Translate.vc / испанский → турецкий / Hafta
Hafta перевод на турецкий
72,469 параллельный перевод
Nena, ya pasaron seis semanas.
Tatlım, altı hafta oldu.
Todavía falta una semana para vernos.
Daha seni görebilmeme koca bir hafta var.
Treinta y cuatro semanas.
34 hafta.
En dos semanas, mis labios no tendrán memoria del beso de Olly.
İki hafta sonra, dudaklarım Olly'i öptüğümü hatırlamayacaklar.
EL MAR un día
2. DENİZ BİR HAFTA ÖNCESİ
Seis libros a la semana durante tres años.
Üç yıl boyunca her hafta altı kitap.
Y a continuación, el comodín del fin de semana.
Sonra, vahşi kart hafta sonu başlıyoruz.
Vamos a The Cave este fin de semana.
Bu hafta sonu Mağaraya gideceğiz.
Lo cierto es que no esperaba que, en cuestión de un par de semanas un mes, estaría aquí hablando sobre una mujer a la que yo quería de verdad.
Gerçek şu ki, meselesinde bunu düşünmemiştim Birkaç hafta, bir ay, Burada duracağım
Mi cumpleaños no's para la otra semana.
Doğum günüm başka bir hafta olmaz.
Repasaremos los momentos clave de los últimos dos años, con retrospectivas todo el fin de semana.
Hafta sonu boyunca son iki yılın en önemli olaylarını yeniden hatırlayacağız.
Llegaron tres desconocidos esta semana.
Bu hafta kimliği belirsiz üç ölü var.
Estaremos en la carretera todo el fin de semana.
Her hafta sonu yollarda olacağız.
Haremos 47 shows, todos los fines de semana por un año.
Yılda 47 hafta çalışacağız.
Desde que me retiré, hice una promesa. Que leería por lo menos un libro por semana.
Emekli olduktan sonra, her hafta bir kitap okumaya karar verdim.
De vez en cuando recibía una llamada para hacer una película, y deseaba tomarme semana de descanso, huía para hacer una película.
Bir film teklifi geldiğinde, bir hafta izin alıyor, gidip filmi yapıyordum.
Se presentaron una semana despúes en un Hospital de San Diego, recuperandose de un aparente intento de suicidio.
Bir hafta sonra, intihar girişiminden dolayı San Diego hastanesinde olduğu ortaya çıktı.
Pero lo que recuerdo de ese último día. Fue un par de semanas antes de dejar de fumar.
Son günümle ilgili hatırladığım şey, ayrılmamdan birkaç hafta önceydi.
Hago dos semanas, y dos semanas libres.
İki hafta iş, iki hafta izin.
Recuerda que empecé aquí tres semanas antes que tú así que soy la experimentada y por eso te entreno.
Unutma, senden üç hafta önce işe başladım, yani daha kıdemliyim, bu yüzden seni eğitiyorum.
Pasaron más de dos semanas desde que nos sentamos en una mesa como familia.
Ailece akşam yemeği yemeyeli neredeyse iki hafta oldu.
Conocí a Jessica al poco tiempo de empezar el segundo año.
Jessica'yla, ikinci sınıfa başladıktan iki hafta sonra tanıştım.
No teníamos amigos hace dos semanas.
İki hafta öncesine kadar bizim de yoktu.
Que todos los maestros marquen tu presencia y en las dos primeras semanas deben marcar tu participación.
Tüm öğretmenlerin yoklamasına mutlaka yazıl, ilk iki hafta katılımını bildirmeleri şart.
Por dos semanas, irás directo a la escuela y vendrás directo después.
İki hafta boyunca evden okula, okuldan eve gidip geleceksin.
Vomitaste después de tres cocteles el fin de semana.
Geçen hafta sonu üç meyve kokteyli içip kustun.
Creo que dormí unas pocas horas la semana pasada.
Sanırım geçen hafta birkaç saat uyudum.
Llegaste dos veces tarde a la práctica esta semana.
Bu hafta provaya iki kez geç kaldın.
Es hora de mirar nuestra bolsa anónima de discusión de la clase y ver qué tenemos esta semana.
Şimdi isimsiz sınıf tartışma kesemizde bu hafta neler olduğuna bir bakalım.
Por al menos dos semanas.
En az iki hafta.
¿ Cómo estuvo tu fin de semana?
Hafta sonun nasıl geçti?
Sé que pasaron semanas, pero pareces ser alguien que cumple con sus promesas.
Birkaç hafta oldu ama ama sözünü tutacak bir çocuğa benziyorsun.
Han sido semanas difíciles, pero luego de lo que pasó ayer con los estudiantes de intercambio...
- Son birkaç hafta zor geçti. Ama dün değişim öğrencileriyle yaşanan olaydan sonra...
Tienes una semana para hacerlo.
Bir hafta süren var.
Debo saber si estuviste trabajando hace unas semanas.
Birkaç hafta önce çalışıp çalışmadığını soracaktım.
Pasé por su casa tres veces la semana luego de la muerte de Jeff.
Jeff öldükten sonraki hafta üç kez evlerinin önünden geçtim.
Bueno, quiero denunciar algo que hice hace unas semanas.
Birkaç hafta önce yaptığım bir şeyi ihbar edecektim.
Puedo ser niñera los fines de semana.
Hafta sonları çocuk bakıcılığı yaparım.
No volverán por una semana.
Bir hafta yoklar.
Una semana antes de cortarse las venas, la violaste.
Bileklerini kesip evde ölmeden bir hafta önce ona tecavüz ettin.
Hace una semana.
Bir hafta önce.
- Dame una semana.
- Ben. - Bir hafta yeter bana.
¿ Esta semana?
Bu hafta bulur muyuz?
Tenemos un pequeño problema que podría convertirse en un gran problema en una semana.
Bir hafta içinde çok büyük bir soruna dönüşebilecek ufak bir sorunumuz var.
La próxima semana a la misma hora.
Gelecek hafta, aynı vakitte.
He conseguido mi sexto ascenso esta semana y ni siquiera sé lo que hago.
Bu hafta 6. kez terfi ettim ama hala ne iş yaptığımı bilmiyorum.
T-Te veremos alguna vez los fines de semana, no?
Her hafta sonu görüşürüz değil mi?
Tenemos una cita en el centro que fue agendada hace una semana y todos aceptaron ir, incluyéndote a ti.
Şehirde bir hafta önceden kararlaştırılmış bir randevumuz var, hepimiz tarafından kabul edilmişti, sen de dahil.
Morty, yo derroto babosas más poderosas que estos tipos cada semana.
Morty, her hafta bunlardan daha güçlü olan gagooları yeniyorum.
Morty, 20 personas intentan matarme cada semana.
Morty, her hafta 20 kişi beni öldürmeye çalışıyor.
Entonces vuelvo a casa una semana más tarde y dije : "¿ Qué demonios?"
Bir hafta sonra eve bir geliyorum, o da ne?