Translate.vc / испанский → турецкий / Georgia
Georgia перевод на турецкий
2,731 параллельный перевод
¡ Ooh! ¿ Cómo está tu padre, Georgia?
Baban nasıl Georgia?
¿ No era a eso a lo que te referías, Georgia?
Söylemek istediğin bu muydu, Georgia?
- No sé. - Georgia.
Bilmiyorum!
¡ Vamos, Georgia!
- Yapma, Georgia.
Sí, la chica Bravin. La que Tommy trata como a su hija. - Georgia.
Evet, evet, Bravin'in kızı Tommy'nin kendi kızı gibi davrandığı kız işte.
- Georgia, sí.
Georgia, evet.
Pensó que le habíamos hecho algo pero no le hicimos nada.
Georgia'ya bir şey yaptığımızı sanmış, ama ona bir şey yapmadık.
Georgia, dime.
Tamam Georgia, dinliyorum.
Georgia, ¿ seguro que estás bien?
Georgia iyi olduğundan emin misin?
¿ Tienes idea de a qué curso va Georgia ahora?
Georgia'nın kaçıncı sınıfta olduğunu bile biliyor musun, Carl?
Georgia es como de mi familia.
- Georgia ailemden biri gibidir, John.
¿ Estás diciendo que Georgia y Andrew...
Yoksa sen, Georgia ve Andrew'un arasında- -
- Hola Georgia...
- Hey, Georgia...
- Georgia, ¿ te puedes quedar con Emma?
- Emma'yla kalabilir misin Georgia?
- Georgia las encontró en mi casa.
- Georgia bizim evin orada bulmuş.
Esta... Ahora en casa con Georgia.
Georgia ile birlikte evde.
Ahora ya sabes por qué Georgia pasa tanto tiempo en casa.
Şimdi Georgia'nın neden sürekli bizde olduğunu anlayabiliyorsundur.
Si tú estás aquí, ¿ quién está con Georgia y Emma?
Eğer sen buradaysan, Georgia ve Emma'ya kim göz kulak oluyor?
Georgia, necesito que me escuches atentamente.
Georgia, beni dikkatlice dinlemeni istiyorum.
- Root Beer, asegúrate de que Georgia y Emma han ido a casa de Packer.
Kök Birası, Georgia ve Emma'nın Packerlara vardığından emin ol. Tom, arka tarafı tut.
Y así no mas, la fuga de Andrew y Georgia esta completada.
Böylece Andrew ve Georgia'nın saklanma yeri de tamamlanmış oldu.
Es que Andrew puede agarrar a Georgia... tomarla en sus brazos, salpicarla con besos...
Andrew, Georgia'yı tutar onu ellerinin arasına alır ve öpücüklere boğar.
Esto es un remolque, Georgia.
Bu bir karavan, Georgia.
Georgia, esto era de Addie.
Georgia, bu Addie'nindi.
Dulce Georgia con un violín.
Sweet Georgia çiçeği *.
Georgia Bravin en mi trailer.
Georgia Bravin. ... karavanımda.
Georgia Bravin...
Georgia Bravin...
Mm. Yo no creo en los accidentes, Georgia Bravin.
Ben, kazalara inanmam, Georgia Bravin.
Mira, nadie sabe que estabas en la laguna Mac. - La noche del asesinato, Georgia.
Bak, cinayet gecesi, Mac'in göletinde olduğunu kimse bilmiyor Georgia.
- ¿ Qué le hiciste a Georgia?
- Georgia'ya ne yaptın?
Georgia, ¿ está todo bien?
Her şey yolunda mı Georgia?
Georgia, tenemos que hablar.
Georgia, konuşmamız lazım.
Georgia oye... ¿ qué te sucede?
Georgia... Ne oluyor sana?
- ¿ Esa es Georgia?
- Bu Georgia mı?
Marzo de 1986, la policía encontró su coche abandonado en una cantera a 60 millas al sur de la frontera de Georgia.
Mart 1986'da polis arabasını Georgia sınırının 60 mil güneyinde bir taş ocağında terk edilmiş olarak bulmuş.
Unos días más tarde, Bernie vino a nuestra oficina y dijo que había arrojado el arma homicida en una cantera cerca de la frontera de Georgia.
Birkaç gün sonra, Bernie ofisimize geldi ve cinayet silahını Georgia sınırında bulunan bir taş ocağına attığını söyledi.
Tenía una orden de alejamiento contra él en Georgia.
Georgia'da hakkında benden uzak durma emri çıkarttırmıştım.
Nuestras familias son veneno, Georgia.
Ailelerimiz zehirli, Georgia.
Lo sabes, Georgia, no podemos cambiar lo que somos.
Bak Georgie olduğumuz şeyi değiştiremeyiz.
y tampoco entiendo que le estabas haciendo a Georgia Bravin aquella noche en el hospital.
Ayrıca o gece hastanede Georgia Brevin'e ne yapmaya çalıştığına da anlamıyorum.
- Lo siento, Georgia.
- Üzgünüm, Georgia.
No vendrá, Georgie.
O gelmiyor, Georgia.
Hal, Georgia, les presento a Ana.
Hal, Georgia, bu Anna.
Ana, Hal, Georgia.
Anna, bunlar da Hal ve Georgia.
- Georgia, ¿ te vas?
- Georgia, gidiyor musunuz?
En Georgia.
Georgia'da.
¿ En Georgia? No, no.
Georgia mı?
En serio, estamos en Georgia.
Neredeyiz? Cidden, Georgia'dayız.
¿ Georgia?
Georgia?
Fui por ellos porque atacaron...
Onların peşinden Georgia'ya zarar verdikleri için gittim.
-... a Georgia. - Exacto.
Kesinlikle.