Translate.vc / испанский → турецкий / Excite
Excite перевод на турецкий
207 параллельный перевод
¿ Que es lo que quieren? No se excite tanto
Şimdi görürsün ne istediğimi!
- Es mejor que una de las dos se excite.
- İkimizin de heyecan duyması daha güzel. - Evet, Nancy.
No se excite, Marlowe.
Heyecanlanma, Marlowe.
- ¡ Mitty! ¡ No se excite!
- Heyecanlanma!
No es que no me excite.
Hoşuma gitmediğinden değil ha.
- Vamos, no se excite.
- Heyecanlanmayın.
Deja que la vida se excite contigo y entonces quizá alguien te haga esto.
Bırak hayatın tazelensin ve böylece belki bir adam sana bunu yapar.
No puede aceptar nada que lo excite demasiado.
Bu dönemde onu böyle heyecanlandıracak bir davayı kabul edemeyecektir.
No se excite, cálmese.
- Heyecanlanmayın lütfen, sakin olun!
- Por favor no se excite.
- Lütfen heyecanlanmayın.
No se excite. No le diré nada.
Çok fazla heyecanlanma, bir şey söyleyecek değilim.
En realidad, no puedes ni rascarte... sin que un ombliguito te excite.
... elini sallasan..... ellisi...
Mientras estás ahí, cierra los ojos... y piensa que ésta es una experiencia sexual - que estamos haciendo el amor, o lo que sea, algo que te excite.
Orada uzanıp yatarken, gözlerini kapatmak istiyorum ve bunun bir cinsel deneyim olduğunu, seviştiğimizi seni azdıran her ne varsa onu yaptığımızı düşünmeni istiyorum.
Ok..! No se excite.
Heyecanlanma.
Y cuando su boca caliente excite mi sexo... Cuando sus dedos me penetren por ambos lados... Gritaré de placer.
Ağzını amıma dayadığı.... parmaklarını her iki deliğime soktuğu zaman zevkten çığlıklar atıyordum.
No se excite.
Sakın korkmayın.
Cualquier cosa que te excite.
Canın ne çekerse.
- No se excite, Capuano.
- Sabırlı ol patron!
Luego tengo que concentrarme en una cosa que me excite para ponerme... en marcha.
Sonra beni heyecanlandıran birşeye konsantre olurum devam edebilmek için.
Quiero una mujer que excite mi intelecto además de mi cuerpo.
Sadece belden aşağımı değil, aklımı da uyandıracak bir kadın istiyorum.
Oh Peg, ¿ cómo quieres que me excite... cuando siempre vuelves a envolver la misma porquería... con la que no jugué el año anterior?
Peg, her yıl kullanmadığım bir şeyi tekrar tekrar paketleyip, önüme sürersen, ben nasıl heyecanlanabilirim?
No quiero que se excite.
Onun heyecanlanmasını istemiyorum.
Cuando veo que he permitido que se excite... dejo que suelte su deseo entre mis piernas.
Onun uyarılmasına izin verdim. Bacaklarımın arasına arzusunu boşalttığını gördüm.
Nunca he encontrado una chica que me excite.
Beni heyecanlandıran bir kız bulamadım.
A veces comienza a respirar raro. No se si se esta divirtiendo o lo sobre-excite.
Bazen çok komik nefes alıyor, eğleniyor mu yoksa onu tehlikeli boyutlarda mı heyecanlandırdım bilemiyorum.
¡ Sábanas! Haces que me excite.
Beni heyecanlandırıyorsun.
No sigas. Vas a hacer que me excite.
Yapma, beni tahrik edeceksin.
Excite.
Ediyorsun.
El dijo : "Lo que sea que te excite."
Bana, seni tahrik edecek bir şey dedi.
Le aconsejo que no se excite mucho.
Heyecanlanmamalısınız.
Mi nariz está sangrando porque me excite demasiado
Burnum aşırı heyecandan kanıyor olmalı.
Si quieres que me excite. Decir la palabra "Chaparro" no funcionará.
Güdük lafını tekrarlayarak beni havaya sokmaya çalışıyorsan işe yaramıyor, Doug.
A menos que esto te excite.
Tabii seni tahrik etmiyorsa.
No es que me excite, es que me agrada.
Hayır, beni heyecanlandırmıyor. Sadece hoşuma gidiyor.
- No se excite.
- Panik yapmayın.
Quizá sea linda y te excite un poco.
Belki iyiliği tutar, sana biraz da zevk verir.
No se excite.
Bu kadar heyecanlanma.
Si, una vez me excité por cierto detalle. Un instrumento.
Evet, özellikle bir ayrıntı beni heyecanlandırdı.
Tenía una erección que no me dejaba ponerme recto. Yo también me excité como una loca.
- Benim duygularımın yanında hiç kalır.
Creo que no es bueno que se excite demasiado.
Neyse, Clara'ya bu kadar heyecanın iyi geleceğini sanmıyorum.
¿ Te excité?
Seni heyecanlandırdım mı?
Estaba peleando contra el murciélago solo, y si no me equivoco... me excité mucho.
Yarasayla yalnız başıma mücadele ediyordum... ve gerçekten uyarılmasaydım... lanetlenecektim.
Me excité un poquito.
Birazcık heyecan yaptım.
Pero luego me excité tanto que lo notó.
Sonra onunla sevişmek istedim. O da fark etti.
Me excité y eyaculé.
Nasıl olduğunu sormayın, karmakarışık- - heyecanlandım ve 31 çektim.
La última vez que me excité hace ya mucho tiempo que pasó.
Tek dediğim...
Me excité, no sólo porque descubriera que me gustaban los hombres.
Nedenini bilmiyorum, birden uyarıldım.
¿ No las excité?
Sizi azdırmadım mı?
Hizo que me excite.
Yazdıkların, bütün bu yazma işi beni çok tahrik ediyor.
Me... me excité.
Etkilendim.
Me excité.
Tahrik oldum.