Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Hon

Hon перевод на турецкий

181 параллельный перевод
¿ Van a continuar viajando?
- Buradan sonra Hon'a mı gidiyorsun?
¿ Hon?
Ha?
¡ El estandarte que portan lleva la marca de "Hon"!
Hon sancağı taşıyorlar.
Las divagaciones sentimentales de un restorantero sin educación o el penoso chocheo de un hon hombre viejo.
Cahil bir lokantacının abuk sabuk duygusal bir konuşması veya ihtiyar bir adamın laf salatası.
- Hola, Hon.
- Selam tatlım.
Es dificil a veces, ¿ no es verdad, Hon?
Bazen zor oluyor, değil mi canım?
Hon, calculo que iras a verme jugar esta noche
Tatlım, beni bu gece bowling oynarken seyredeceğini sanıyordum.
Oye, Cari...
Hey, hon...
A Hong Gai.
Hon Gai'de.
Orgullosamente presentamos su película Hon... No estoy seguro sobre esto.
Gururla, Hondo filmini su -
nos sustituye por alguien que lo haga después de la temporada nos mandan a las ligas menores o nos despiden
Så kommer hon att ersätta Bu sezondan sonra Hepiniz ya alt lige yollanacaksınız yada serbest kalacaksınız.
Tres `hon gau`.
Üç tane hon gau.
Hola, Hon. Cuanto más me duele
Merhaba, canım.
- Hola, hon.
- Selam, tatlım.
Lo siento, hon, No pude.
Çok üzgünüm, tatlım, Yapamadım.
Se llamaba Hon'Tihl, primer oficial del Toh'Kaht.
Adı Hon'Tihl, Toh'Kaht'ın ikinci kaptanı.
Estas bien, hon.
Birşey yok, bir tanem.
Mar-hon.
Mar-hon.
No embarcaron en el vuelo a Hong Kong.
Sahte isimlerle bilet aldılar fakat Hon Kong uçuşuna binmediler.
Querida...
Hon - Ursula!
Hon?
Tatlım.
- Hola, cariño.
Selam, hon. Selam.
- Si puedo atravesar el río el poder de mi gente lo protegerá.
Ae athradon i hir, * Nehri geçebilirsem... * tur gwaith nin beriatha hon *... halkımın gücü onu korur.
Vamos, hon.
Hadi gidelim.
- Hola, amor, soy yo.
- Hey, hon, it's me.
Cariño, ella es Taylor.
Hon, bu Taylor olduğunu.
Hon...
Dü...
Hon...'
Dü...'
No es tu dia de suerte, corazón. Y...
Bu şansla bir şey değişmicek, hon.
Te deben confundir mucho, cariño al vivir con Kyle y con ese corte de pelo.
Her zaman sen ne istediğini bilirsin, hon. Yani Kyle yaşamak... Ve saçını kesmak.
Jamie, ¿ hay algo que nos quieras decir?
Jamie, hon, bize söylemek istediğin bişey varmı?
Hon, vino la gente de inmigraciones.
Evet, evlilik kurumundan bazı arkadaşlar.
Hon,
Sen de,
Oh, no, hon.
Hayır, canım.
Lo siento, Hon.
Özür dilerim, tatlım.
Me traes otro Sake, Hon?
Biraz daha Japon Rakısı getirir misin tatlım?
Los Chuneens que asesinamos no poseían la "Piedra Sagrada" de Chun-hon.
Chun-hon'un Kutsal Taşı öldürdüğümüz Chuneen'lerde yoktu.
Señor Chun-hon, no soy más que una aprendiz.
Efendi Chun-hon. Ama ben sadece bir çömezim.
Señor Chun-hon, por favor, dadme fuerzas.
Efendi Chun-hon, bu gücü bana verin.
Si sólo pudiera poseer por unos instantes la Piedra Sagrada de Chun-hon, no habría más víctimas.
Şayet Chun-hon'un Kutsal Taşını ele geçirirsem, artık hiç kurban olmayacak.
¿ Qué es la Piedra Sagrada de Chun-hon?
Chun-hon'un'Kutsal Taşı'nedir?
Tengo que ser hon... realmente no creo estar listo para alcoholicos normales, sabes?
Açık konuşacağım. Normal alkoliklere hazır olduğumu sanmıyorum.
- ¿ De Hon?
- Hayatım?
¡ Hon!
Hon!
Ya que te embarazaste en la biblioteca, deberíamos llamarlo Hon ( Libro ).
Kütüphanede hamile kaldığına göre, Neden'kitap'koymuyorsun adını? Asla!
No tenemos ninguna posibilidad contra ellos!
Sen değil, ben Usta Wong Fei-hon'u görmek istiyorum.
Es el rey por un día. Estoy de acuerdo.
Güzel, Bay Wong Fei-hon gerçek yaşamı kuklalaştırıyor.
Excmo. Hon?
Hayatım.
Yo lo llevaré.
* Hon mabathon.
A tí no, corazón.
Sen değil, hon.
no hay nosotros, hon.
On beş dakika sonra ben gidiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]