Translate.vc / испанский → турецкий / Fiero
Fiero перевод на турецкий
200 параллельный перевод
Tan orgulloso, tan fiero, y sin embargo, tan tranquilizador.
Öylesine gururlu, öylesine vahşi, ama yine de çok teskin edici.
- Y el más fiero.
- Ayrıca en kızgınını.
¡ Abdullah, el jinete más rápido, la mejor espada, el guerrero más fiero!
Abdullah, en hızlı atlı! En büyük kılıç ustası! En vahşi savaşçı!
Me sentí atraído por su fiero espíritu, pero, después de todo, ella era simplemente como cualquier otra mujer.
Onun öfkeli hali beni cezbetmişti. Ama, gene de, onun da diğer kadınlardan bir farkı yoktu.
Soy el guerrero más fiero de Kentucky.
Ben tüm Kentucky'nin en acımasız adamıyım.
¿ Quién me recordó que el desdichado abandonó al fiero Warwick para combatir por mí?
Bu zavallı insanın, yüce Warwick'ten ayrılıp benim yanımda çarpıştığını hatırlatan oldu mu?
Fiero en la batalla, generoso en la victoria.
Savaşta haşin, zaferde cömert.
Un animal fiero. Rápido como una serpiente.
Şimşek gibi hızlıydı!
Sí, supongo que "rayos y truenos" no suena muy fiero.
Evet, "hay aksi, yine fırtına" desen o kadar haşin olmazdı.
- Qué popularidad. Será un fiero diputado.
Blaireau, sanırım bu popülerlikle yakında milletvekili adayı olur.
Es el depredador màs fiero de su tamaño en cautividad.
Kendi boyutunda, esaret altındaki en vahşice dövüşen canlı.
Es el más fiero de... de Tejas.
O Texas'ın en sıkı adamıdır.
Es fiero, inteligente.
Vahşi ve akıllıdırlar.
Orgulloso, fiero y malvado
Kibirli, zalim ve acımasız
No es tan fiero el león como Io pintan.
Şeytan söyledikleri kadar çirkin değilmiş.
Señor Fiero dice que debe ser ahora.
Senyor Fiero hemen gitmeni istiyor.
- No, don Fiero.
- Hayır, Don Fiero.
Por los espíritus que me sirven por las fuerzas del infierno, estás muerto, don Fiero.
Bana hizmet eden ruhlar adına cehennemin güçleri adına, sen öldün Don Fiero.
" al mirto tranquilo y al fiero laurel?
" Dingin mersin ağacını Gururlu defneyi.
El lunático debió ser un sujeto fiero.
O deli çok vahşi bir adammış.
A mí no me parece tan fiero.
Bana fazla vahşi görünmüyor.
Es muy fiero.
Hayvan öfkeli.
"Estoy fiero con Harry"
"Harry için çıldırıyorum."
Rojo fiero los labios cuando hace Charlestons
Ateş kırmızısıdır dudakları.
Este sujeto es fuerte como un caballo y fiero como el demonio.
Bu adam bir beygir kadar güçlü ve bir şeytan kadar vahşi.
Éste es un fiero perro policía K-9 entrenado a conciencia.
Bu çok iyi eğitilmiş, tehlikeli bir K-9 köpeğidir.
Un viejo soberbio y fiero.
Kibirli ve vahşi bir adam.
Con un perro fiero vale.
- Orta halli bir köpek de iş görür.
¿ Por el flanco? No es tan fiero.
Şu yuvarlak nişanın örttüğü yerden mi?
Escribí sobre la familia Farber y sobre su fiero egoísmo.
Farber ailesini, bu ailenin bencilliğini ve kibrini yazdım.
Pero a ti no, el fiero Frank.
Sana olmaz ama Frank.
El mar estaba fiero ese día, amigos.
Deniz o gün çok kızgındı dostlarım.
Es fiero como un oso.
Çok cesurdur.
Un mozo se acercó favor pidiendo, de Casio perseguido espada en mano, con fiero intento.
Montano ile konuşurken yardım isteyen biri geldi ardından da elinde kılıç Cassio.
Estaba predicho. Por fin te hallé, fiero rey Arturo.
Önceden haber verildi ve seni buldum, cesur Kral Arthur.
Ay, está loco. ¿ Vienes a reñir a tu hijo indolente que, dejando pasar tiempo y fervor no pone por obra el severo acto de tu fiero mandato?
Ceza vermeye mi geldin uyuşuk oğluna vaktini, kafasını kötü kötü kullanıp yüce buyruğunu geciktiriyor, değil mi oğlun?
Un fiero receptor.
Sert bir yakalayıcıdır.
Ese Nietzsche la erró fiero al decir que estaba muerto.
Nietzsche, benim öldüğümü söylediği sırada hastalıktan gücünü kaybediyordu.
Mi Padre es un dios fiero.
Babam, kızgın bir Tanrı'dır.
- Un carácter fiero.
— Sinirli bir mizaç.
El fuego des cannons Es fiero y es cruel
Uzaktaki parıldayan ışıkları göreceksiniz
Pregunta a cualquiera por Oliver, te dirán que soy un animal fiero.
İnsanlara Oliver kim diye sorarsan, sana yırtıcı bir hayvan olduğumu söyleyeceklerdir.
El subterfugio y la astucia a menudo son mejores aliados que un corazón fiero... y una espalda fuerte.
Yüreğinin ateşli ve arkasının sağlam olmasındansa, kurnaz ve açıkgözlü olması... yeğdir.
Y también Puede ser muy fiero,
Ve gerçekten acımasız olabiliyor.
Es fiero, es malagradecido... y aun así, él sí comprende la importancia de la obediencia.
Kötü ve nankör bir hayvan ama o bile itaatin önemini biliyor.
Caballo fiero a la velocidad de la luz, una nube de polvo y un corazón "¡ Heigh-ho Silver!"
Işık hızında kızgın bir at. Bir toz bulutu gibi çok güçlü. Gümüş!
Lo llamaremos Fafner, por el fiero némesis de Sigfrido.
Adına Fafner deriz. Siegfried'in ateş saçan düşmanının adı buydu.
Marcuse habia estudiado psicoanalisis y era un critico fiero de los freudianos dijo que ellos habian ayudado a crear un mundo en donde las personas fueran reducidas a expresar sus sentimientos e identidades, a traves de los objetos de produccion en masa
Marcuse psikanaliz okumuştu. Freudiyenlere karşı çok sert eleştiriler getiriyordu : "İnsanların, seri üretim nesneleri üzerinden duygularını..."
Hola, querido. ¿ Dónde está ese perro fiero?
Merhaba, canım. O vahşi köpek nerede?
Ese desgraciado era un fiero competidor mío.
Benim rakibim sayılır,
EL MÁS FIERO
En vahşi.