Translate.vc / испанский → турецкий / Estába
Estába перевод на турецкий
346,090 параллельный перевод
Bueno, pensé que estábamos teniendo una buena conversación, pero resulta que yo estaba siendo grosero.
İyi muhabbet ettiğimizi düşünüyordum ama anlaşılan, kırıcı oluyormuşum.
No creo que el presidente supiera lo que Doug estaba haciendo.
Başkan'ın Doug'ın amacını bildiğini sanmıyorum.
¿ Sabe? Yo estaba aquí antes que usted, y seguiré aquí después que usted.
Bildiğiniz gibi... sizden önce de buradaydım, sizden sonra da burada olacağım.
Pensé que estaba en peligro.
Tehlikede olduğunu düşündüm.
¿ Estaba en la ciudad?
Şehirde miydim?
Por la noche, fingía que él estaba arriba y le hablaba, y cuando no me contestaba, siempre pensaba :
Geceleri o üstteymiş gibi yapıp onunla konuşurdum.
Papá estaba disfrutándolo.
Babam eğleniyordu ama.
Nunca me ha perdonado por hacerle pensar que tu padre estaba enamorado de él.
Babanın ona âşık olduğunu sanmasına sebep olduğum için beni hiç affetmedi.
¿ Dónde estaba hace 20 minutos y puede alguien confirmar su paradero?
20 dakika kadar önce neredeydin ve olduğun yerle ilgili şahidin var mı?
Eso no es asunto tuyo, pero estaba en el fotomatón haciéndome unas fotos.
Seni hiç ilgilendirmez ama fotoğraf kabininde fotoğraf çektiriyordum.
¿ Sabes? Estaba pensando que tal vez deberíamos ir con calma con eso de conocer a tus padres este fin de semana.
Bu hafta sonu ailenle tanışma kararımızı bir daha düşünelim bence.
Es verdad. Yo estaba allí.
Doğru söylüyor, ben de oradaydım.
- Lo siento. Estaba en el servicio.
Affedersin, tuvaletteydim.
Me estaba dando pomada en los músculos.
Dizlerime merhem sürdüm de.
Nada. Quiero decir, estaba...
- Yok, ben şey...
Un minuto estaba presente y al siguiente ausente.
Bir dakika önce varken, bir dakika sonra yok olmuş.
Perdíamos por 2, quedaba solo un segundo, estaba como un flan.
İki sayı fark vardı. Maçın bitimine bir saniye kalmışken bana faul yapılmıştı.
El partido estaba en mis manos.
Oyunun kaderi ellerimdeydi.
Ha sido un año de entrenamientos muy sufridos, pero estaba preparado.
Bir senedir süren eziyetli bir idmanın ardından hazırdım.
Estaba de costado y dijo que eso era parte de ello, luego me pidió que hiciera c...
Yan yatmıştı ve bunun da olayın bir parçası olduğunu söyledi. Sonra da benden mu- -
Antes de que Rainer entrara, Haley estaba a punto de contarme algo molesto que él le pidió que hiciera en la cama.
Rainer içeri girmeden önce Haley, yatak odasında ondan istediği can sıkıcı bir şeyden bahsetmek üzereydi.
Le estaba siguiendo la corriente...
Ben de size uydum.
Nadie sabía siquiera que estaba ahí atrás.
Kimsenin arka tarafta olduğumdan haberi bile yoktu.
No, este tío se estaba haciendo pedazos.
Hayır, o adam dökülüyordu resmen.
Pero la cuestión es que estaba enfadada porque me has hecho ver cómo soy en realidad, y estaba sorprendida de ver en quién me he convertido.
Gerçekte olduğum kişiyi görmemi sağladığın için öfkelendim demek istiyorum. Nasıl bir insana dönüştüğümü görünce de çok şaşırdım.
¡ Y estaba tan cerca!
Çok da yaklaşmıştı!
¿ Qué? Él dijo que estaba bien.
Ama iyi olduğunu söyledi.
Sheldon, cuando dije que estaba bien, quería decir que no quiero hablar más al respecto.
Sheldon, iyiyim dediğimde, bu konuda konuşmak istemediğimi kastettim.
Estaba pensando quizás una biblioteca o un cuarto de juegos.
Kütüphane veya oyun odası düşünüyorum.
Sí, estaba bromeando.
Evet, şakaydı zaten.
No estoy diciendo que debas pedirme permiso, pero podrías haberme dicho al respecto antes de decir que estaba bien.
İzin alman gerektiğini söylemiyorum ama tamam demeden önce benimle konuşabilirdin.
Yo pensé que estaba mejorando, pero claramente no es así.
Bu konuda kendimi geliştirdiğimi düşünüyordum ama yanılmışım.
Definitivamente han habido días cuando estaba triste y pudiste notarlo.
Üzgün olduğum ve senin net bir şekilde bunu söyleyebidiğin günler oldu.
Tú necesitabas un maletín, no estaba en casa, tomaste prestado un maletín.
Bavula ihtiyacınız vardı. Evde değildim, bavulu ödünç aldınız.
No podemos. Ya estaba esterilizado cuando lo encontré en el refugio.
Yapamayız, onu barınakta bulduğumda kurulmuş haldeydi.
Sí, estaba en la calle pidiendo cambio.
Evet, sokakta bozukluk için dileniyordu.
¿ Recuerdas cuando nos dijiste que Nick estaba prohibido?
Nick'in yasak bölge olduğunu söylediğini hatırlıyor musun?
Estaba jugando con la claraboya de la entrada.
Girişteki görüş hatlarıyla uğraşıyordum sadece.
No te preocupes, yo estaba de 25 semanas cuando tuve una primera patada.
Endişelenme. İlk tekmeyi hissettiğimde 25 haftalıktı.
¿ Estaba al tanto de las reglas del edificio?
İnşaat Yönetmeliği'ni mi hızlandırdı?
Lo hice cuando estaba teniendo esa reunión sobre la acústica, de todas las cosas. ¿ Sí?
Ses yalıtımı hakkında bir toplantıdayken aklıma geldi.
Kay nos estaba diciendo cómo os conocisteis.
Kay'de bize hepinizin nasıl tanıştığını anlatıyordu.
Pensé que te estaba haciendo un favor. Por supuesto.
Senin için iyilik yaptığımı sanıyordum.
Sólo estaba tratando de protegerte.
Sana göz kulak olmaya çalışıyordum.
Estaba enferma.
Rahatsızdım.
Escucha, he estado pensando en eso... no quería que pensaras que estaba probándote.
Dinle, şunu demeye çalışıyordum... Seni tehdit ettiğimi düşünmeni istemem.
¿ Vas a decirme por qué te estaba viendo?
Seni ne için görmeye geldiğini artık bana söyleyecek misin?
Pensé que no estaba permitido.
Ben şu an içerdeyim. İznim olmadığını sanıyordum.
Estaba molesta por algo.
Onu üzen bir şey vardı.
Ella pensó que estaba teniendo una aventura.
Bir ilişkim olduğunu sanıyordu.
Sólo porque ella estaba esperando noticias de la policía.
Polisten bir gelişme bekliyordu çünkü.