Translate.vc / испанский → турецкий / Destin
Destin перевод на турецкий
31 параллельный перевод
Él es Destin.
Ah, elbette.
Destin, Marcus.
Bu Destin. Destin, bu Marcus.
Soy Celine Destin.
Ben Celine Destin.
Siempre habría jurado que nunca me iba a casarme hasta que mi primo gay Destin pudiera, pero no puedo esperar más, cariño.
Gey kuzenim Destiny'den önce asla evlenmeyeceğime yemin etmiştim ama daha fazla dayanamayacağım bebeğim.
Eres Destin, ¿ no? Eso es correcto.
- Adın Destin değil mi?
Destin, en un segundo me iré de aquí y tus amigos van a preguntar qué pasó.
Bak Destin, buradan dışarı çıktığım an arkadaşların meselenin ne hakkında olduğunu merak edecek.
Este es mi destin...
Bu benim kade...
-... si es posible. - Y, ¿ qué sabes hacer?
Sen hiç birinin karnını deştin mi?
¿ Has empuñado una navaja brillante... para abrir a un hombre del trasero al cogote?
Hayır. Hiç koca, parlak bir pala alıp bir adamı götünden midesine kadar deştin mi?
¿ Por qué has estado tan interesado en toda esta mierda?
Bu işi neden bu kadar deştin?
Realmente me conmovió.
Gerçekten içimi deştin.
¿ Te metiste al deposito, te trepaste la barda, te metiste en la casa movil y rompiste la cama, por una corazonada?
Haciz parkına girdin, çiti tırmandın karavana girdin ve yatağı deştin. Hepsi bir sezgi üstüne?
Parálisis... no estaba muerto, no se podía mover.
Uyuşturucu. O ölmemişti, sadece kıpırdayamıyordu. Hala hayatta olan birinin karnını deştin!
Destin, en Florida Lusk, en Wyoming o en cualquier parte.
New Orleans, Destin. Florida, Lusk, Wyoming.
Sí, ¿ por qué mencionas algo tan doloroso?
- Bir yarayı deştin. - Ne?
¡ Me rompiste la tripita!
Oh, karnımı deştin!
¿ Volviste a apuñalarte?
Yine mi karnını deştin?
¿ Has apuñalado a alguien con un cuchillo así?
Kimseyi böyle bir bıçakla deştin mi hiç?
¿ Alguna vez te adentraste más en el tema?
Konuyu daha deştin mi?
"¿ Abrió el cojín con el cuchillo?" Dijo él.
"Yastığı bıçakla deştin mi?" diye sormuş.
Has dejado mi pobre agujero un poco... ¡ Estirado!
Benim küçük deliğimi tam anlamıyla... Deştin!
Sé que estás muy enfadada.
Beni domuz gibi deştin.
Sólo sacaste a relucir todos esos recuerdos.
Tüm o hatırlarımı deştin.
Quiero decir, usted empujó al hombre caliente hacia la mujer equivocada, y acabó cogiendo con su esposa muerta.
yani, arkadaşının karnını deştin, yanlış kadını düzdün ama, sonunda karını kaybettin.
¿ Fue mi toque tan cruel qué atacarías a mi corazón a través de mi hijo noble?
Dokunuşlarım bu kadar mı acımasızdı da oğlumun canını alarak yüreğimi deştin?
Le tiraste los perros encima, ¿ o directamente los despedazaste tú mismo?
Köpeklerini üzerlerine mi saldın, yoksa onları kendin mi deştin?
Abriste la herida.
Yarasını deştin.
¿ Has indagado más?
- Konuyu deştin mi?
¿ Cuántos padres, eh? ¿ Cuántos hijos, has cortado, matado, asesinado? Has masacrado a inocentes y culpables.
Kaç tane babayı, kaç tane evladı suçlu suçsuz demeden kestin, öldürdün, öldürttün, deştin ve cehennemin dibine yolladın, ha?
Le has atravesado el corazón con tu motosierra.
- Motorlu testere ile kalbini deştin.
Elizabeth Taylor... ¿ de verdad le rajaste las ruedas?
Elizabeth Taylor. Cidden lastiklerini deştin mi?