Translate.vc / испанский → турецкий / Global
Global перевод на турецкий
3,180 параллельный перевод
Usted puede hacer teorías sobre el efecto estufa, sobre el calentamiento global, o sobre la vida de Ronaldo Fenómeno. Sobre el amor, hay que haber vivido.
Sera etkisini teorize edebilirsin küresel ısınmayı Ronaldo'nun olağanüstü hayatını ama aşkta yaşanmışlık olmalı.
Y ahora que ha hecho efectivas sus acciones de Grayson Global, no me equivoco al asumir que las estrellas se han alineado, ¿ no?
Ve şimdi Grayson Global'daki hisselerinizi sattığınıza göre zamanlamanın uygun olduğunu farz edebiliriz sanırım.
Trabajó para Grayson Global como secretaria personal de Conrad Grayson durante dieciocho años, ¿ no es así?
Grayson Global'de 18 sene Conrad Grayson'un şahsi sekreteri olarak çalıştığınız değil mi?
Así que empecé a investigar Grayson Global desde dentro, y eso me llevó hasta un hombre llamado Roger Halsted.
Ben de Grayson Global'i içten dışa araştırdım ve bu araştırma beni Roger Halsted adında bir adama getirdi.
Hablando de lo cual... La Comisión de Valores ha iniciado una investigación sobre la empresa de su familia, Grayson Global, una compañía que usted heredará.
Bahsi geçmişken S.E.C. ailenin şirketi Grayson Global'e, sana miras kalacak şirkete soruşturma başlattı.
A quien respaldo como hijo y también como socio en los negocios mientras me preparo para mi papel en Grayson Global.
Ben de onun arkasında bir oğul, yanında da Grayson Global'daki rolüme hazırlanırken bir iş ortağı olarak duruyorum.
¿ volver a Grayson Global?
Grayson Global'e geri dönmek?
Puedes conducir hasta marcharte de Los Hamptons para siempre, o puedes meterlo en la plaza de aparcamiento de Grayson Global.
Ya bunu sürer Hamptons'tan sonsuza dek gidersin ya da alır Grayson Global'deki yeni park alanına gidersin.
Nuestra relación con ellos es la asociación global clave de este siglo.
Onlarla olan ilişkimiz bu yüzyılın anahtar küresel ortaklığı.
Científicos en Harvard y en Princeton han dicho que esta catástrofe global mundial enorme... una glaciación masiva del planeta, sucedió cuando este calendario maya de las eras comenzó.
Harvard ve Princeton'Iı bilim adamları Maya takviminin başladığı bu çağda küresel felaketler yaşandığını ve gezegeni buzulların kapladığını söylüyorlar.
La idea es que estamos viviendo el fin de los tiempos, no necesariamente el fin del mundo pero si el fin de un mundo, que es bastante global.
Zamanın sonu kavramı, Dünya'nın sonu anlamına gelmez Dünya'nın sonu daha geniş kapsamlı bir olaydır.
Lo puse en un sistema de multiapuestas global.
Evrensel kazan-kazan bahis sistemine oturttum.
La cuestión es que aprendamos sobre el altruismo global.
Amaç, küresel yardımseverliğin değerini öğrenmemiz.
Y supongo que esté nervioso por alguna fiesta porque dijo que hay un gran pago global.
Bir parti için de biraz gergindi galiba. Büyük bir "balon ödeme" olduğunu söyledi.
¿ Qué vas a usar? Universidad, pago global, el mejor papá de todos.
Üniversite, balon ödeme, dünyadaki en iyi baba.
Bien, eligire la Global Relief Foundation...
Tamam, Küresel Yardım Vakfını seçiyorum.
Sobrepesca, calentamiento global, agotamiento de recursos, contaminación, mi perseverancia me ha llevado lejos.
Yaptıklarımın bir çok sonucu var. Biliyorum, çünkü kendime ne olduğunu anlayabiliyorum.
En la actualidad se están construyendo 3.000 buques de mercancías en los muelles de Corea, China y Japón, que fabrican el 90 % de la producción global.
Şu anda, Dünya gemi üretiminin % 90'ını elinde bulunduran Kore, Çin ve Japonya'da 3.000 adet kargo gemisi üretilmekte.
En las regiones polares, los casquetes glaciares se derriten como resultado del calentamiento global.
Kutup bölgelerindeki kalıcı buzullar küresel ısınmanın sonucu olarak erimeye başladı.
El calentamiento global está perturbando la ecología del océano.
Küresel ısınma okyanus ekolojisini bozuyor.
Nuestro experimento va sobre reducir el calentamiento global congelando las emisiones de carbono extra en la atmósfera...
Deneyimiz atmosferdeki fazla karbonu dondurarak küresel ısınmayı azaltacak...
Asigné algunos trabajos a agentes de bajo nivel de la NSA para usar una de sus súper computadoras para revisar cualquier pieza de vídeo en el sistema global.
NSA'deki bazı kıdemsiz cinlere de ünlü süper bilgisayarlarından birisini seferber etme emri verdim. Küresel anlamda tüm görüntü içerikli şeyleri tarayacaklardı.
Oye, amigo, ¿ qué pasa? Oye, no olvides declarar la rutina global.
Selam dost, n'aber? Şablonu küresel ölçekte düzenlemeyi unutma.
Pero una transformación dramática de la atmósfera estaba a punto de llevar a las plantas a una crisis global.
Ama atmosferdeki olağanüstü değişim bitkileri küresel bir krizin içine atmak üzereydi.
Ella solucionó la crisis energética global con su desarrollo de la fusión sustentable.
Küresel enerji sorununu kendi geliştirdiği temiz füzyon ile çözdü.
Dominación global total.
Toplam küresel hakimiyet.
Antes de que cerremos el libro de 2002, me gustaría brindar por todos vosotros que habéis estado junto a nuestra familia aquí en casa y en Grayson Global.
2002 kitabını kapamadan önce burada, evde ve Grayson Global'de bizimle ailemizden biri olarak duran hepinize kadeh kaldırmak istiyorum.
Grayson Global está en la cima de nuevo, y aquí es donde intentaremos quedarnos.
Grayson Global yine en tepede ve bizi o noktada tutmayı planlıyorum.
No estaría bien que la nueva cara de Grayson Global los dejara esperando en Nochevieja.
Grayson Global'ın yeni yüzü olarak onları yılbaşı gecesinde bekletmek iyi olmaz.
Grayson Global tiene un grave problema de imagen y como yo soy responsable por ello en gran parte siento que es mi deber remediarlo.
Şu anda Grayson Global'ın büyük bir imaj sorunu var ve bunun çoğundan ben sorumlu olduğum için düzeltmek bana düşer gibi geliyor.
Hace casi dos décadas ese terrorista, David Clarke, un ejecutivo de alto cargo...
Neredeyse 20 yıl önce Grayson Global'in üst düzey yöneticilerinden olan terörist David Clarke...
Podríamos haber usado la plataforma para ocuparnos de temas verdaderos, como el calentamiento global.
Diziyi, bazı gerçek sorunlara dikkat çekmek için kullanabilirdik. Mesela küresel ısınma.
La idea global de Fund 23 es labrarse un territorio virgen.
23 Nolu Fon fikri tamamen bakire bir bölgede biçimlenmek.
El medio ambiente, el calentamiento global- - Son buenas causas.
Çevre, küresel ısınma, bunlar iyi nedenler.
Es el calentamiento global.
Kürsel ısınma var.
La convivencia es un problema global, por supuesto, pero tenemos que comenzar a desmantelarlo a nivel local.
Halka karışmacılık küresel bir problem, fakat onunla savaşmaya yerel olarak başlamalıyız.
Y Aztek de Rutledge Había sido un desastre global.
Rutledge'ın Aztek'i baştan aşağı bir felaketti.
Revolucionará completamente el mercado energético mundial. Whoa.
Global enerji piyasasında tam anlamıyla devrim yaratacak.
Una crisis global forzó a uno de nuestros agentes a usar el astrolabio de Magallanes.
Küresel bir kriz ajanlarımızdan birini Macellan'ın usturlabını kullanmak zorunda bıraktı.
Y tenemos una imagen de Global Hawk 1 en el monitor. Cuando STENDY?
Global Şahin 1'den görüntüyü ne zaman alabiliriz Sandy?
Global Hawk 1 lista para disparar, quiere saber hasta qué punto es atacar.
Global Şahin 1, roketlerini hedefe kilitliyor. Atış için geri sayım bekliyor.
Aquí Global Hawk 3.
İşte Global Şahin 3 de geldi.
Muchos de ellos, incluyendo a mi jefe, Murray Chance, trabajan para crear su nuevo mundo donde las naciones y los pueblos se junten en una comunidad global.
Patronum Murray Chance de dahil olmak üzere birçoğu tüm ulusların ve bütün insanların tek bir küresel toplum içinde bir arada yaşayabilecekleri yeni bir dünya yaratmak için dişini tırnağına takarak çalışıyor.
De eso se trata todo esto, la creación de una sola comunidad global.
Olay bundan ibaret tek bir küresel toplum yaratmak.
Me preocupo por muchas cosas... El calentamiento global, el engaño de los playoffs de los Cubs, el estado de mi viejo Corvette. Pero por ti... nunca.
Bir çok konuda endişeleniyorum, küresel ısınma Cubb'un play-off maçı eski Corvette'min durumu ama senin hakkında asla.
cambio climático, calentamiento global, patrones de población mundial.
İklim değişiklikleri, küresel ısınma, nüfus şablonları.
Se inventó esta ecuación basada en los patrones globales de las mareas, y... tenía una fijación en cierta secuencia de números, y... sé que intentaba decirnos algo.
Global gelgit şablonlarına dayanan bir denklem bulmuştu ve belirli bir sayı dizisine kafayı takmıştı ve bize bir şeyler anlatmaya çalışıyordu, bunu biliyorum.
Sólo esperemos hasta fin de año cuando tengamos una visión más global...
Yılın sonuna kadar bekleyelim daha kapsamlı bir görüşümüz olduğunda...
No lo sabía en su momento, pero estaba esperando por algo global.
O zamanlar bunu bilmiyordum ama hep dünya çapında bir şeyler yapmak için bekledim.
El calentamiento global aceleró los cultivos.
Küresel ısınma biçim zamanlarını kısaltıyor.
Tiene razón, tenemos que mantenernos concentrado en la visión global.
Haklı, olayın bütününe odaklanmalıyız.