Translate.vc / испанский → турецкий / Gloria
Gloria перевод на турецкий
8,401 параллельный перевод
Por mi experiencia personal, la mayor gloria es la de vivir.
Tecrübeme göre, asıl onur yaşamakta.
Hola, Gloria.
Selam, Gloria.
No hay gloria en ser el vencedor.
Kazanırken bir zafer elde etmezsin aslında.
Somos filósofos y artesanos que mataron por el Sultán, no por gloria... sino porque tu Santo Padre desfiló a su hijo por Roma como un animal.
Filozofuz, zanaatkarız, sultanımız için öldürürüz, ihtişam için değil. Çünkü Hazretleriniz sultanımızın oğlunu Roma'da bir hayvanmış gibi teşhir etti.
Oh, mis ojos han visto la gloria.
Bu gözler bunları da mı görecekti.
Pasé los días más felices de mi infancia en este bosque, y ahora he puesto a trabajar a un hombre para que le devuelva su antigua gloria.
Çocukluğumun en mutlu günlerini bu ağaçlıkta geçti ve şu an eski görkemine ulaşması için yenileştirme üzerine bir adamım var.
En la gloria.
- Harikayım.
Para ver mi momento de gloria.
Zafer anımı izlemek için.
Gloria tiene un compartimento en su bolso donde entra un tazón de salsa.
Gloria'nın el çantasında bir bardak sos sığacak kadar büyük bir kompartıman var.
Pronto conocerán la gloria de dedicar su vida a un bien mayor.
Yakında hayatınızı, çoğunluğun iyiliği için adamanın mutluluğunu tadacaksınız.
"Por cuanto todos pecaron, y están destituidos de la gloria de Dios".
"Çünkü herkes günah işledi ve Tanrı'nın yüceliğinden yoksun kaldı."
En toda su gloria... el destino es como una flecha... apuntando hacia el final.
Tüm ihtişamıyla... Kader bir ok gibidir... Sonu işaret eden.
- Están tratando de encontrar a alguien. - ¡ Muéstranos tu gloria!
"Bize zaferi göster" Birini bulmaya çalışıyorlar.
Bueno, se supone que la Gloria de Asag ilumina el camino a la localización de demonios cercanos.
Asag kullandığı bu taş, şeytan yakınlardaysa, ona giden yolu aydınlatarak bize gösterecek.
Debió ser frustrante, que Grady se llevara toda la gloria. Bueno...
Grady'nin şanı, övgüyü alması sinir bozucu olmalı.
Los actos heroicos en la búsqueda de gloria no tienen virtud.
Şan şöhret peşine yapılan kahramanca hareketler, faziletsizlikten gelir.
Somos filósofos y artesanos que matan por el sultán, no por la gloria... sino porque tu santo padre exhibió a su hijo por toda Roma como a un animal.
Şan için değil, Sultan için can alan filozoflar ve zanaatkarlarız. Papa'nız Sultan'ın oğlunu hayvanmışçasına gezdirdiği için böyle.
Nuestro padre, dios le tenga en su gloria, era alcohólico.
Babamız, Tanrı huzur versin, bir alkolikti.
Esperamos honrarte en Tu gloria. En el nombre de Cristo.
Tüm yüceliğinle seni onurlandırmayı umuyoruz.
Tony, ponte de pie, porque tú usas tu don para la Gloria de Dios.
Hatta Tony, ayaktasın, çünkü sen hediyeni yüce Tanrı için kullanıyorsun.
Solo quiero darle a Jesucristo la gloria por darnos otra victoria.
Tek isteğim bize kazandıracağı zafer için Hz.
" El Sr. Gilbert Norrell y el Sr. Strange prometen exponer el maravilloso estado actual de la magia inglesa, en toda su gloria moderna.
"Gilbert Norrell Beyefendi ve Bay Strange, İngiliz büyüsünün fevkalâde olmasının çağdaşlığın şanından olduğunu belirtiyor."
* Y buscad la gloria *
* Koş zafere *
¿ Es todo fama y gloria?
- Tüm o ihtişamlı ve ünlü tavırları?
Gloria...
Gloria.
Tu momento de gloria llegará, joven Galavant.
Başarılı olacağın zaman gelecek küçük Galavant.
Este es mi momento de gloria.
Başarılı olacağım zaman geldi.
* Este es mi momento de gloria *
# Bu benim parlama zamanım #
¿ El brillo de la gloria?
Zafer pırıltısı mı?
Quieres llevarte la gloria de esto, ¿ no?
Kendine saklamak istiyorsun değil mi?
Vio a Tabitha Laird y a su hijo y vio la oportunidad de disfrutar de la gloria de sus buenas obras.
Tabitha Laird'i ve oğlunu görünce kendini yüceltmek için bir fırsat gördü.
Por cierto, Gloria te está buscando.
Bu arada Gloria seni arıyor.
¡ Ahora vamos a luchar no por la gloria eterna sino por Dios y la unidad de Italia!
Savaşmak için gidiyoruz, ebedi şan için değil. Tanrı için, birleşmiş İtalya için!
Un agente de la Noche que conspiró para alejar a vuestro pueblo de la gloria de la Cruzada de Dios.
Halkınızı Kutsal Haçlı Seferi'nin şanından uzak tutan bir Gece Subayı'nın.
Ahora vamos a luchar, no para la gloria eterna.
Savaşmak için gidiyoruz, ebedi şan için değil.
Pero nuestras almas serán invencibles y nuestra gloria inmortal.
Ruhlarımız yenilmez şanımız baki kalacak!
Por la gloria del Laberinto, supongo.
Labirent'in şerefine, sanırım.
"Y la gloria, como el Fénix entre sus fuegos, exhala sus olores, resplandece, y expira".
"Ve şan, ateşin içindeki anka gibi... şöhretine nefes veriyor, alevleniyor ve ardından soluveriyor."
Voy a asegurarme que tengas toda la gloria, y nadie sabrá siquiera que estuve aquí.
Tüm zaferi sana atfedeceğim ve kimse burada olduğumu bile bilmeyecek.
Gloria, ve al otro puesto.
Gloria, sen diğer tarafa geç.
Cuando empecé, era la gloria de Bethlehem.
İlk kontratımı imzaladığımda, Bethlehem'im gururuydum
Pero, ya no debemos construir 67 rampas así que no hay pena ni gloria.
Ama 67 tane rampa kurmamıza da gerek kalmayacak, böylece zarara girmeyebiliriz.
12 metros para la gloria.
Zafere 12 metre. Ah, apandisim.
Podrán tener chorros de agua, nosotros tenemos ocho segundos de gloria.
Belki water squirtleri olabilir, ama bizim sekiz saniyelik görkemimiz var.
Yo tuve ocho segundos de gloria anoche. ¿ Cierto, chicas?
Dün gece sekiz saniyelik görkemim vardı. Değil mi, kızlar?
¿ Dónde está Gloria?
- Gergana nerede?
A aquellos que hacen el trabajo del Teatro y que se llevan una pequeña parte de la gloria :
Tiyatro'da çalışan ancak zaferden küçük pay alanlara.
¿ Podríamos atenuar las luces, por favor, Gloria?
Işığı azaltır mısın Gloria?
¿ De verdad, Gloria?
- Ciddi olamazsın Gloria!
Tú llevarás muchas alabanzas y gloria a tu regreso a Sión.
Zion'a döndüğünde övgü ve methiye ile karşılanacaksın.
Gloria.
Çok şükür.