Translate.vc / испанский → турецкий / Facil
Facil перевод на турецкий
49,401 параллельный перевод
Gracias. Haces que parezca fácil.
Çok kolaymış gibi gösteriyorsun.
- No será tan fácil.
- Sonrakiler bu kadar kolay olmayabilir.
- ¿ Fácil?
- Kolay mı?
Fácil.
O kadar da zor değil.
Sólo... Puf. Pero no va a ser fácil.
Bir anda yok olurlar.
- ¡ Es fácil decirlo!
Senin için söylemesi kolay tabii!
Si hubiera una respuesta fácil...
Bunun kolay bir cevabı olduğunu...
¡ Más fácil imposible!
Basit yöntem, kolay iş.
Es muy fácil.
Bak, gerçekten çok basit.
Si no le hubieran dado tantos balazos, esto sería más fácil.
Eğer Geishayı mermilerle parçalamamış olsaydın, Bu daha kolay olurdu.
No es tan fácil mantenerme a salvo.
Beni güvende tutmak o kadar kolay değil.
Más fácil de lo esperado.
Beklenenden daha kolay.
Eres blanco fácil.
Kolay bir hedef sensin.
"Una vez que tomaste una vida, es más fácil la segunda vez".
"Bir kez can aldığında ikincisi hep daha kolaydır."
¿ De esos días en que crees que las cosas que se le dan tan fácil a los demás parecen tan... lejanas?
Herkese kolayca gelen şeylerin sana çok tarif edilemez geldiği o günlerden.
No será fácil.
O kadar kolay değil.
Será fácil considerando que es el mejor nadador del mundo.
"Dünyadaki en iyi yüzücü" olduğunu düşünürsek. Değil mi?
¿ Crees que esto fue fácil?
Kolay mı oldu sanıyorsun?
No quería que pareciera fácil.
Kolayca halletmişim gibi görünmesini istemedim.
Buena raza. Fácil de entrenar.
İyi cins, eğitmesi de kolay.
No es una conversación fácil.
Bu kolay bir konuşma değil.
Bueno, eso sería más fácil si él no era el único miembro de la familia que me queda.
Geride bıraktığım tek aile üyesi olmasaydı daha kolay olurdu.
Algo en mi sangre estaba gritando. ¿ Podemos todavía salvar fácil algo grande?
Kanım kaynıyor, sanki haykırıyordu Big Easy şehri için hâlâ bir şans olabilir mi?
Mira, no es fácil editar cuando no puedes medir las palabras.
Kelimeleri göremeden düzeltmek kolay iş değil.
¿ No sería más fácil entrar por el costado?
Beyler, yandan delmek daha kolay olmaz mı?
Parece fácil. ¿ Qué problema hay?
Kolayca yapabilirim. Sorun nedir?
Es demasiado fácil.
Çok kolay oldu.
No será fácil salir de aquí.
- Şehirden çıkmak artık kolay olmayacak.
Cuando eres joven, no siempre es fácil saber qué es la luz.
Gençken ışığın ne olduğunu bilmek o kadar da kolay değildir.
En fin, sentí que tendríamos, ya sabes, todo más fácil vendiendo la casa al estar cerca de Denver.
Evi satmak kolay olur diye düşünüyordum, yani Denver'a yakın falan...
La historia, del modo en que sucede, es demasiado fácil.
Bu hikâyenin oluşum şekli çok basit.
¿ Demasiado fácil?
Çok mu basit?
Escuche, yo paso por esto todos los días y nunca se hace más fácil.
Dinle, bunu her gün yaşıyorum ve asla kolaylaşmadı.
Fácil. Es una bomba.
Kolay bir bomba.
- Es fácil.
Yok hayır.
Si tienes alguna forma fácil de...
Yani, eğer en kolay yolu biliyorsan.
¿ Forma fácil?
Kolay yol
En Colombia, nada es fácil.
Bunu Kolombiya'da bulamayacaksın.
No hay camino fácil.
Kolay bir gezi yok.
Antes, tenían que caminar kilómetros, pero ahora es mucho más fácil.
Tepeden kilometrelerce yürümek zorunda kalırlardı. Ancak şimdi çok daha kolay.
Es un camino que no es apto para los... que quieran tomar la ruta más fácil.
En kolay yoldan gitmek isteyenlere uygun değil.
Debido a que la ruta más fácil ha sido pavimentada sin problemas. Por los atropellos del pecado y la perdición.
Çünkü en kolay yol, pürüzsüz bir şekilde günah ve lanet ile kaplıdır.
- Fue muy fácil. - Cállate.
Çok basitti.
Fue tan fácil y todos me reconfortarían.
Çok basitti ve hep beni sakinleştirirlerdi.
Parece una opción fácil, pero no estoy seguro.
Yani, kolay bir seçim gibi görünüyor. Ama emin değilim.
No es fácil encontrar riñones.
Ayrıca uygun böbrek bulmak kolay değil.
Seguramente, pero esto es dinero fácil.
Ondan şüphem yok ama bu kolay para.
Muy fácil.
Çocuk oyuncağı.
Es fácil recordar la verdad.
Gerçeği hatırlamak kolaydır.
Sabes, hay algo demasiado fácil sobre esto.
Biliyor musun, bir şey var Bu konuda çok kolay.
Metzger encontró algo... que podría hacer tu trabajo un poco más fácil.
Metzger bir şey buldu. Bu işini kolaylaştırabilir.