Translate.vc / испанский → турецкий / Fez
Fez перевод на турецкий
1,233 параллельный перевод
¡ Guau Fez!
- Oha Fez.
No soy superficial Fez, Sólo juzgo a las chicas por su aspecto.
- Ben basit düşünmüyorum, Fez. Sadece onların görünüşlerine göre karara varıyorum.
Okey, Fez, pero si terminas metiéndole mano en un coche a June Cleaver, no me vengas llorando.
Evet. Tamam, Fez. Fakat biri seni arabanın içinde parmak atarak rahatsız ederse, gelip bana ağlama.
Oye, Jackie... si estás en el mercado buscando un nuevo amante dicen que si pruebas a Fez, ya no vuelves
Jackie, biliyormusun... Eğer sen yeni bir aşk almak için markete gitmiş olsaydın... Onlar, öncelik Fez'in deselerdi, asla geri dönmezdin.
Oh. Gracias, Fez.
Teşekkürler Fez.
- - Gracias, Fez.
- Teşekkürler Fez.
- - Ahora, por favor, siéntate junto a Fez.
- Şimdi lütfen Fez'in yanına otur.
Bueno, Fez, gracias.
Teşekkürler.
Todas las mujeres quieren un pedazo de Fez.
Bütün kadınlar Fez'den bir parça istiyor.
Fez, por última vez, el Acertijo no puede escucharte.
Fez, son kez söylüyorum. Bilmececi seni duyamaz.
Hey, Fez.
Hey, Fez.
Oh, pero, Fez, solo si tu aciertas esto.
Fakat Fez. Ancak sen de şunu çözersen.
- Para! Fez!
- Dur, Fez.
En tercera, me enfermas, y cualquiera de estos chicos... sería mejor compañero que tu, incluso Fez.
Üçüncüsü, beni iğrendiriyorsun ve buradaki herhangi bir erkek senden çok daha iyi bir partner olur. Fez bile.
Um, no, no lo decía enserio, Fez.
Hayır, öyle demek istemedim, Fez.
Digo, escoger a Fez ¿ antes que a mi?
Fez'i bana tercih mi ediyor?
porque cuando lo piensas, digo, ¿ qué hace a Fez que vayan por el... excepto su increiblemente sexy acento y un cuerpo extremadamente ardiente?
Çünkü düşündüğümde, Fez'in hoşlanacak neyi var ki? İnanılmaz seksi aksanı ve dehşet verici vücudu dışında.
Me refiero a que, piensa en esto, si Fez ayuda a Jackie a ganar en disco-patinaje... ella puede arrancarle la ropa y tener sexo con el ahí mismo en la pista.
Düşünüldüğünde, eğer Fez Jackie'nin yarışmayı kazanmasına yardım ederse kız, çocuğun kıyafetlerini parçalayıp, onunla buz pistinde seks yapabilir.
Creo que Jackie y Fez son los siguientes.
Sanırım sıradakiler, Fez ve Jackie.
Fez acaba de tropezarse.
Fez hata yaptı.
Bueno, yo vi muchas equivocaciones, especialmente Fez.
Birçok hata gördüm. Özellikle de Fez'den.
Oh, Fez, gracias!
Fez, teşekkür ederim.
Vamonos, Fez.
Gidelim, Fez.
Fez tiene Jackie, y tu tienes que apretar y sacar esa canica.
Fez, Jackie'i aldı ve sen bilyeyi dışarı çıkarmak zorundasın.
Hey, Fez, Acabo de hacer un poema.
Hey Fez, sana bir şiir yazdım.
Habia una vez un un chico llamado Fez... que tenia un trasero realmente lindo.
Bir zamanlar gerçekten harika bir kıçı olan Fez isminde bir adam varmış.
No lo hagas, Fez.
Yapma, Fez.
Aciertame esto, Fez. ¿ Por qué Jackie habría de preguntarte que la beses y eso si no lo quisiera?
Bunu çöz bakalım, Fez. İstemeseydi neden Jackie sana bunu sorsun ki?
¿ me vas a besar, Fez?
Beni öpecek misin, Fez?
Así que a Jackie le gusta Fez. ¿ Eso qué?
Jackie, Fez'den hoşlanıyor. Ne önemli.
Hiciste lo correcto, Fez, pero te daré un consejo.
Doğru olanı yaptın, Fez. Ama sana bir tavsiye :
Fez, estas borracho.
Fez, sen sarhoşsun.
Fez, no se puede jugar Twister de ti mismo.
Fez, Twister'ı tek başına oynayamazsın.
Hey, Fez, el hombre, el circo llamado.
Hey Fez, dostum. Sirkten aradılar.
Oh, hey, Fez.
Hey, Fez.
Maldita sea, Fez!
Lanet olsun, Fez.
Oh! Maldición, Fez.
Kahretsin, Fez.
Fez, ¿ qué demonios estás haciendo?
Fez, ne halt ediyorsun sen?
Hey, Kelso, mientras estás ahí, podrías por favor, ¿ tirarle a Fez un par de pantalones?
Hey, Kelso. Oradayken Fez'e lütfen bir pantolon atar mısın?
Fez, ponlo lejos o sacalo.
Fez, ya şunu kapat ya da dışarı çıkar.
Oh, hey, podriamos llevar a Fez a Chicago y vender su trasero por cerveza.
Hey, Fez'i Chicago'ya götürüp, bira karşılığında kıçını satabiliriz.
Si, sabes que, no puedo, Fez, por que ni siquiera puedo mirarte.
Yapamam, Fez. Çünkü sana bakamıyorum bile.
Ok, Fez, ya estuvo.
Pekâlâ, Fez. Buraya kadar.
Hey, chicos, ¿ quieren salir y ver a Eric y Fez correr por ahí?
Hey, çocuklar. Dışarı çıkıp Eric ve Fez'in kovalamacısını izlemek ister misiniz?
Steven, Eric, um, traiganle a Fez una manta.
Steven, Eric. Fez'e bir örtü verin.
Fez se lastimó.
Fez kendini yaralamış.
Ok, Fez, esto te hara sentir mejor.
Pekâlâ, Fez. İşte bu senin keyfini yerine getirir.
Oh, pero, Fez, estate alerta.
Fakat Fez. Dikkatli ol.
Red, necesito que le lleves esta sopa a Fez.
Red, sana bu çorbayı yukarıya, Fez'e götürmen için ihtiyacım var.
Ok.
Pekâlâ, Fez.
Ok, Fez.
Pekâlâ, Fez.