Translate.vc / испанский → турецкий / Gula
Gula перевод на турецкий
88 параллельный перевод
Gula, avaricia, debe de ser arriba.
Oburluk, açgözlülük... Üst katta olmalı.
Este es sueco, de 4 chelines. Llamado Sverige Fyra Skillb. Impreso en 1854.
Bu dört şilinlik İsveç pulu Da Gula Fyraskillingen adıyla bilinir, 1854'te basılmıştır.
- Dos. Esto ya es gula.
- Kızım çok iyi bir aşçıdır.
Pecado de gula, bulas y castidad.
Açgözlülük, kötü niyet ve iffet günahları.
Como la gula, la lujuria, como cerdos. Guiados por Satanás.
Domuzlar gibi, şeytanın tarafından yönetiliyorlar.
Nunca he entendido la gula.
Oburluğu hiç anlamam.
GULA
OBURLUK
Gula avaricia pereza, ira orgullo, lujuria y envidia.
Oburluk... açgözlülük... tembellik, öfke... kibir, şehvet... ve kıskançlık.
Pero ahí el orgullo viene primero, no la gula.
Fakat orada kibir en tepedeydi. Oburluk değil.
Gula Avaricia Pereza Envidia Ira Orgullo Lujuria
Oburluk Açgözlülük Tembellik Kıskançlık Öfke Kibir Şehvet
" Que se encuentre entre la gula y la lujuria.
" Şehvet ve tehlike düşkünü olacak.
Si Dios no quisiera que comiéramos en la iglesia habría creado el pecado de la gula.
Tanrı kilisede yememizi istemeseydi oburluğu günah saymış olurdu.
Hay avaricia, gula, vanidad, pereza, ira y envidia.
Yani, açgözlülük, oburluk tembellik, öfke, kibirlik, kıskançlık da var.
Libertinaje, idolatría, brujería, gula y ebriedad.
Ahlaksızlık, putperestlik, büyü oburluk ve sarhoşluk.
Por el error que hemos cometido por la gula...
Açgözlülükten dolayı işlediğimiz günahlar için.
¿ Te estás matando con tu gula, de castigo?
Yani ölümüne yiyerek kendini mi cezalandırıyorsun?
- Gula
- Açgözlülük. - Evet.
- Sí, gula
Açgözlülük.
Tenemos : orgullo, ira, envidia, gula.
Gururluyuz, öfkeliyiz, kıskancız ve oburuz.
De todas formas, en mi opinión es más efectivo actuar sobre la situación que tornarse autodestructivo sometiéndose a la gula.
Herneyse, bence, konumunu belirlemen o güzel dişlerine zarar vermenden daha etkili olur.
Va con lujuria, Gula, pereza, guardar secretos,
Hırs, aç gözlülük, tembellik, sırları tutmak günahtır.
Lograste reunir dos pecados capitales. Codicia y gula.
Biliyormusun sen iki ölümcül özelliği birleştirdin : hırs ve oburluk.
También lo es la gula.
Oburluk da öyle.
Su boca se pegó a la mía, su lengua me lamía con gula, metiéndose dentro de mi garganta reseca.
Dudaklarıma yapıştı, dili büyük bir açgözlülükle, ağzımın içinde dönüyordu,... onu boğazıma kadar sokuyordu.
gula, orgullo, lujuria.
Açgözlülük, gurur, şehvet.
Él fue tocado por La Gula.
Ona da korkunç "Oburluk" tarafindan dokunuldu.
Prácticamente eres un anuncio caminante de Gula y Lujuria.
"Oburluk" ve "Şehvet" in yuruyen bir ilani gibisin.
El pecado capital de la gula. infelizmente... El único pecado que es el último.
Ne yazık ki geriye kalan tek günah.
¡ Son los munchies! ( deseo de comer-gula )
O bana yetmez!
No estoy segura de si la lujuria, la gula, la avaricia, pereza, la ira, la envidia y el orgullo son pecados de los humanos O las características humanos que los definen.
İnsan hislerini tamimiyle harekete geçiren muhteşem incelikteki baş döndüren taşlar. ... insan karakterini değiştirir.
La presentación, y la gula.
Göz yanıltmaca. Ve doldurmaca.
Avaricia, gula, pereza, orgullo ¡ Tirar basura!
Açgözlülük, oburluk, tembellik, gurur... - Çöp dökme! - Evet!
Una desnudista local intentando esconder la vergüenza de su gula secreta.
Striptizci kız utancından gizlice yemek yemeye çalışıyor.
Conocieron el deseo, la lujuria, la pasión, la avaricia, el miedo, el odio, la rabia, la ambición, la gula, los celos, todo lo que hace a la vida...
Onlara hayatı ilginç kılan her şey : Arzu, tutku, açgözlülük, ihtiras korku, nefret, kızgınlık, hırs oburluk, kıskançlık bahşedildi.
Este hombre murió de forma prematura... es, como debe ser bastante obvio a todos ustedes, el resultado de la gula!
Bu adamın zamansız ve erken ölümü sizlerin de gördüğü gibi oburluğunun bir sonucudur.
Es Cerberus, guardián del tercer círculo, la Gula.
Bu Cerberus üçüncü çemberin, Oburluğun gardiyanı.
Y es tu destino, así, porque el verdadero círculo de la Gula yace dentro del cuerpo de Cerberus.
Bu senin de kaderin çünkü üçüncü çember Oburluk Cerberus'un bedeni içerisinde yer alıyor.
La Gula fue mi ofensa. Y aquí estoy, meramente huesos y piel
Suçum oburluktu ve burada çıplak deri ve kemik ile kaldım.
Sí, y creo que todos sabemos quién es "la gula".
Sanırım açgözlünün kim olduğunu hepimiz biliyoruz.
Esto lo llevó a relaciones con otras mujeres, lo que condujo, creo, a la gula de su esposa, que, enfrentó a un marido mujeriego, y ella guardó cama a fin de mantener algún tipo de control sobre él.
Başka kadınlarla düşüncesizce ilişkilere girmesine neden oldu. Karısını da oburluğa ve kendisini aldatan kocası üzerinde bir tür baskı kurabilmek için yatağa bağlanmaya zorunlu kıldı.
¿ Y el pecado de gula?
Peki ya oburluk günahı?
Gula, claro.
Evet, herkes buna yakalanır. Oburluk, tabii ki.
¿ Cómo te llamas, ghola?
Adın ne senin, Gûla?
Dale un dormitorio al ghola en el torreón.
Gûla için bir yer ayarlayın, Stil.
Te llevarás al ghola mentat.
Gûla mentat'ı da yanına al.
¿ Tú eres una máquina, ghola?
Sen bir makinemisin, Gûla?
Ningún ghola ha sido restaurado a su ser anterior, niña.
Hiçbir Gûla eski benliğiyle oluşturulamamıştır, çocuğum.
Soy una criatura del desierto, ghola.
Ben bir çöl yaratığıyım, Gûla.
Un ghola puede recuperar su pasado.
Bir Gûla geçmişini tekrar kazanabilir.
Él es un ghola.
O bir Gûla.
¿ Por qué la gula?
Bu kadar açgözlülük neden?