Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Estomágo

Estomágo перевод на турецкий

703 параллельный перевод
Métete algo en el estomago.
Midene bir şeyler koyman lazım.
No creía que una bala en el estomago doliera tanto
Karna saplanan bir merminin bu kadar acıtacağına hiç düşünmezdim.
Su estomago es como el mar de Irlanda. No tiene fondo.
Midesi bir deniz gibi, dibi yok.
Tuvo estomago para disparar a su padre.
Babasını öldürecek kadar mide var onda!
Se me revuelve el estomago.
Midemi bulandırıyor.
¿ No será por eso que siempre tengo el estomago hinchado?
Belki de bu yüzden hep midem bozuk.
Un hombre piensa mejor con el estomago lleno.
Bir adamın kafası en iyi tok karnına çalışır.
El estomago de un hombre tiene mas sentido en el, que su corazon o su cabeza.
Bir erkek kalbiyle ya da kafasıyla değil, midesiyle düşünür.
INTENTO DE SUICIDIO EN SUITE DE FLANNAGAN - LLEVADA AL HOSPITAL EN GONDOLA - ESTOMAGO FUE VACIADO.
Francesca Del Corso, Flannagan'ın otel odasında intihara teşebbüs etti.
El doctor tuvo que hacerme un torniquete en mi estomago.
Doktor karın bölgeme turnike uygulamak durumunda kaldı.
Desafortunadamente, eso probo que era el estomago equivocado.
Maalesef, yanlış kayaya toslamıştı.
Pude sentirla entre mi pijama, moviendose sobre mi estomago.
Pijamamın içinden karnıma doğru hareket ettiğini hissettim.
Esta durmiendo bajo las sabanas, sobre su estomago.
Çarşafın altında karnının üstünde uyuyor.
En la cama, durmiendo en mi estomago!
Yatakta, karnımda uyuyordu!
La del estomago ha salido, pero tiene otra en la pierna.
Bir tane de karnına isabet etmiş. Ama bacağındaki hala duruyor.
La Larva del Hellgramite. Por ahora el gusano esta adherido a su estomago.
Şu anda kurt sizin midenize bağlı durumda.
Reza mucho y nunca tendras el estomago vacio nunca mas.
Yeteri kadar dua edersen karnın kendisini aç hissetmez.
- Yo voy a llenar mi estomago bautista.
Ben Baptist karnımı doyuracağım.
Qué estúpida he sido... beber con el estomago vacío.
Aç karnına içmek ne büyük aptallık.
¿ Qué tal tenéis el estomago?
Utanmadan yalan söyleyen gözler.
Mi estomago se pone así...
Benim mide bunu gibi. Bu yüzden, yemek zorundayım.
Tengo hambre. Mi estomago se pone así...
Yemem lâzım.
La cuestión es si te acuerdas beber esta comida o te lo metemos en tu estomago a través de un tubo por la nariz.
Ve sorum şu bu takviyeyi içmeyi kabul mü edersin Ya da burnundan midene doğru bir tüple mi halledelim.
En casa con un buen fuego y estomago lleno es mejor que afuera pidiendo limosna, ¿ eh?
Karnının tok, sırtının pek olması dışarıda dilenmekten iyidir. Değil mi?
Con el estomago lleno, no harán nada..
Karnı tok adamın, çalmaya ihtiyacı olmaz.
Mira ese estomago.
Şu göbeğe bak.
estomago.
Karın ağrısı? Oh, karnın ağrısı.
Estomago.
Karnın ağrısı.
Necesito algo en mi estomago.
Mideme bir şeyler girmesi lazım.
Estomago.
Mide!
Estomago.
Mide.
Con ese ruido en el estomago, atraerá a todo el ejercito francés.
Miden guruldamaya devam ederse Fransız ordusu tepemize çökecek.
No sirve de mucho beber con el estomago vacío.
Boş bir mideyle içmede iyi değilimdir.
¿ Otra vez tu dolor de estomago?
Gene mi belin?
Mi estomago quedó gravemente dañado, tardé dos años en recuperarme,
Belim çok kötü incindi, iyileşmesi seneler sürdü.
Mi estomago...
Belim...
¿ Te duele el estomago?
Belin mi?
Ermitaña, ¿ como va tu estomago?
Sufi Hanım, Beliniz nasıl bakalım?
Cualquiera hubiera gritado al hacerle un tatuaje entre el pecho y el estomago. El insoportable dolor recorre desde la cabeza hasta los pies.
Göğsünden karnına kadar dövme yaptıran herkes baştan ayağa kadar dayanılmaz acılar yüzünden bağırırdı.
Simplemente coloca este abanico delante del estomago.
Bu yelpazeyi karnınıza doğru tutarsanız her şey düzelecek, genç efendimiz.
-... con mi estomago la noche pasada - Mama hizo pajata en la cocina
- Anne kokoreçli makarna yapsana.
Tengo algo dando vueltas en el estomago desde ayer por la mañana
Dün sabahtan beri mideme sanki birşey oturdu.
¿ Para que sirve el estomago?
Peki, mide ne işe yarar?
Estomago odioso, saciado del manjar más querido de la tierra, así te obligo a abrir tus mandíbulas podridas y te fuerzo a tragar más alimento.
Sen iğrenç kursak, sen ölümün rahmi, Ey yeryüzünün en değerli lokmasını yutan sen, Senin o çürük çenelerini zorla açacağım,
Has visto como estan los mellizos, a Cori le duele el estomago casi todos los dias...
İkizlere bak, anne.
Me esta revolviendo el estomago... ¿ Me oiste?
Bunlar midemi kaldırıyor benim. Duyuyor musun? !
No se puede hacer nada con el estomago vacío.
Aç karnına sen hiçbir şey yapamazsın.
Me hacen enfermar del estomago.
Onlar midemi bulandırıyor.
Los asesinatos me revuelven el estomago.
Midem Arthur. Cinayete dayanamıyor.
Y aun tengo el estomago vacio Mole, me muero de hambre
Ve midem bomboş benim. Mole, açlıktan ölüyorum.
No saben lo que es la angustia de un estomago vacío. ¿ No, Snowflake?
Boş midenin ızdırabını bilmiyorlar, Haksız mıyım, Kartanesi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]