Translate.vc / испанский → турецкий / Encontró
Encontró перевод на турецкий
18,889 параллельный перевод
Un... Bueno, la gente en su mayoría lo utilizan para la caza o la pesca en hielo o algo así, y se debe dejar en la misma forma que se la encontró.
İnsanlar burayı genelde avlanmak, balık tutmak ya da onun gibi bir şey için kullanıyor.
¿ Se encontró una bolsa de plástico en el escenario?
Olay yerinde naylon poşet bulunmuş mu?
Se encontró una cantidad significativa de Benzodiacepina, en la orina de la niña.
Kızın idrarında benzodiazepin bulunmuş.
Entre amenazas de muerte y correo de odio, encontró esto.
Ölüm tehditleri ve nefret mektupları arasında bunu bulmuş.
- La encontró aquí.
- Onu burada bulmuş.
Pero entonces, Pandora contempló en la caja... y encontró una cosa más en el fondo.
Ama Pandora kutuya baktığında dibinde bir şey daha buldu.
¿ Dónde se encontró a la víctima?
- Kurban nerede bulundu?
Hay un estudio publicado el año pasado en la revista Nature Communications, elaborado por Batini y Hallast que encontró que los cromosomas Y de la mayoría de los hombres europeos pueden ser rastreados hasta tres individuos que vivieron en la Edad de Bronce.
Geçen yıl Nature Communications'da Batini ve Hallast bir çalışma yayınladı. Avrupalı erkeklerin çoğundaki Y kromozomunun atasının Bronz Devri'nden üç kişiye dayandırabileceğini söylüyordu.
Después del accidente, ¿ dónde lo encontró?
Kazadan sonra onu nerede buldunuz?
¿ Encontró todo así?
- Geldiğinde ev böyle miydi?
Lo encontró en Sveta seis semanas atrás, tal como todos dijimos que lo haría.
Altı hafta önce Sveta'da buldun. Tıpkı bulacağını söylediğimiz gibi.
Encontró otro pasatiempo...
Başka bir alışkanlık buldu...
Mira, hemos asumido que la ruptura de Abernathy fue desencadenada por la fotografía que encontró.
Abernathy'deki bozulmanın bulduğu fotoğraf tarafından tetiklendiğini düşünmüştük.
Adivine qué encontró la asistente del rodaje.
Tahmin et asistan ne buldu?
La pistola que usted encontró, detective.
Sizin bulduğunuz tabanca dedektif.
Aquella noche se detuvo durante dos minutos en Mulholland, a unos tres Km. de donde se encontró el coche y el cadáver, y a unos cinco de su casa.
Allen o gece Mulholland'da 2 dakikalığına kontağı kapatmış aracın ve cesedin bulunduğu yerin iki buçuk kilometre ötesinde. Evinden beş kilometre uzakta.
Me alegro de que encontró tiempo para reunirse conmigo.
Benimle buluşmak için zaman ayırabilmene sevindim.
¿ A alguien le interesa adivinar qué encontró?
Ne buldu dersiniz sizce?
Y entonces llegó J.J. Abrams, que encontró la manera de exponerla y presentarla a un nuevo público.
Sonra bunu yepyeni ve farklı bir izleyici kitlesine açmanın bir yolunu bulan J.J. Abrams geldi.
Monty, que es el tipo que se encontró con ellos en Tailandia?
Monty, Tayland'da onları kim karşılamış?
Él encontró el cuerpo, pero era demasiado miedo hablar con las autoridades.
Hayır. Cesedi bulmuş ama yetkililerle konuşamayacak kadar korkmuş.
Poldark simplemente lo encontró.
Poldark buldu onu.
Joyce Byers no encontró a su hijo esta mañana.
Joyce Byers bu sabah oğlunu bulamamış.
Un policía encontró algo en el agua de la cantera.
Bir eyalet polisi, taş ocağındaki suda bir şey bulmuş.
Ese trozo de tela que el profesor encontró en la tubería.
O öğretmenin bulduğu kumaş parçası.
Sí, ¿ como Terry encontró a su hija?
Terry'nin kızını bulduğu gibi mi?
- ¿ Y si lo encontró?
- Ya bulduysa?
Hay alguien del Washington Post... que encontró un dueño de un videocentro... que dice que Thomas es un cliente antiguo, rentaba porno hardcore.
Video kiralama dükkanı bulmuş, Thomas uzun süredir oranın müşterisiymiş. - Bir sürü porno film kiralamış.
Encontró a Napoleon. Y todos sus sucios secretitos salieron a la luz.
Napoleon'u buldu ve senin tüm kirli sırların ortaya çıktı.
¿ Quién encontró la felicidad en un sándwich alguna vez?
Kim sandviçte mutluluk bulmuş ki?
Disculpe, estoy buscando el lugar donde se encontró a la chica.
Affedersiniz, kızın bulunduğu yeri arıyorum.
La policía dijo que uno del personal la encontró.
Polisin dediğine göre işçilerden biri bulmuş.
Su colega me dijo que encontró el cuerpo.
Arkadaşınız, cesedi sizin bulduğunuzu söyledi.
- ¿ Sabe dónde la encontró?
- Kızı nereden bulduğunu biliyor musunuz?
Laurie ya encontró un presidente.
Laurie yeni bir CEO buldu bile. Ne?
Simplemente dice que lo encontró.
Onu bulduğunu yazmış.
Una vez me encontró con una Big Mac.
Beni bir Big Mac ile oynaşırken yakalamıştı.
Ojos Locos encontró una tortuga.
Crazy Eyes bir kaplumbağa buldu.
Encontró niveles más altos de HCN... aquí en las cámaras de depuración... que en las propias cámaras de gas.
Bu bit temizleme odalarında,... gaz odalarının içlerinde bulduğundan,... çok daha fazla HCN buldu.
Ud. mismo ha estado en ese techo. Y buscó esos agujeros y no los encontró.
Kendiniz de o çatıda durup,... o boşlukları aradınız ve bulamadınız.
Sí, sí. Lo encontró masturbándose con una lechera.
Evet, kocasını bir mandıra çiftçisi ile mastürbasyon yaparken yakaladı.
Disculpe, ¿ encontró qué?
- Anlamadım. Ne buldunuz?
Su hermana lo encontró y me lo dio.
Kızkardeşi bulmuş. Bana o verdi.
Mi tía encontró una mascota.
Teyzem başıboş bir hayvan buldu.
Pero se encontró cuando otro incidente provocó que se congelara el lago.
Aama başka bir olay gölün donmasını sağladığında bulunmuş olabilir.
Hasta que un día... vino una princesa y encontró su secreto, y juntos...
Ama bir gün bir prenses gelip adamın sırrını öğrenmiş ve ikisi birlikte...
Solía escribir lo que quisiera en el blog, hasta que lo encontró mi marido.
İstediğim her şeyi bloguma yazıyordum... sonra kocam buldu
Imagino que Geirmundur encontró un destino lleno de problemas.
Kolaylıkla başka bir şeye karışmış olabilir. Uyuşturucu, insan kaçakçılığı.
Y lo encontró.
Ve buldun da.
Me encontró en la comisaría.
- Merkezde beni buldu.
Usted misma encontró ADN alienígena.
- Sen de uzaylı DNA'sı buldun.