Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Dió

Dió перевод на турецкий

2,966 параллельный перевод
Parece que nuestro asesino le dió a Carver la extremaunción.
Galiba katilimiz Carver'ın cenaze törenini de yapmış.
Ackerman creió que era un regalo para la madre de Greg, pero Greg se la dió a Amy.
Akerman, Greg'in annesi için bir hediye olduğunu sanıyormuş fakat Greg onun yerine Amy'nin kaçırılmasında kullandı.
Cuando acompañó a Amy a la M.R.I., le dió suficiente morfina para bajarle sus signos vitales hasta no poder distinguir el pulso.
Amy'ye MR'da eşlik ederken, hayati belirtilerinin düşüp, nabzın hissedilemez olmasını sağlayamaya yetecek kadar morfin verdi
El nos dió la fantastica noticia de que si poníamos los 10.000 $ ese dia, podríamos comprar un loft por 400.000 $.
Harika haberlerle geldi $ 10,000 a alabileceğimizi söyledi, gerçekte $ 400,000. eder.
Así que Kelly Archer le dió al novio de Suzy Whitley un... ¡ Guau-oh!
Kelly Archer, Suzy Whitley'in erkek arkadaşına...
Había una sala para niños enfermos de polio. Y el doctor fue quien les dió las máscaras de Halloween y les dejó hacer bromas a los otros pacientes.
felçli çocuk koğuşu vardı, ve doktor cadılar bayramı maskesi verip diğer hastaları kandırmalarına izin veriyorladı.
Ella dió a luz 2 horas antes que yo.
benden iki saat önce doğum yaptı.
Ella dió su vida por la tuya. Eso es cuánto tú fuiste amado.
senin için hayatını verecek kadar sevmiş seni.
¿ Quién dió el golpe?
Kim vurdu?
La bala no le dió en la arteria.
Kurşun atardamarını sıyırmış.
Alex me lo dió de voluntad propia.
Alex numarasını tamamiyle kendi iradesiyle verdi.
En una hora, él me dió su nombre.
En sonunda da, bana bu ismi verdi.
La policía, toda la Marina de los EEUU, su propio psiquiatra, ninguno se dió cuenta.
LAPD, ABD Donanmasının tamamı,... kendi psikiyatri bile fark edemedi.
¿ Jon Craig nos dió la información erronea?
- Jon bize yanlış bilgi mi verdi?
¿ Eso es todo lo que el comando de operaciones especiales te dió de Khan?
JSOC'un Khan hakkında verdiği her şey bu kadar mı?
El médico forense dió a conocer sus resultados esta mañana, y aunque el cuerpo de Alison Dilaurentis muestran signos de traumatismo craneoncefálico
Adli tıp, bulgularını bizimle paylaştı... Alison Dilaurente'nin başında çürükler olmasına rağmen nefessiz kalması sonucu öldüğü bildirildi.
OK, usted le dió 4.5 millones a Yoshida para cancelar el trato.
Tamam, Yoshida'ya teklifini iptal etmesi için 4.5 milyon teklif ettin.
¿ Cuánto dinero le dió el Sr. Murata?
Murata ona ne kadar verdi?
¿ Cómo se le dió el dinero?
Para nasıl verildi?
¿ ¡ Usted le dió los 4.5 millones! ?
Ona 4.5 milyon verdiniz!
Perdona, la mujer que te trajo al mundo y te dió la vida te necesita y ¿ vas a ignorarla?
Affedersin ama seni doğurup yetiştiren ve şimdi sana ihtiyacı olan kadını dinlemeyecek misin?
Así que algunos pendejos con la mitad de un coche Dió un caballete para tu madre la noche anterior
Dün akşam annene şövale siparişi gelmiş.
Alison se la dió.
- Alison vermişti.
En cuanto le dió a Kate su anillo, El brujo decidió que deberían trasladarse a su castillo.
Kate'e yüzük takar takmaz bu dönek kendi kalesinde yaşamak istediğini söylemiş.
Pero me dió un tortazo allí mismo.
Ama onun yerine sıkı bir tokat yedim.
Nunca se dió por vencido en ningún caso.
Asla edip de bir davayı bırakmaz. Sadece biraz endişelendim.
N... nunca me dió su nombre.
Hiç bir zaman isim vermedi.
Dió un golpe en un museo en Kyoto el año pasado.
Geçen sene Kyoto'da bir müzeyi girdi.
Así que, ¿ qué hizo con él? ¿ A quién se lo dió?
Kime verdiniz?
Supongo que salvar al jefe me dió un poco de veracidad.
Sanırım Yönetimi korumak bana biraz daha güven kazandırdı.
A mí me dió la impresión de que te disgustaban por igual.
İkisinden de eşit derecede nefret ettin gibi geldi bana.
Y resulta que Marie te dió un maravilloso regalo de cumpleaños después de todo.
Gördün mü, Mary sana çok harika bir doğumgünü hediyesi vermiş oldu.
¿ Está sugiriendo que la persona que mató a Melissa la dió de comer a este cerdo?
Melissa'yı öldürenin onunla domuzları beslediğini mi söylüyorsunuz?
Acerca del dinero, Carter... Eh, mira, vendí mi colección de cartas de béisbol, pero el estúpido hijo de puta solo me dió 1.500, por lo que podría necesitar un poco más de tiempo.
Para hakkında, Carter bak, beysbol kartı koleksiyonumu sattım ama orospu çocuğu bana yalnız 1500 dolar ödedi bu yüzden biraz daha zamana ihtiyacım olabilir.
Ese Walter Edge es un sucio traidor apuñalador que le dió mi dinero de la carretera a Frank Hague.
- Walter Edge, yol paramı Hague'e veren kalleş üçkâğıtçının tekidir.
El tipo le dió el nombre de Ron Wood.
Bıçağı veren herif, Ron Wood diye biriymiş.
El nombre que dió la puta del dueño del cuchillo. Podría ser un alias.
Şu hayat kadını, bıçağın sahibinin adının bu olduğunu söylemişti.
El punto es lo que sea que le hayan hecho, le dió inmunidad contra este organismo.
Önemli olan şu ki, ona ne yaptılarsa bu organizmaya karşı bağışıklık vermiş.
¿ Te acuerdas del conejo parlante que me dió el brazalete mágico?
Hani şu konuşan tavşan bana büyülü bir bilezik vermişti ya.
Si, la cosa peluda que te dió el negocio.
Evet o tavşan bir şeyler vermişti.
Keelson me dió una copia impresa, pero... De aquí... de aquí es de dónde las sacó.
Keelson bana bir liste vermişti ama adresleri buradan almış.
Creo que Ken nos dió información falsa como venganza Por pedirle un prestamo.
Sanırım, Ken bize sahte ipucu vererek ondan borç istediğin için seni cezalandırıyor.
Ah. Ramírez solo me dió... OK,
Ramirez daha henüz... tamam,
Me dió un hierro del cinco.
Bana 5 numaralı demir sopayı vermişti.
Ahora sé que había alguien en esa sala, o alguien estrechamente conectado a ellos, que les dió el seguir adelante y la luz verde para enviar al piloto.
O odada bulunan birinin onlarla yakından bağlantılı olduğunu ve pilota kalkış için yeşil ışık yaktığını biliyorum.
Tengo a uno de los otros verificando los nombres de Abert o Burt con las direcciones que ella le dió a Emily.
Emily'e verdiği adreste Albert ya da Burt diye birileri var mıymış bir kontrol edin.
Me dió información sobre el hombre que la mató.
Onu öldüren adamla ilgili bana bilgiler verdi.
Cuando me desperté esta mañana, me dió una lista de crímenes y criminales para que se la dé al fiscal.
Sabah uyandığımda bana suç ve suçlular listesini verdi. Bunu Bölge savcısına vereceğim.
- No tuve elección. Me dió estos tejanos las últimas navidades.
Bu pantolonları bana geçen Noel almıştı.
Desiree se dió cuenta, y tuvieron una gran pelea antes que ella desapareciera.
Dur bir dakika.
En el festival, ella nos dió una descripción completamente opuesta a la de este tío como agresor. ¿ Annaliese?
- Annaliese, ha?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]