Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Eger

Eger перевод на турецкий

263,350 параллельный перевод
Si sospecha de mí...
Eğer benden şüpheleniyorsa,
Si vuelvo a casa, soy hombre muerto.
Eğer eve gidersem, ölürüm.
¿ Qué tal si están muertas?
Eğer hepsi öldüyse ne olacak?
¿ Y si no tiene llaves?
Eğer anahtarı yoksa?
Si no tienen nada para contribuir, les sugiero que finjan que es un día normal y vayan a ser inútiles en su territorio.
Eğer katkıda bulunacak bir şeyin yoksa,... sana normal bir günmüş gibi davranmanı ve kendi anlamsız çöplüğüne gitmeni öneririm.
Si nadie ha abierto el congelador del supermercado, tal vez podamos poner ahí. Puede que aún esté frío... por un tiempo más.
Eğer süpermarketteki dondurucuyu kimse açmasaydı,... belki onları içine koyabilirdik.
Es como nuestra... versión de Santa, pero en lugar de no recibir regalos si no te portas bien, serás despedazado vivo.
Bu bizim noel baba versiyonumuz gibi, It's like our... our version of Santa,... fakat hediye almamak yerine, eğer düzgün davranmazsan canlı canlı parçalara ayrılırsın.
por hacer cosas de verdad terribles, así que, si ese fuera el caso, sería el primero en irme.
... gerçekten berbat şeyler yaptığım için... yani, eğer durum buysa,... ben ilk giden olurdum.
¿ Qué tal si ponemos los cadáveres afuera, los usamos como carnada y vemos lo que se aparece?
Eğer vücutları dışarı bırakırsak, What if we put the bodies outside, onları yem olarak kullanırsak, ne olduğuna bakabilir miyiz?
¿ por qué no hiciste nada para detenerlo?
Eğer ne olduğunu gördüysen,... neden durdurmak için bir şey yapmadın?
"Si lo haces sufrir miseria, perderá la fe".
"Eğer ona azap verirsen, o sadakatini kaybeder."
Si ustedes se van, me gustaría ir con ustedes. ¿ Por qué?
Eğer ayrılıyorsanız, size katılmak isterim.
Bueno, ¿ por qué rayos tenemos reglas, si no aplican para todos? Vamos.
Eğer herkes için geçerli olmayacaksa, neden kural koyuyoruz ki?
¡ Mataré a todos, si tengo que hacerlo!
Eğer zorunda kalırsam, hepinizi öldürürüm!
Si no lo llevamos a un Hospital, ¡ se va a morir!
Eğer onu hastaneye yetiştiremezsek,... ölecek!
Si se muere, es por tu culpa.
Eğer ölürse, sebebi sensin.
Si yo quisiera asegurarme que mi esposa y mi hija no están aquí, ¿ a dónde iría?
Eğer karımın ve kızımın burada olmadığından emin olmak istesem....... nereye giderdim?
Y si no lo hubiera hecho, seguiría de fiesta, pasando de chico a chico, ciertamente no habría sido una maestra, porque nadie nadie pensó que tuviera algo que ofrecer salvo tú.
Eğer tanışmasaydık, ben hala parti yapıyor olurdum,... bir adamdan başka bir adama giderek asla öğretmen olamazdım. Çünkü kimse bana bunu teklif etmemişti sen hariç.
Es una locura ahí afuera ahora mismo, en caso de que no te hayas dado cuenta.
Dışarısı çok çılgın şu sıralar eğer fark etmediysen.
Si no vuelvo, ve al Centro Comercial.
Eğer geri dönmezsem, AVM'ye git.
Si Jay tiene razón, si realmente se están volviendo locos ahí afuera, expulsando a la gente del Centro Comercial, entonces necesitaremos las balas.
Eğer Jay haklıysa,... eğer gerçekten dışarıda deliriyorlarsa,... insanlar AVM'den atılıyorsa, o zaman mermilere ihtiyacımız olacak.
Y si no lo hacen, él es un psicópata más grande de lo que pensábamos, así que supongo que tendremos que averiguarlo.
Eğer delirmiyorlarsa,... o düşündüğümüzden daha büyük bir psikopattır,... yani bence bir yolunu bulacağız.
Quiero decir, sí es seguro, entonces estoy segura de que no te importa si me quedo ahí, si voy con él.
Demek istediğim, eğer güvenliyse,... o zaman eminim orada kalmamın bir sakıncası yoktur onunla birlikte gitmemin.
Si yo creyera en las almas, me preocuparía por la tuya.
Eğer ruhlara inansaydım, seninkine endişelenirdim.
Y si no continúo intentándolo, no tengo razón para estar vivo.
Ve eğer devam etmezsem,... yaşamak için bir sebebim kalmayacak.
Si sabes algo, dímelo.
Eğer bir şey biliyorsan, söyle.
Cuando me sueltes, te lo diré.
Eğer beni serbest bırakırsan, söyleyeceğim.
Si tienen más comida, deberían compartirla con nosotros.
Eğer fazla yiyecekleri varsa, bizimle paylaşmaları gerekir.
- Puedo preguntar si...
- Ben sorabilirim eğer...
- ¿ Y si es...?
- Ya eğer...
- Si Thomas tiene razón, entonces moriremos afuera.
- Eğer Thomas haklıysa,... o zaman orada öleceğiz.
Pero si uno de nosotros tiene razón, si uno de nosotros sobrevive, entonces sabrán a quién seguir.
Ama eğer birimiz haklıysa, eğer birimiz hayatta kalırsak,... o zaman kimi takip edeceğinizi bileceksiniz.
Al menos que todos quieran morir aquí.
Tabi eğer hepimizin burada ölmesini istemiyorsanız.
Creí que me iba a matar, así que me prometí, que si sobrevivía, haría eso.
Beni öldüreceğini düşündüm,... bu yüzden kendime söz verdim,... eğer hayatta kalırsam, bunu yapacaktım.
Si me estaban pateando el trasero, debe de haber habido una razón.
Eğer kıçımı tekmeleteceksem bir sebebi olmalıymış.
Si buscas lástima, búscala en otro lugar.
Eğer kendini acındırmak istiyorsan, başka kapıya.
Si me atrapan, yo tengo una excusa.
- Eğer yakalanırsam, bir mazeretim var. - Nedir?
Y luego te pregunto si quieres huir conmigo.
Ve sonra sana soruyorum, eğer benimle birlikte kaçmak ister misin?
Si esta cosa se detiene, ¿ te irás conmigo?
Eğer bu şey biterse, benimle gelir misin?
Si se trata de un auto militar, podría funcionar.
Eğer bu bir askeri araçsa, çalışıyor olmalı.
Si hay una salida de servicio, podría conducir al estacionamiento.
Eğer bir servis çıkışı varsa, bu bizi otoparka götürebilir.
Si podemos entrar en un auto, incluso si no está funcionando, al menos será más seguro que quedarnos aquí.
Eğer arabaya binebilirsek, çalışmasa bile en azından buradan daha güvenlidir.
Si te parece, quiero decir.
Eğer sorun yoksa, demek istedim.
Si fuésemos capaces de derrocar el gobierno y convertirnos en dictadores gemelos,
İşte bu yüzden, eğer hükûmeti düşürüp... ikiz diktatörler olabilirsek
"Y si no están de acuerdo, los matamos ahora mismo".
"Ve eğer karşı çıkarsanız sizi buracıkta öldürürüz."
- Luego del partido, dijo : "Si midiera 15 o 17 cm más, podría haber jugado para la NBA".
- Ve maçtan sonra da gelip "Var ya, eğer 15-20 santim daha uzun olsam NBA'da oynayabilirdim."
"Si midiera 25 cm menos...".
"Birader, eğer ben 25 cm kısa olsam..."
Tentadora como suena, creo que los dos sabemos que eso no sucederá. Sí.
Ama eğer seni korumak..... eğer seni korumak zorunda kalırsam...
No lo sé. Tarde. Oye, ten cuidado allá fuera.
Bu bir iş ve eğer üzerimden atabilsem atardım ama yapamam ve...
Ahora estoy robando la recolecta.
Ya eğer Daniel seni tanımazsa?
Te gustaría. Igual mamá.
Eğer bu işi doğru yapabilirsem annene tüm bu olanları anlatabilirsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]