Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Energía

Energía перевод на турецкий

19,943 параллельный перевод
Está creando un monsturo de energía nuclear.
Nükleer güçlü bir canavar üretiyorsun.
Solo espero poder absorber el exceso de energía.
Umarım fazlalık enerjiyi içime çekebilirim. Olmaz!
No. ¿ Tienes una idea de la clase de energía qué...?
Nasıl bir enerji ortaya çıkar bir fikrin...
¿ Por qué sabotear la energía?
Gücü neden kestiler ki?
Bien... si entramos aquí, podemos accesar los circuitos y apagar toda la energía.
- Buradan girersek şalteri attırabiliriz. - Tüm elektriği keseriz.
Así es como pudo absorber la energía nuclear en Luskavic.
Bu yüzden Luskavic'teki nükleer enerjiyi emebildiniz.
Nuestra energía...
Enerjimiz...
Gracias por estos alimentos que sustentan estos recipientes, nuestros cuerpos, para poder tener energía y crear un mundo más hermoso y derribar nuestros obstáculos y barreras en esta vida y subir La Escalera de la Iluminación, para que algún día podamos ser libres de las formas terrenales
Bu damarları ve bedeni ayakta tutalım diye bize bağışladığın bu nimet için şükürler olsun. Böylece daha güzel bir dünya meydana getirmek için güç bulabiliriz ve bu dünyadaki duvarları ve engelleri aşıp İlim Merdiveni'ne tırmanabiliriz. Böylece bir gün bu dünyevi suretlerimizden sıyrılır ve Bahçe'de, Aydınlık olarak hep beraber yaşayabiliriz.
No olvidemos de mandar energía y Luz a esa gente en New Hampshire que está sufriendo esta noche.
Sabırlı ol. Bu gece, New Hampshire'daki acı çeken insanlara Güç ve Aydınlık göndermeyi unutmayalım.
Esa es tu parte. Vas a drenar energía de la línea principal.
Ana hattın gücünü emeceksin.
Ella tiene mucha más energía.
O çok daha kuvvetli.
Toma su energía.
Güçlerini al.
Que es donde se encuentra la chispa de la energía.
Güç kıvılcımını işte orada bulacaksın.
La vida es energía.
Hayat bir enerjidir.
La energía no desaparece sin más.
Enerji yok olmaz.
Una chispa de energía, un atisbo de memoria.
Bir enerji kıvılcımı ya da bir hatıra alevi şeklinde.
Fue como si ondas de inercia... como si toda la energía fuera repentinamente succionada de mi cuerpo, y luego regresara.
Uyuşukluk dalgası gibiydi sanki bütün enerji vücudumdan emilmiş gibiydi,... daha sonra da geri döndü.
Él tiene la habilidad de transferir toda la energía cinética que lo rodea hacia sí mismo.
Etrafdaki bütün kinetik enerjiyi kendisine aktarabilme yeteneği var.
Dejando a todo lo demás en un estado temporario de energía potencial.
Geri kalan herkesi geçici potansiyel enerji durumunda bırakarak.
Así que puedes convertir toda tu energía potencial almacenada en energía cinética.
Yani, birikmiş potansiyel enerjini tekrar kinetik enerjiye dönüştürebiliyorsun.
Pero con la celda de energía de Tecnologías Palmer, eso representa un gran avance.
Ama Palmer Teknoloji'nin güç hücresi büyük bir ilerleme olacak.
Unimos el futuro de Tecnologías Palmer a está célula de energía.
Palmer Teknolojileri'nin geleceği bu güç hücresinde.
Estamos hablando de sistemas bancarios, arsenales nucleares, redes de energía.
Banka sistemlerinden nükleer cephanelerden, güç şebekelerinden bahsediyoruz.
Un dispositivo como este necesita una fuente de energía realmente sustancial para poder sostenerse.
Böyle bir alet çalışmak için çok büyük güçlere ihtiyaç duyar.
El Sr. Dennis dice que ya no presentarás la célula de energía a la junta.
Bay Dennis, güç hücresini kurula sunmayacağını söyledi.
Hoy Tecnologías Palmer tiene el placer de presentarles la Célula de Energía, una batería cien por ciento reciclable.
Bugün Palmer Tech, % 100 geri dönüştürülebilir bir batarya olan, Güç Hücresi'ni sunmaktan gurur duyar.
La energía, original.
Enerjiyi, ilkel.
Llevé hasta el límite la energía de la computadora de la guarida otra vez, y esperaba que tu servidor tuviera mejor suerte.
Sığınaktaki bilgisayar gücünü yine maksimuma çektim belki senin ana sisteminden bir şeyler çıkar diye umuyordum.
Ha estado tratando de crearlo desde hace un tiempo, pero necesitaba una fuente de energía, algo que pudiera durar toda una vida.
Bir süredir çözmeye çalışıyordu ama yaşam boyu sürecek bir güç kaynağı arıyordu.
La celda de energía de Palmer Tech.
Palmer Teknoloji güç hücresi. Aynen öyle.
Es en la planta de energía Grammercy.
Şu anda Grammercy Elektrik Santrali'nde.
Si se está ocultando donde debería estar para absorber la energía de un ataque nuclear.
Eğer saklanıyorsa nükleer saldırının gücünü emmek için saklanıyordur.
Bueno, todavía hay energía.
Hâlâ elektrik var.
Necesito la energía de ese hombre.
Bu adamın gücüne ihtiyacım var.
Es por eso que hice esto, lo llamo "8 horas de energía".
- Bunu o yüzden yaptım. Adını "8 Saatlik Enerji" koydum.
Es una parte de 5 horas de energía y las otras tres horas son expreso, fertilizante de césped y una muy, pero muy pequeña parte de cocaína.
Bir kısmı "5-Saatlik Enerji" diğer 3 saati ; espresso, Scotts, Turf Builder ve az, azıcık miktarda kokainden oluşuyor. Bir tutamcık.
Y mostrarnos esa energía de la audición.
Ve bize seçmendeki enerjini göstereceksin.
Solía usar drogas para sentirme poderoso pero ahora la energía viene de mi fuerza interna.
Eskiden uyuşturucuyu güçlü hissetmek için kullanırdım. Ama artık gücüm çekirdek gücümden geliyor.
... he logrado redirigir esa energía hacia mis estudios.
- Evet, Peter. Ona harcadığım enerjiyi derslerime yönlendirmeyi başardım.
La energía del meteorito los ha cambiado.
Meteordaki enerji onları değiştirdi.
Sólo me quedan los restos de la energía que recolectamos.
Topladığımız enerjiyi hissediyorum.
Esa cosa aún tiene energía residual.
Hala gücünün bir parçası duruyor.
Cuando se unen, pueden crear energía.
Biraraya gelince enerji üretirler.
Mientras dirija su poder contra la barrera, la energía aumentará, culminando en una vorágine de fuego y destrucción.
Bariyeri yıkmaya çalıştıkça, ortaya çıkan güç, büyük bir ateş ve yıkım oluşturacak.
Una barrera de energía mística.
Mistik bir güç bariyeri.
La oscura energía que extraemos de ti sería dirigida hacia la barrera, rompiéndola.
Senden aldığımız karanlık enerjiyi bariyeri yok etmek için kullanabiliriz.
Su caja podría penetrar la barrera, pero su energía es menguante.
Kutusu bariyeri yokedebilir, ama gücü çok düşük.
Siempre y cuando se mantenga dentro del círculo místico, puedo canalizar la energía que necesito para romper la barrera.
Dairenin içinde kaldığı sürece, bariyeri kaldıracak enerjiyi elde edebilirim.
Por la energía que queda en mí, ¡ haz lo que te ruego!
İçimde kalan güçle, sana söylediğimi yap!
Se asienta sobre un punto focal De la energía antigua.
Kadim güçlerin odak noktasında.
Energía y Luz.
Güç ve Aydınlık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]