Translate.vc / испанский → турецкий / Instagram
Instagram перевод на турецкий
481 параллельный перевод
Bueno, Raj y yo siempre hablamos de aprender a hacer cócteles como este juntos, así que aprendí por mi cuenta y voy a subir esto a Instagram para que pueda verlo y sentirse como una mierda.
Raj'la beraber hep böyle kokteyl yapmayı konuşurduk ben de kendi kendime öğrendim ve Instagram'a atıyorum. Böylece görüp mal gibi hissedecek.
Oh, esto es para el Instagram. Hey, hey. que tal?
Buradayım, seni fahişenin doğurması!
No tengo el corte de pelo adecuado y no bebo en frascos de mermelada ni pongo fotos de mi almuerzo en Instagram.
Zaten doğru saç kesimim yok ve reçel kavanozu dışında kokteyl içmiyorum ya da Instagram'a öğle yemeğimin fotoğrafını atmıyorum.
Instagram.
Instagram.
Esta es su foto en Instagram.
İşte Instagram iletisi.
Tal vez pueda etiquetar a Savannah por Instagram.
Belki Savannah'ı Instagram'lamalıyım.
Porque no quiero estar en el fondo de otra foto de Instagram.
Çünkü başka bir resmin arka tarafında daha olmaya tahammül edemezdim. Hkncim Bu da son hesap, Earl.
No tendría que estar tratando con espionaje corporativo, tendría que estar escogiendo mi filtro en Instagram.
Kurumsal casusluk konularıyla ilgilenmemeliyim. Instagram'deki filtremi seçmeliyim.
Quiero tomarle una foto a esta pésima propina y subirla a Instagram.
Şu rezil başişin resmini çekip Instagram'a koyacağım.
E Instagram es Twitter para personas que no pueden leer.
Ve Instagram okuma bilmeyenlerin Twitter'ı.
- La publicó en candidgram.
- Candidagram ( instagram? )'a yüklenmiş.
Cada día empiezo dándole a Facebook, Twitter, tumblr e Instagram.
Her gün güne Facebook, Twitter, tumblr ve Instagram'a bakarak başlarım.
Le diste tanta triste publicidad en Instagram- - todas esa fotos de arboles tristes, y tus almuerzos.
Instagram'da herkese açık biçimde yakınmıştın. Üzgün ağaç ve öğle yemeği fotoğrafların vardı.
Aparte de Papá Noel, eres la primera celebridad que conozco. Eso es muy dulce por tu parte, pero no me llames "celebridad".
Sen retweetlerken resmini çekip Instagram'a yükleyeceğim.
Tengo otra idea sobre de qué disfrazarme.
Evet, keşke rahatlamış halimin Instagram resmimi çekebilseydim.
Por fin tengo una razón para hacerme una cuenta en Instagram.
Sonunda Instagram'a katılmak için bir nedenim oldu.
No, vi el Instagram.
Evet. Instagram'da gördüm.
O en Instagram. ¿ Eso es Frank en un barril?
Ya da Instagram'da.
Eso es Instagram. Ya existe.
O uygulama var zaten, adı Instagram.
Instagram.
O dediğin şey Instagram.
Eso es Instagram.
Bu Instagram.
- Sí.
- Bu Instagram.
"Instagram para chachis" es en la sala 44.
"Kankiler İçin Instagram" dersi 44. Derslikteymiş.
No, solo lo que cuelga en Instagram.
Hayır, sadece Instragram'a koyduklarından görebiliyorum.
¿ Qué es Instagram?
Instagram da ne?
Instagram mola.
Instagram harika.
¿ No sería genial que el príncipe Harry tuviera Instagram?
Prens Harry'nin instagramı çok iyi olmaz mıydı?
Y de hecho, voy a subir esto a instagram para que me pueda ver haciendo una ensalada.
Aslında bunu Instagram'da paylaşacağım böylece beni salata yaparken görebilecek.
En realidad, tengo un montón de cosas que podría decir, como "lo siento" o "soy una idiota", y tu Instagram de veras me hizo extrañar tu ensalada... pero no me voy a parar aquí para hablarte de eso.
Aslında söyleyebileceğim çok şey var. Üzgünüm gibi, aptalın tekiyim gibi. Instagram'da banim için yaptığın salatayı özlediğim gibi ama ben burada durup bunun hakkında konuşmak istemiyorum.
Ya ni siquiera sube fotos a Instagram.
Artık Instagram'a bile girmiyor.
Subiría a instagram ese momento.
Her anı Instagram'da paylaşırdım. Beni dinle, tek pişmanlığım yüzleşmediğim korkularım.
Estás echando un vistazo a Instagram.
Instagram'da geziyorsun.
Publiqué unas cuantas imágenes en Instagram.
Ben de Instagram'da bir kaç tane resim paylaştım.
Ya sabes, Facebook, Twitter, Instagram.
Bilirsin işte ; Facebook, Twitter, Instagram.
¿ Estaba en Instagram?
Instagram'da da mı vardı?
Es decir, tienes que poner un posavasos en cualquier superficie, y la peor parte es que todos están hechos con fotos del Instagram de Diddy.
Yani, her yere altlık koymam gerekiyordu, ve en kötüsü de, hepsi de Diddy'nin Instagram'ındaki resimlerden yapılmaydı.
¿ Diddy está en Instagram?
Diddy İnstagram'da mı?
¿ Cómo es que no sabía que Diddy está en Instagram, capullos?
Nasıl olur da Diddy'nin İnstagram'da olduğunu bilmem, sizi budalalar?
Bien, entonces de un rápido recorrido en su Facebook, Twitter Tumblr, Pinterest e Instagram, esto es lo que sé.
Facebook, Twitter, Tumblr, Pinterest ve Instagram'ını hızlıca bir geçtikten sonra bildiklerim şunlar.
Bueno, eso es literalmente lo peor que he visto en mi vida... y sigo a Madeleine Albright en Instagram.
Tamam, bu resmen bu güne kadar gördüğüm en kötü şeydi, üstelik Instagram'da Madeleine Albright'i takip ediyorum.
¡ Instagram!
Instagram!
Dame tu nick de Instagram y te etiquetaré.
Bana Instagram adresini ver adını etiketlerim.
He visto tus fotos en Instagram.
İnstagramda çektiklerini gördüm.
- He visto tus fotos en Instagram.
- Instagram'da çektiklerini gördüm.
Es para mi Instagram.
Instagram için.
Qué bien. Ya tengo 17 "me gusta" en mi última foto de Instagram.
Güzel, son Instagram fotoğrafım şimdiden 17 beğeni toplamış.
Si esto es lo que consigo por dejar que borres cosas de mi teléfono, deberías saber que tengo más de 30 Instagrams de sándwiches de gasolinera.
Aslında telefonumdan sildiğin şeyler için seni bildirmem gerek Ayrıca sana söylemem gerek, Benzin istasyonundaki sandviçlerin olduğu otuzdan fazla İnstagram fotosu var.
Espero que no les moleste. Tomé un par de fotografías y las subí a Instagram.
Birkaç fotoğraf çekip instagrama yükledim, umarım sorun olmaz.
- Sí, estoy recibiendo buena señal, lo que significa que si yo estuviera aquí abajo y 55 tipos usaran máscaras escalofriantes, ¿ saben lo que haría? Instagram.
- Evet, tam çekiyor ki bunun anlamı da, eğer ben korkutucu kırmızı maskeli 25 adamla burada kalsaydım ne yapardım biliyor musunuz?
Quedo hecha puré.
Dostum, o orospu yere yapıştı kaldı. Evet, bunu Instagram'a koymalıyım.
¿ Instagram?
- Instagram?