es buen tipo.
- Cos, iyi biridir.
Pero según Cos, significa "el destierro de todo el dolor y la angustia".
Ama Cos'un iddasına göre bu sözcük, acıyı ve kederi kovmakmış.
Cos, no sigas.
Cos, kes şunu.
Cos, acabas de perder.
Cos, fena çuvalladın.
No sigas, Cos.
Kes artık, Cos.
Cos, estás en penitencia.
Cos, git şu köşede tek ayak üstünde dur.
Pobre Cos.
Zavallı Cos.
Sí, pobre Cos.
Doğru, zavallı yaşlı Cos.
Déjalos en paz, Cos.
Onları kendi hallerine bırak, Cos.
- pero tú eres el peor. - ¡ Cos!
-... ama sen onları yaya bırakırsın.
Edward, basta.
- Cos! Edward, dur.
¿ Qué es todo esto, Cos?
Neler oluyor, Cos?
Porque ustedes dos me tienen a mí
# # Cos you two have me
Podría ser que nosotros tres Nos llevamos tan bien
# # Could be we three get along so famously cos
- No puedes decidir estas cos...
- Bu tür şeylere böyle karar...
S ¡ no entran, Ios púbI ¡ cos son ¡ ncIuso mejores.
Giremeseler bile, halk okullarının daha iyi olduğunu duydum.
M ¡ abogado sabrá todo Io que ha pasado, junto a Ios ¡ nformes méd ¡ cos de m ¡ estómago y sus tob ¡ llos.
Avukatım tüm bu bilgiyi, bununla birlikte, midem ve onun bileğiyle ilgili bir doktor raporu alacak.
¡ No somos poIít ¡ cos!
Politik yok!
No puedo terminar la oración. El dijo, "Trabajo para cos cos cos."
Aynen tercüme ediyorum, çalıştığım kişinin adı...
Yo no quiero decirte lo real cos situación te crees tonto l'm.
... çünkü aptal olduğumu düşünürsün.
Era plana l cos fue apretando con tanta fuerza.
Onu öyle çok sıkardım ki dümdüz olmuştu.
- Espere unos minutos cos hay más.
- Hayır, bir dur, Leo.
No se puede comer italiano cos siempre están a dieta.
İtalyan yemekleri yiyemezsin, çünkü onlar her zaman rejimdedir.
No se puede salir a la calle cos el viento muss su pelo.
Dışarı çıkamazsın çünkü rüzgâr saçlarını karmakarışık eder.
No se puede ir a los juegos de hockey cos que podrían recibir un golpe en la cara con un duende malicioso.
Hokey maçlarına gidemezsin çünkü suratlarına hokey topu gelebilir.
Estoy Muffin cos mis hermanos poner levadura en mis oídos y traté de hornear mi cara.
Bana kek demelerinin sebebi, erkek kardeşimin kulaklarımı mayalayıp, suratımı pişirmeye çalışmış olmasından.
Encontrar alguien más a los residuos sus tardes con cos que voy a estar perdiendo el mío con esta pequeña potra.
Dave, geceni geçirmek için başka birini bulman gerekecek çünkü ben, gecemi bu kısrakla geçireceğim. Sam.
♫ Cos even the lone stars, they get lonesome,... ♫...
"Çünkü kimsesiz ve yalnız yıldızlar, nerdeyse... "...
Porque...
Cos...
Cos I'd realmente odio que, Si usted cantó "Happy Birthday".
Çünkü gerçekten hiç hoşlanmam eğer "Mutlu Yıllar" şarkısını söylerseniz.
Será loco cos que no tomé su a algunos estúpidos muestra de arte.
Hayır. Dün gece, aptal bir sanat programına onu götürmedim diye kızgın olacak.
Estar aquí a las 7 : 00 y no llegar tarde cos voy a tener esa información.
7'de burada ol ve geç kalma çünkü o bilgiyi bulacağım.
No estoy dejando ir cos que está apretando fuerte.
Bırakmıyorum çünkü daha çok çekmeye başladın. Yapma.
Sammy estaba más emocionado que nadie a verte por ahí lanzando de nuevo, pero ni siquiera yo era un poco avergonzado Cuando usted pone una en la oreja de Babette cos que se agolpaba la placa.
Sammy, orada yeniden atış yaptığını görmek herkesten çok beni heyecanlandırdı ama Babette'in kulağına attığında ben bile biraz utandım çünkü çok yakın duruyordu.
- Por una vez en la vida, déjate llevar.
- Hayatında bir kere olsun, sen de coş.
Vitajex, jex, jex Te hace andar, andar, andar
Vitajex, jex, jex Coş, coş, coş, coşturur.
Surgiendo, ondeando, agitando...
Dalgalan, gürle, coş.
# Cos I show it
# Çünkü belli ediyorum