Gross перевод на турецкий

Gross, "Davar", Tel Aviv.

Gross, "Davar", Tel Aviv.

Emerlan, Gross, Farver y McGuire.

İmmelman, Gross, Farber'n McGuire.

Como he dicho antes, Srta. Gross, siempre que sea posible, aporte nombres.

Daha önce dediğim gibi Bayan Gross... mümkün olduğu sürece isimleri belirtin.

Gross Sankt Florian :

Gross Sankt Florian :

Esto podría ser la cosa más grande... - desde el caso Harry Gross.

Harry Gross davasından sonraki en büyük olay olabilir.

Bueno, "la cosa más grande desde Harry Gross". Eso fue lo que dijiste.

- Harry Gross'tan beri en büyük olay "?

Cuando este órgano dejó de funcionar, el resultado fue la muerte. Dr. Gross : Esa es la única realidad que no podemos evitar.

Bu organ işlevini yitirdiğinde, sonuç ; kaçınılmaz tek gerçek olan ölümdür.

Dr. Gross : El proceso es sencillo.

İşlem basit.

Dr. Gross : Esta grotezca ceremonia termino en orgia.

Korkunç ayinleri bir grup seksle sonuçlandı.

Dr. Gross : Esta escena fue filmada por dos turistas que descubrieron al mismo oso en un parque nacional.

İzlediğiniz kayıt ulusal parkı ziyaret eden ve aynı ayıyı keşfetmek üzere olan iki turist tarafından çekilmiştir.

Dr. Gross : Se penso que la energia nuclear podria ser la clave para una energia mas limpia.

Nükleer enerji, daha temiz bir çevre için alternatif olarak düşünülmüş.

Dr. Gross : ¿ Pesadilla viviente?

Yaşayan bir kabus mu?

La Sra. Gross.

Bayan Gross.

Greenwald, Klein, Gross. "

Greenwald. Klein. Grosz. "

Esto parece el Club Campestre Grosse Pointe.

Burası Gross Pointe Kır Kulübüne benziyor.

¿ El cielo es el Club Campestre Grosse Pointe?

Yoksa cennet Gross Pointe Kır Kulübü m?

Le ponemos el nombre de la firma y de pronto somos los buenos.

Ducksworth, Saver ve Gross, firma halka olan borcunu ödüyor. Böylece biz iyi adamlar oluruz.

Verás, soy de Gross Point, Michigan.

Michigan, Grosse Pointe'liyim.

Repugnante.

gross.

- Aquí Dax. ¿ Estás bien?

- 100 gross ( Ç.N. gross = 12 düzine ) kendinden sürgülü kilitle.

Se escaparon a esta luna hace 18 años. Yo llevo aquí 40. Nos ha ido muy bien juntos.

Sorun şu ki, yüz gross kendinden sürgülü kilitle ne yapacağız?

Me iba a sentar contigo, pero el Sr. Gross...

Sizinle oturabilirdim, ama Bay Gross...

Jack Gross.

Jack Gross.

Bueno, muchísimas gracias... por una noche muy estimulante, Sr. Gross.

- Evet. İlginç bir geceydi, teşekkür ederim, Bay Gross.

Y Muriel... se casó con Jack Gross... que le quitó el dinero y huyó del país.

Ve Muriel... Jack Gross ile evlendi, adam onun parasını aldı ve ülkeden kaçtı.

Golpeaste a la madre de Amanda Gross cuando ella te llamó "inferior".

Kendine "seviyesiz" dediği için Amanda Gross'un annesini yumruklayan adam.

Gross, que asco....

Lanet olası iğrenç ayyaş...

¿ Tu mama es Gross Edna "luk"?

Senin annen Gross Edna mı?

Gusto en conocerla Sra. Gross Edna.

Tanıştığımıza memnun oldum. Bayan Gross Edna.

Es "Señorita" Gross Edna.

Gross Edna hanım.

Veras, Mr. Gross Edna no convina con "Señorita Perfecto Trasero".

Bay Gross Edna, Bayan kusursuz kıç ile beraber kaçtı.

¡ Qué asco, quita!

Gross, al şunu üstümden!

- ¿ A nombre de quién está la receta?

- Reçetedeki isim nedir? - Gross.

- Gross. G-R-O-S-S.

G-R-O-S-S.

- Asqueroso, ni siquiera lo digas.

- Gross, adını bile anma.

La Teoría de las Cuerdas es verdaderamente el Salvaje Oeste de la Física.

DAVID GROSS ( Kaliforniya Üniversitesi, Santa Barbara ) : Bu teori, şu anda fiziğin Vahşi Batı'sıdır.

" Las fórmulas que usamos empiezan a dar respuestas que no tienen sentido.

DAVID GROSS : Kullandığımız formüller anlamsız sonuçlar vermeye başlar.

Que asco, no.

- Gross, hayır.

Lo de anoche me dejó bastante mal, así que esta mañana me tragué mi orgullo y le pedí al Dr. Gross otra oportunidad.

Dün akşam aklımı çelmiş gözüküyor, bu yüzden bu sabah gururumu boşverdim ve Dr. Gross'dan beni tekrar almasını istedim.

Llamemos a Bob Gross, a ver si nos puede ayudar.

Gross'u arayıp yardımcı olur mu öğrenin

Gross injustice es otra.

Haksızlık da söz konusu.

El Doctor Gross en Harvard dijo que sólo Dios puede corregir un estrechamiento en el lado izquierdo del arco de la aorta.

Harvard'daki Dr. Gross, aort kavisinin solunda daralan bir çentiği ancak Tanrı'nın düzeltebileceğini söyledi.

Muy bien, niños, extraigámosle la grasa al Sr. Gross.

Tamam çocuklar, haydi Bay Şişko'nun yağlarını alalım.

De hecho, el Sr. Gross solicitó una auriculoplastía.

Aslında, Bay Şişko kulak ameliyatı olmak için burada.

Hola, me llamo Albert Gross.

Merhaba. Adım Albert Gross

Gross.

Adilik.

Yo soy el doctor Frances Gröss.

Ben, Dr. Frances Gröss.

Un hombre cuyo encargo era proteger al caimán perdió su vida... Dr. Gröss : Por el animal que juró proteger.

Timsahı korusun diye tutulmuş bir adam, onu korumaya çalışırken canından oldu.

Dr. Gröss : Pero hay otro tipo de asesino : El ser humano que mata sin motivo alguno.

Ama bir çeşit katil daha var hiçbir sebep yokken öldüren insan tipi.

Dr. Gröss : Despues de varias horas, La rebellión de Lawrence fue finalmente derrotada.

Birkaç saat sonra, Lawrence'in tek kişilik isyanı bastırıldı.

[Danny riendo] - Gross. Estoy fuera de aquí.

- İğrenç.Ben kaçtım.