Translate.vc / испанский → турецкий / Doyle
Doyle перевод на турецкий
2,708 параллельный перевод
Me pasé 30 años dispuesto a recibir una bala de la familia Doyle.
30 senemi Doyle ailesini korumak için kurşun yemeye gönüllü olarak geçirdim.
Evidencias de su complicidad con Whitey están en camino al tribunal ahora mismo.
Şu anda biz konuşurken, Whitey Doyle ile olan bağlantınızın kanıtı adliyeye doğru yolda.
Un diario de los pagos de Doyle.
Doyle'un yaptığı ödemelerin hesap listesi.
¿ Sabías que ese hijo de puta cambió su nombre a Doyle?
O mal herif adını Doyle olarak değiştirmiş, biliyor musun?
- El nombre ahora es Doyle.
- Artık adım Doyle.
Lo hizo, Sra. Doyle.
Demiştiniz Bayan Doyle.
Tiene razón, como siempre, Sra. Doyle... Mis disculpas.
Her zamanki gibi haklısınız, Bayan Doyle.
Soy la Sra. Doyle, la directora de Precious Lights.
Ben Bayan Doyle, Precious Lights'ın müdiresiyim.
Es toda suya, Sr. Doyle.
Bundan sonrası sana ait Bay Doyle.
Doyle, no quiero herirte.
Doyle, sana zarar vermek istemiyorum.
Había un hombre llamado Doyle.
Bir adam vardı, adı Doyle.
Doyle.
Doyle.
Pude haber matado a Doyle, pero no lo hice.
Doyle'u öldürebilirdim ama öldürmedim.
Quiere contarte la verdad sobre todo el asunto de Jimmy Doyle, cara a cara.
Sana Jimmy Doyle olayındaki bütün gerçekleri anlatmak istiyor.
Dayle está detrás de esto, mató a Andrews, yo soy el siguiente.
Doyle geri dönüp Andrews'ü öldürdü. Sırada ben varım.
O Doyle consigue las otras 5 cintas.
Yoksa Doyle'a geri kalan beş kaset verilir.
Ese hombre fue asesinado por Jimmy Doyle, uno de los bastardas más peligrosos que he conocido.
Adamın tanıdığım en tehlikeli piç olan Jimmy Doyle tarafından öldürüldüğünü.
Doyle. ¿ Irlandes?
Doyle. İrlandalı mı?
¿ Doyle?
Doyle?
Y mi lectura en uno de esos miembros del IRA, Jimmy Doyle, fue... que él estaba a punto de malograr la paz.
Ve bu IRA adamlarından biri olan Jimmy Doyle'un bunu mahvetmek üzere olduğunu sezinledim.
El periódico dice que atraparon a los dos hombres que robaron y mataron a Mary y Bernadette Doyle.
Gazetenin dediğine göre Mary ve Bernadette Doyle'u soyup öldüren adamlar yakalanmıştı.
Entonces ¿ Donde está este... este Doyle ahora?
Peki bu Doyle denen adam... şimdi nerede?
Aquellos dos hombre fueron declarados culpables de los asesinatos de Mary y Bernadette Doyle, por sus iguales en un tribunal.
Mary ve Bernadette Doyle öldürmekle suçlanan o iki adam mahkemece suçlu bulundu.
Jimmy Doyle mató a Andrews.
Jimmy Doyle, Andrews'ı öldürdü.
Encuentra a Doyle.
Doyle'u bul.
Él es el Sr.Doyle.
Bu bey, Bay Doyle.
Me refería a que Doyle todavía está ahí fuera en algún lugar.
Doyle hala dışarıda bir yerlerde.
Este... Es Jimmy Doyle.
Bu Jimmy Doyle oluyor.
¿ Por qué no le preguntas a Doyle sobre Andrews?
Andrews hakkında Doyle'la niye konuşmuyorsun?
Jimmy Doyle, Gillian Foster.
Jimmy Doyle, bu Gillian Foster.
No, no, no me refiero a mi trabajo en general, me refiero a este lío de Doyle.
İşimin ne olduğunu bilmiyor değil, sadece Jimmy Doyle olayını bilmiyor.
Ayer, a las 3 : 47 PM una bomba compuesta por un alto grado de C-4 siguiendo el estilo y modus operandi de lo que tenemos fuertes sospechas, junto con la inteligencia británica, que sea un trabajo de un terrorista
Dün, saat 15.47'de patlayan bomba yüksek miktarda C-4 içeriyordu ve bir örgüte aitti. İngiliz istihbaratından aldığımız yardımlarla, bunu yapanın Jimmy Doyle olduğundan şüpheleniyoruz.
Doyle no es una amenaza terrorista.
Doyle, bir terörist tehdidi değil.
Doyle no asesinó a Henry Andrews.
Doyle, Henry Andrews'ü öldürmedi.
¿ Sabe dónde está Doyle?
Doyle'un nerede olduğunu biliyor musun?
Ya sabes, el día que la esposa de Doyle Y su hija de 9 años fueron asesinadas en Boston.
Bilirsiniz, Doyle'un karısının ve kızının Boston'da vurulup öldürüldüğü gün.
Jimmy Doyle. Dice que está en su casa con la Sra. Prosser.
Jimmy Doyle diyor ki karınızla birlikteymiş.
Doyle no está en casa de Prosser.
Doyle, Prosser'in evinde değil.
Tu autorizaste el asesinado de Jimmy Doyle, en el 2003, Basado en mi inteligencia.
2003 yılında benim istihbaratıma dayanaraktan Jimmy Doyle'u öldürmeye çalıştın.
Cuando tu gente asesinó a la familia de Doyle, Tú sabías que un día el volvería.
Adamların Doyle'un ailesini öldürdüğünde onun bir gün geri döneceğini biliyordun.
Planeabas usar esos para chantajearme Para atraer a Doyle en tu mira.
Doyle'la yollarınız kesişsin diye bunları bana şantaj yapmak için kullandın.
Y entonces, el abogado, te informa que Doyle ha vuelto, y va detrás de Andrews.
Ve sonra, avukat sana bilgi verdi. Doyle geri dönmüştü ve Andrews'ün peşinden gidiyordu.
Así que antes de que Andrews pudiera guiar a Doyle de vuelta a usted...
Andrews, Doyle'u sana yönlendirmeden hemen önce...
Hecho para parecer trabajo de Doyle... Y boom, no más abogado.
Doyle yapmış gibi gösterdin, ve sonra yine bom, artık avukatta kalmamıştı.
¿ Qué pasa con Doyle?
Doyle ne olacak?
Cuando supe que Doyle había vuelto, Le dije a Finch que tenía que limpiar su propia basura.
Doyle'un geri döndüğünü öğrendiğimde Finch'e kendi pisliğini temizlemesi gerektiğini söyledim.
Pero nunca le dije que matase a Andrews o al abogado o a Doyle.
Ama ona hiçbir zaman Doyle'u, avukatı ya da Andrews'ü öldürmesini söylemedim.
Doyle. ¿ Dónde está?
Doyle. O nerede?
No puedo decirte que tan genuina es.. Depende de ti, Doyle, realmente.
Ne kadar gerçekçi bilmiyorum yani her şey sana kaldı Doyle.
Así que mientras leía a Doyle como una amenaza, sabía que ellos le matarían.
Doyle'u bir tehdit olarak gördüğüm gün onu öldüreceklerini biliyordum.
Él me dijo lo que tenía que hacer para mantenerte callado, o Doyle no sería el único hombre en perder a su esposa e hija.
Bana yapmam gerekenin sessiz kalmak olduğunu söyledi, yoksa ailesini kaybeden bir tek Doyle olmayacaktı.