Translate.vc / испанский → турецкий / Encontrar
Encontrar перевод на турецкий
64,953 параллельный перевод
Así que entiendo... que ya no confíes en mí, pero... ¿ quizá puedas encontrar en tu corazón cómo perdonarme?
Artık bana güvenmezsen anlarım ama belki beni affedebilirsin?
Por eso tengo que encontrar a este tío, no importa nada más, y cuando lo haga, va a pagar por lo que hizo.
O yüzden bu adamı ne pahasına olursa olsun bulmalıyım. Bulduğumda da yaptıklarının bedelini ödeyecek.
Bueno, tenemos que encontrar su trasero antes de que haga otro acto de desaparición.
Bir kere daha ortadan kaybolmadan onu bulmalıyız.
Si puedo encontrar a mi futuro yo, puedo averiguar quién es Savitar... cómo lo derrotamos.
Gelecekteki halimi bulabilirsem Savitar'ın kim olduğunu ve onu nasıl alt ettiğimizi öğrenebilirim.
Tengo que... encontrar...
Buldum.
Chicos, ¿ dónde vamos a encontrar algo así?
Böyle bir şeyi nereden bulacağız ki?
Chicos, ¿ dónde vamos a encontrar algo como eso?
Böyle bir şeyi nereden bulacağız ki?
Pues es un poco tarde, así que tal vez me sea difícil encontrar un lugar que esté abierto y lo tenga.
Havyar satan açık bir yer bulmam zor olabilir.
Tendrás que encontrar otra manera.
Başka bir çare bulmanız gerek.
Pero si vosotras no podéis encontrar a Damon, entonces no hay nada que yo pueda hacer.
Deniyorum. Ama siz Damon'u bulamıyorsanız, yapabileceğim hiçbir şey yok.
Necesito encontrar a Damon tanto como tú, así que estaba pensando que quizás podríamos formar un equipo.
Senin kadar Damon'u bulmayı ben de istiyorum, Bu yüzden düşündüm de belki ekip olabiliriz.
Por favor, ayúdame a encontrar a Damon para así poder volver a tenerla.
Lütfen Damon'u bulmama yardım et, bende o hayatı elde edebileyim.
Todo lo que vais a encontrar ahí es la verdad.
Orada gerçeği anlayacaksın.
¿ no puedes encontrar la manera de perdonar a Damon?
Damon'u affetmenin bir yolunu bulamazsın?
No son provocados por algún desarrollo mágico, o un aquelarre secreto o nada que puedas encontrar en tus libros.
Sihirli bir gelişim göstermiyorlar... yada kitaplarında bulabileceğin cadı sırrı değil bu.
- Es muy tierno y eso, pero estoy seguro de que las voy a encontrar antes que tú, pero...
- Çabalaman çok şirince ama sen bulmadan önce onları bulacağıma eminim.
Mira, vine aquí sabiendo que necesitaba encontrar un colegio que fuera bueno para las niñas.
Bak, ben buraya kızlara iyi gelecek bir okul bulmak için geldim.
Intentar encontrar nueva felicidad.
Yeni mutluluklar bulmalısın.
Tenemos que encontrar a Elena.
Elena'yı bulmalıyız.
Dorian y yo intentábamos encontrar una manera de destruir el infierno de Cade.
Dorian ve ben Cade'in cehennemini yok etmenin yolunu arıyorduk.
Damon aún está preocupado por que no vuelva a ver a Stefan, que nunca vaya a encontrar la paz.
Damon Stefan'ı bir daha göremeyeceği için endişeliydi,... asla huzuru bulamayacağı için.
Tenemos que intentar encontrar una conexión entre las dos y hasta ahora todo lo que tenemos eres tú.
Aralarında bir bağlantı bulmaya çalışıyorduk ama şu ana kadar bulduğumuz... -... tek bağlantı sensin.
Tenemos que encontrar ya a Ashley Corbett.
Hemen Ashley Corbett'i bulmalıyız.
Todo lo que tenemos que hacer ahora es encontrar a Ashley Corbett.
Tek yapmamız gereken Ashley Corbett'i bulmak.
Recuerda, no estamos aquí de fiesta, estamos aquí para encontrar a Ashley.
Unutma eğlenmek için değil Ashley'i bulmak için buradayız.
Encontrar a la chica, no divertirse.
Kızı bul. Eğlenme.
Me estás diciendo que tengo que encontrar a alguien en el que él confíe que sea lo bastante tonto para que me ayude a dar la noticia.
Bu bilgiyi aktaracak güvendiği ama aptal olan birini bulmam gerek yani?
He estado tratando de encontrar la forma correcta de decírtelo.
- Sana söylemenin doğru bir yolunu arıyordum.
Lo único que va a salvarme la vida es encontrar el antídoto.
Hayatımı sadece panzehiri bularak kurtarabiliriz.
¿ Cómo se supone que voy a encontrar el antídoto si estoy aquí tendida...?
Burada yatarken nasıl panzehiri bulacağım?
Si Ishim puede ayudarme a encontrar a quienquiera que mató a Benjamin,
Eğer Ishim Benjamin'i kimin öldürdüğünü bulmama yardım edecekse...
Bebamos y espero que podamos encontrar una manera mejor.
İçelim ve daha iyi bir yol bulmayı umalım.
¿ Qué crees que nos vamos a encontrar?
Nasıl bir şeye gittiğimiz düşünüyorsun?
Tenemos que encontrar a la bruja que lo hizo y matarla.
Bunu yapan cadıyı bulup öldürmek.
Con Gideon muerto, si quieres romper la maldición sobre tu hermano, necesitamos encontrar ese libro.
Gideon ölümü ile birlikte o laneti kardeşinden kaldırmak için kitabı bulmalısın.
Tenemos que encontrar ese grimorio.
O büyü kitabını bulmalıyız.
¿ Cómo te propones encontrar el hechizo adecuado sin que yo...?
Ben olmadan doğru büyüyü nasıl bulacaksın?
¿ Sabés dónde encontrar vampiros?
Vampirlerin izini mi buldunuz?
Así que... voy a volver a meterte en tu agujero y voy a encontrar a tu semilla y voy a desgarrarla mientras miras.
Seni çukuruna geri koyacağım ve sonra tohumunu bulup onu parçalamamı sana izlettireceğim.
¿ Alguna idea de dónde podemos encontrar a esos amigos?
Bu arkadaşları nerede bulabiliriz bir fikrin var mı?
Por supuesto, esta empeniado en encontrar algo que no signifique matarla ni matar al bebe.
Elbette bulacağı şey onu ve çocuğu öldürmeden yapılacak bir şey olacak.
No vas a encontrar a Dagon esta noche.
Dagon'u bu gece bulamayacağız.
Bueno, obviamente, primero, aun tenemos que encontrar a Kelly.
Elbette önce Kelly'i bulmamız gerekecek.
Pero si vamos a tener alguna oportunidad de encontrar a Cass, entonces tenemos que... No lo sé. Intentar pensar como él.
Eğer Cass'i bulmak için bir şans yaratmak istiyorsak bilemiyorum belki onun gibi düşünmeliyiz.
Quizás podríamos encontrar algo de privacidad y descargarla.
Belki özel bir yer bulup birbirimizi biraz yormalıyız.
A no ser que pueda encontrar a alguien que acepte la carga, que coja mi magia.
Tabi bu yükü, bu büyüyü alan başka birini bulamazsam.
Supongo que encontrar a ese nephilim infernal es la más alta prioridad.
Sanırım o Nephilim'i bulmak ilk öncelik.
Encontrar a Cass y Kelly, mantenerlos en movimiento.
Cass ve Kelly'i bulup yer değiştirmelerini sağlarız.
necesitamos encontrar el material usado para la mordaza... y usó un condón.
Ağzının tıkandığı materyali ve kullanılmış kondomu arıyoruz.
Pero hay. Y vamos a encontrar esa luz juntas.
Ama var ve o ışığı birlikte bulacağız.
Encontrar quién envió ese mensaje es una prioridad, para establecer... a ) si es una amenaza seria
O mesajı kimin gönderdiğini bulmak birinci önceliğimiz. Neden derseniz... a, gerçek bir tehdit mi, b, saldırgan tarafından mı gönderildi, anlamış olacağız.