Translate.vc / испанский → турецкий / Goodwill
Goodwill перевод на турецкий
104 параллельный перевод
Oye, hermano, ¿ compraste tu ropa en la beneficencia?
Kardeş, Goodwill'den mi alışveriş yapıyorsun?
Ese tipo tiene una hija que trabaja en la tienda Haight Goodwill.
Dostumuzun, Haight Goodwill Store'da çalışan bir kızı var.
Va a promocionar una campaña para Goodwill.
Şeyi sunacak yardım için.
- Las donaron a Goodwill.
- Hepsini yardım komitesine verdiler.
En Vivo desde Los Angeles, Bienvenidos alos Juegos.
Los Angeles'tan canlı yayınlanan Junior Goodwill oyunlarına hoş geldiniz.
La puso toda en cajas y llamó a la beneficencia.
Walter'ın giysilerini dolaptan çıkarıp kutulara koydu Goodwill'i aradı.
"Buena Voluntad de Dios".
Goodwill.
- Sabe, si fuera un tío listo se lavaría bien, se compraría un traje en Goodwill... Y se iría al aeropuerto.
Zeki olsa, temizlenir, yardım derneğinden kendine birtakım elbise alır...
Esto se lo donaremos a Goodwill y esto...
Bu da hayır cemiyetine gidebilir. Ve bu...
una para Goodwill, la otra para recuerdo ; pero no has guardado nada.
Biri cemiyet için, diğeri de hatıralar için ve daha hiçbir şeyi tutmadın.
Se lo daré a Goodwill.
Onu Goodwill'e veriyorum.
Si, bien, no tienes la mejor opción cuando compras en Goodwill, ¿ verdad?
Goodwill'den alışveriş yaparsan çok fazla seçeneğin olmuyor.
Se encogió, lo puse en la bolsa para donarlo.
Çekmişti. Goodwill'e bağışlamak için çantaya koydum.
Me avergonzaste apareciendo en el partido con aquel traje de entrenador que compraste en la beneficencia.
Goodwill'den aldığın koç üniformasıyla küçükler ligine gelip beni utançtan yerin dibine sokmuştun.
La iba a donar a la Beneficencia de todas formas.
- Goodwill'e verecektim zaten.
Yo no digo que vista mal... pero hoy le quisieron donar ropa...
Kötü giyinmiyor, ama galiba Goodwill hayırseverlik kıyafet vermiş...
Donaciones muy caras a la caridad
Goodwill'e oldukça pahalı bağışlar.
Deberías encontrar algo de segunda mano con esto.
Bununla, Goodwill'de kendine bir şeyler alabilirsin.
Hubiéramos invitado a mi mejor amigo, Roger Coleman pero lo atropelló un camión de beneficencia la semana pasada.
Keşke en iyi arkadaşımı davet edebilseydim, Roger Coleman ama geçen hafta Goodwill marka bir kamyon tarafından ezildi.
Hay dos tiendas de ropa usada a menos de dos cuadras de aquí.
Goodwill ve Salvation Army dükkanları var. Sadece iki blok ötede.
Ah, somos demasiado buenos para ir a esas tiendas, ¿ eso es?
Biz Goodwill ve Salvation Army'de alışveriş yapmak için çok iyiyiz öyle mi?
Pero "los mas necesitados" es una organización religiosa...
Ama Goodwill, dini bir kuruluştur. Sanırım.
Bueno, Caridad la recogerá mañana, si la quieres ven y llevatela.
Goodwill yarın öğlen alacak. İstiyorsan gel al.
¿ Por qué Caridad vá mañana al mediodía?
Niye Goodwill'in öğlen gelmesi gerekiyor?
Es Caridad Lorelai, no les sobra el tiempo.
Goodwill diyorum Lorelai. Sotheby's değil.
Regalala, quemala.
Goodwill'e ver. Ver gitsin.
Supongo que mamá olvidó llevar esa a la beneficencia.
Sanırım annem bunu Goodwill'e götürmeyi unutmuş.
Hoy, de vuelta Wawa.Pero en el'81, era buena.
Bugün orası bir Wawa. Ama 81'de, Goodwill'miş.
Recogeré unos muebles en Goodwill esta noche, me vendría bien una mano
Goodwill'de düzenlenecek yardım gecesi için eşya götürecektim de yardımcı olur musun?
Si la donas a Goodwill, te hacen un descuento impositivo, lo cual es genial.
Eğer onları bir hayır kurumuna bağışlarsak, vergiden düşebiliriz, bu da harika olur.
Oye, Carl, ¿ sabes lo que hizo la benevolencia con la ropa vieja y fea
Hey Carl, Goodwill ayyaşların bile istemediği eski ve çirkin giysileri...
¿ Has intentado en la beneficencia?
Belki Goodwill'e verirsin?
No le doy mi CD de Tupac a la beneficencia.
Dostum, Goodwill hayatta benim Tupac cdlerime yaklaşamaz.
Hicieron "Goodwill Humping." Está bien.
"Goodwill Humping ( iyi niyetli sikiş )." i yaptılar ( Good Will Hunting-aslı ) sorun yok.
Ese chico probablemente compraba en tiendas de caridad.
Bu çocuk muhtemelen alışverişini Goodwill'de yapmış.
La doné a caridad el año pasado.
Geçen sene Goodwill'e vermiştim.
No le daras tu anuario a Goodwill.
Yıllığını Goodwill'e vermiyorsun.
Goodwill no quiere tu anuario.
Goodwill yıllığını istemiyor.
Sí, además de otras cosas que necesitan donarse o algo así.
Evet, Goodwill'e falan bağışlanması gereken başka eşyalar da var.
- Tienes que ir a la tienda de segunda mano. - Y al Ejercito de Salvación.
Goodwill'e ve Kurtuluş Ordusu'na da uğrayacağım.
Un minuto. ¿ Lo has intentado en la tienda de segunda mano de Hudson?
Bir dakika. Hudson'daki Goodwill'e de gittin mi?
¿ Hay una tienda de segunda mano ahí?
Orada da mı Goodwill var?
Es sólo que alguien desechó para caridad.
Goodwill'den indirimli fiyata aldım.
Pensaba llevarlo todo a Goodwill, pero ahora me alegro de no haberlo hecho porque mira estas camisas.
Bunları bir yere bağışlamayı düşünüyordum ama şimdi bunu yapmadığıma memnunum. Şu gömleklere bak.
Y un poco de Goodwill.
Birazcık da Goodwill.
Doné la mayor parte de sus ropas a la caridad.
Kıyafetlerinin çoğunu Goodwill'e verdim.
Vas a tener que pedirle un traje a tu padre y vamos a comprar vestidos baratos en el Goodwill y hacer nuestros ramilletes de flores del jardín de mi madre.
Babandan bir takım ödünç alman gerekecek. Biz de Goodwill'den 5 dolarlık elbise alacağız ve annemin bahçesindeki çiçeklerden kendi çiçeğimizi yapacağız.
Goodwill no lo usaria.
İyi niyetli biri atamazdı.
La beneficencia me dio esto.
Bunu Goodwill'den aldım.
Tengo una Biblia....
Ama onu kazara Goodwill'e vermiş olabilirim.
La beneficencia no los quería.
Goodwill hayatta almazdı.