Translate.vc / испанский → турецкий / Envie
Envie перевод на турецкий
4,922 параллельный перевод
Ya le envié un mensaje al rey Aelle, pidiéndole que envíe guerreros, tal como acordamos en nuestro tratado.
Anlaşmamız gereğince, savaşçı toplaması için Kral Aelle'ya çoktan haber gönderdim.
Lo envié a informarle al Rey de nuestro regreso.
Döndüğümüzü krala haber vermesi için gönderdim.
Es por eso que lo envié junto a los Segundos Hijos a retomar Yunkai.
Bu yuzden onunla Ikinci Ogullar'i Yunkai'yi geri almaya gonderdim.
Envié el texto entre sá con los datos necesarios para llevar de equilibrio para su interacción social.
Sosyal etkileşimlerine denge getirecek özellikte bilgilerle birbirlerine mesaj gönderdim.
La envié a ver a Lincoln.
Lincoln'le konuşması için yolladım.
Envié a su hija con un solo atuendo, nosotros estaremos felices.
Kızınızı üstündeki kıyafetle gönderin. Biz yine mutlu oluruz.
Déjalo que me envié a prisión si quiere.
İstiyorsa bırak hapse göndersin.
Envié a los chicos a un descanso.
Vardiyadakileri dinlenmeye gönderdim.
Por eso le envié las fotos... para que supiera que le importaba a alguien.
Bu nedenle o resimleri yolladım. Çünkü onu umursayan birinin olduğunu bilmesi gerekiyordu.
Así que envié el auto.
Ben de araba gönderdim.
- envié fuera, a París.
-... Paris'e yolladım.
¿ A quién? Envié a Ash a casa.
Kim?
Edité la última parte y se la envié a Madison.
Son kısmını düzenleyip, Madison'a e-posta olarak attım.
Envié una carta a su llegada pero nada desde entonces.
Gelişinde mektup yazmıştım ama ondan sonra cevap gelmedi.
Dile que te envié.
Sizi, benim yolladığımı söyleyin.
Pensé que estarías con tu papá, así que los envié ahí.
Sana telsizden ulaşamayınca babanın mekânındasındır dedim ve oraya yolladım. - Lokantaya mı?
Las envié al Dr. Hunt.
- Dr. Hunt'a yolladım.
La envié justo a él, Winter.
Direk üzerine gitmesine izin verdim, Winter.
Mira, yo, te envié unos emails, y...
Sana bir kaç tane e-mail göndermiştim.
Cuando era canciller, lo envié a una misión para tratar un brote en el sindicato Pyke.
Şansölye olduğu sırada, Pyke sendikasındaki karışıklıkla ilgilenmesi için onu bir göreve yollamıştım.
Después de asegurarle que lo haría, lo envié con sus ancestros ".
Ona bunu yapacağımı söyledikten sonra onu atalarının yanına gönderdim. "
Se lo envié a ellos primero.
Önce onu ailesine gönderdim.
Ni siquiera le envié un regalo a Diane.
Daha Diane'a hediye bile göndermedim.
Me matará si se entera que te envié hasta él.
Seni, benim gönderdiğimi öğrenecek olursa, beni öldürür.
No crees que sabe que yo envié las horribles flores, ¿ verdad?
Ona yolladığım çiçek çok abartılı değildi, değil mi?
Y le envié un mensaje para contárselo y me contestó :
Bunu söylemek için ona mesaj attım ve o da cevap yazdı...
El gerente dice que tiene un huésped que concuerda con la foto que envié de Troy Parker.
Müdür gönderdiğimiz Troy Parker resmiyle eşleşen birinin orada kaldığını söyledi.
Digo, le envié un texto con "100-to carita triste."
Ona mesajda üzgünüm deyip, yanında da üzgünlük ifadesi yolladım.
Le envié mensajes de voz y texto.
Mesaj attım, sesli mesaj bıraktım.
Te lo envié en un mail.
Sana gönderdim. Gelen kutuna bak.
Así que te envié aquí para casarte con un rey y te encuentro prometida a un bastardo.
Seni buraya bir kralla evlenesin diye gönderdim. Ve bir piçle nişanlı buldum.
Y para probar que era el asesino, les envié la licencia de conducir.
Katil olduğumu kanıtlamak içinde ehliyeti gönderdim.
Me preocupaba que les estuvieras enseñando a estos chicos lo que te envié anoche.
Sana geçen gece gönderdiğimi, onlara gösteriyorsun diye endişelendim.
¿ Cree que yo... tomé esas orejas de alguien más y me las envié?
Benim... O kulakları başkasından alıp kendime gönderdiğimi mi düşünüyorsunuz?
Yo no lo envié, y Barry obviamente no se desprestigiaría.
Ben yollamadım ve Barry de kendisini bu duruma düşürmezdi.
Yo lo envié.
Onu ben gönderdim.
Ya la envié a balística.
İncelenmesi için balistiğe gönderdim.
No te abandoné. Te envié un mensaje.
Seni bırakıp gitmedim, mesaj atmıştım.
Por eso envié la señal de radio.
Bu yüzden radyo sinyalini gönderdim.
¿ Recuerdas cuando te envié al colegio con donuts?
Sana okula götürmen için donut aldığımı hatırlıyor musun?
Envié los míos hace una semana.
Benimkileri bir hafta önce gönderdim.
Le envié un correo... hace un par de años
Birkaç yıl önce ona e-posta gönderdim.
Yo envié las flores.
Çiçekleri ben yolladım.
Necesita ser decodificado, pero ya se lo envié a Max y tengo esto.
Şifrelerinin çözülmesi gerekiyor ama Max'e yolladım bile. ... ve bunu aldım.
Así que envié a mí.
Yani...
Bueno, te gustaba y me gustaste, pero entonces te volviste loca, así que le envié a él para que hiciera de mí, pero luego te gustó él.
Ben senden sen de benden hoşladın ama sonra bana kızdın ben de onu ben olarak yolladım ama sonra ondan hoşladın.
Así que le envié a él para que fuera yo y hacer que no te gustara, pero resulta que te gustó, lo que significa que te gusto yo.
Ondan hoşlanma diye onu ben olarak yolladım ama sonradan sen ondan hoşlandın yani benden hoşlanıyorsun.
Envié 150 postales a Kerry Washington y flores por su cumpleaños.
Kerry Washington'a doğum gününde 150 kartpostal ve çiçek göndermiştim.
Ah Reum, ¿ aún no has visto el videoclip que te envié?
Ah Reum, sana gönderdiğim videoyu hâlâ izlemedin mi?
Sus vitales eran normales, así que lo saqué del cuarto de tratamiento... envié los análisis de sangre por si acaso, luego me fui.
Hayati göstergeleri stabildi bu yüzden tedavi odasında çıkarttırdım. Her ihtimale karşı da hastaneden ayrılmadan önce tekrar kan testi yapılmasını istemiştim.
La única razón por la que lo envié a ti fue para mejorar sus habilidades.
Onu sana yollamanin tek sebebi ham yanlarini yontmandi.