Translate.vc / испанский → турецкий / Declan
Declan перевод на турецкий
761 параллельный перевод
Bueno, cómo te crees que me siento yo, Declan, por el amor de dios, ¿ eh?
Peki sence ben nasıl hissediyorum, Declan? Allah aşkına söyle.
- Cállate, Declan.
- Kapa çeneni Declan.
Está en el Hospital San Declan, en Connecticut, Sra. Winterbourne.
Stamford, Connecticut'ta St. Declan Hastanesi. Hayır!
Según Interpol, en los años 80, estuvo involucrada... con Declan Joseph Mulqueen, un francotirador del eri.
İnterpol, 80'lerde, bir lRA keskin nişancısı olan... Declan Joseph Mulqueen ile ilişkisi olduğunu söylüyor.
Soy Declan Mulqueen.
Ben Declan Mulqueen.
Digo, Declan era fuego, pura pasión.
Declan ateş gibiydi, ihtiraslıydı.
- ¿ Declan Mulqueen?
- Declan Mulqueen mi?
- Declan Mulqueen.
- Declan Mulqueen.
En Canadá, los aeropuertos tienen su foto, pero la policía no tiene nada.
Declan. Gümrük ve havalimanlarında fotoğrafları var, ama Kanada polisi bir şey bulamadı.
Declan, Valentina... al Club de Yates.
Declan ve Valentina. Siz de Chicago Yat Kulübü'nü.
Cuando Declan lo mate, piense en mí, ¿ bueno?
Declan seni öldürdüğünde, beni hatırla, tamam mı?
Si ve a Declan antes de morir... dígale que no puede proteger a sus mujeres.
Ölmeden önce... Declan'ı görürsen, ona kadınlarını koruyamadığını söyle.
Ay, Declan. Fue él, ¿ verdad?
Oydu, değil mi?
"Declan no puede proteger a sus mujeres".
"Declan'a kadınlarını koruyamadığını söyle."
- Di : "Ayúdame, Declan".
- "Yardım et Declan" de.
- Ayúdame, Declan.
- Yardım et Declan.
¡ Ayúdame, Declan!
Yardım et Declan!
Por favor, Declan. ¡ Ayúdame!
Ne olur Declan, yardım et!
- ¡ Ayúdame, Declan!
Yardım et Declan!
¿ Qué vas a hacer, Declan?
Ne yapacaksın Declan?
Estás fallando, Declan.
Eskisi kadar iyi değilsin Declan.
Lo siento, Declan.
Üzgünüm Declan.
Gracias, Declan, por todo.
Her şey için teşekkürler Declan.
Creo que debería irse.
Declan, kapıyı aç.
Ese debe ser Declan.
Bu Declan olmalı.
¿ Es usted Declan?
- Siz Declan mısınız?
¡ Gracias por sacarnos, Declan!
Bizi çıkardığın için teşekkürler Declan.
Declan puede hacerlo.
Bu işi Declan yapabilir.
Está en Mombasa, en una subasta de ganado.
Declan Mombasa'da. Hayvan pazarına gitti.
Declan, ¿ me oyes?
Declan, beni duyuyor musun?
¿ me oyes? , Declan
Beni duyuyor musun Declan?
¡ Declan, contesta!
Declan, cevap ver!
Escucha, yo tenía dos primos, Declan y Siobhan.
İki kuzenim vardı, Declan ve Siobhan.
Grace Declan lo vio desaparecer el Domingo.
Görünüşe göre, Grace Declan, pazar günü senin kayboluşunu görmüş.
Hay diez buses detenidos en la frontera.
Bana sadece... bir dakikacık ver Declan. Onları nasıl içeri sokacaksın?
Declan, prende el motor.
Declan, uçağı çalıştır.
¿ "Declan, prende el motor"? ¿ Qué quiere decir eso?
"Declan, uçağı çalıştır" da ne demek?
Stan, Declan, por aquí..
Stan, Declan, bu tarafa.
De nada. Declan, alcánzala a medio camino.
Declan onu yarı yolda karşıla olur mu?
¿ Ya no hay más, Declan?
Her şey yolunda mı, Declan?
Denle la bienvenida a Declan Desmond.
Karşınızda Declan Desmond.
Éste es mi novio, Declan.
Erkek arkadaşım, Declan.
Te presento a Michael, Declan.
Bu Michael, Declan.
¿ Entonces es ella la novia de Declan?
O, Declan'ın kızı, o zaman?
- ¿ Quieres cantar en el karaoke, Michael?
Karaoke'de şarkı söylemek ister misin, Michael? Declan.
- Si. Padre Declan.
Rahip Declan.
Tu Padre Declan esta en una casa de retiro, lo han jubilado.
Senin Peder Declan, emekliye ayrılan rahipler için olan bir huzurevinde.
Declan. ¿ Qué?
Ne var?
Declan. La puerta.
- Tekrar gelmeye zahmet etme.
¿ Hay algo de Declan?
Declan'dan haber var mı? Tahran'dan beri yok.
¿ Declan?
Declan.