Translate.vc / испанский → турецкий / Jefa
Jefa перевод на турецкий
7,049 параллельный перевод
Estoy aquí para ver a tu jefa.
Patronunla görüşmeye geldim.
Pareces la jefa de un burdel no una posada.
Motel sahibinden çok genelev sahibine benziyorsun.
Cuando te conocí, llevabas un uniforme de conejitos... y ahora eres la jefa de enfermeras.
Seninle ilk tanıştığımda tavşan önlük giyiyordun ve şimdi baş hemşiresin.
Cuando hablas con la prensa, yo soy quien tiene problemas con la jefa.
Basınla konuştuğunuz zaman, şefle başı belâya girecek kişi benim.
Ahora entra y paga el resto de tus deudas o voy a tener que pedirle a tu jefa que te suspenda por no responder a una citación.
Öyleyse şimdi gelip ve borçların geri kalanını ödersin, yoksa celp kağıdına cevap vermediğin için şeften seni uzaklaştırmasını istemek zorunda kalacağım.
Para minimizar el edema esofágico, te estoy dando un inhalador corticosteroide, lo que quiere decir que si la jefa pregunta si te prescribí un inhalador... Le diré la verdad
Akciğer ödemini en aza indirmek için, bir anti-kortikosteroid astım spreyi veriyorum, yani şef isterse astım ilacı yazıp yazmadığımı gerçeği söylüyor olacağım.
- ¿ Cómo se sentía la jefa sobre eso?
- Patron ne düşünürdü? - Patron derken?
Bueno, yo no la llamaría jefa.
Ben ona patron demezdim.
Fue la jefa Cervantes quien lo encontró escondido en un motel en Port Orford, intentando beber hasta matarse.
Amir Cervantes onu Port Orford'da bir otelde buldu, içerek ölmeye çalışırken.
Por favor, Jefa, tal vez... ¿ tal vez pueda omitirlo? ¿ Náuseas?
Lütfen Şef, belki takmayabilirsiniz?
No soy su jefa.
Patronunuz değilim.
¿ piensas que debería ser la jefa?
- Sence patron ben mi olmalıyım?
- Lo que tú digas, - Jefa. - Jhonny
- Nasıl istiyorsan patron.
Maya le robó el esquema del sistema de ventilación a su jefa y todavía estoy intentando encontrar un modo de entrar.
Maya patronundan havalandırma borularının sistematik şemasını aldı, ben de içine girmeye çalışıyorum.
Visita de la jefa.
Patronun ziyarete gelmesi.
Bueno, cuando tu mamá es la jefa, te va bien.
Annen patron olduğundan beri, sende iyi idare ediyorsun.
Regina, eras su jefa.
Regina. sen onun amirisin
Es la jefa de contabilidad.
Kendisi muhasebe müdürüdür.
Oye, jefa.
Patron.
Tengo 15 años, y soy tu jefa.
15 yaşındayım ve patronun kadar güzelim.
Jefa, hemos estado trabajando en algunas cosas con las que podemos recaudar dinero ahora que somos soberanos.
Şef, birkaç şey üzerinde çalışıyorduk. Özerk olduğumuz için o parayı toplayabiliriz.
Eso es porque no estás escuchando, jefa.
Çünkü dinlemiyorsun şef.
Tenemos un pedido de auxilio de la policía tribal en casa de la nueva jefa.
Yeni Şefin evinden Yerel Polis tarafından yardım çağrısı yapıldı.
Vas en camino a ser jefa de redacción.
Kate, yönetici editör olma yolundasın.
Sí, tío, ha cabreado mucho a mi jefa.
Evet kanka, benim patronlari fena kizdirmis.
Mi jefa está siendo un P-O-C-O C-A-P-U-L-L-A.
Patronum resmen Ş-I-L-L-I-Ğ-I-N T-E-K-İ oluyor da.
¿ Es tu jefa?
Senin patronun mu?
¿ Qué le has dicho a tu jefa?
Patronuna ne söyledin?
¿ Jefa?
Patron?
Ahí es adónde la llevó, puedo sentirlo. - ¿ Jefa?
Onu oraya götürdü, hissedebiliyorum.
Presiona a tus muchachos, pero continúa buscando. Sí, jefa.
Şüphelilerinize baskı kurun ama aramaya da devam edin.
Soy la jefa de cirugía.
Ben baş cerrahım.
Tu eres la jefa. Así que, si quieres continuar, adelante.
Yani, kovalamak istersen, durma.
Bien. pero como jefa de este departamento, Quiero respuestas en mi escritorio para mañana.
Peki, ama buranın başhekimi olarak, cevapları yarın masamda istiyorum.
O averiguar cómo ser la jefa.
Ya da patron olmanın.
Aún soy tu jefa, cielo, con o sin blog.
Yine de senin patronunum çekirge. Blogun olsun ya da olmasın.
Porque no puedo dejar que mi jefa se entere de esto.
Çünkü patronum bunu öğrenemez.
Es él, jefa.
O, patron.
Ella no es un rival, porque no es una jefa.
O bir rakip değil çünkü patron değil.
Pienso que puedes llamarme jefa.
Bence patronumu arayabilirsin.
¿ Cómo? No sé, jefa.
- Bilmiyorum, efendim.
- No mucho, jefa.
- Fazla bir şey yok, efendim.
Al igual que no tenemos el nombre de la víctima ni del asesino, jefa.
Tıpkı elimizde kurbanın ya da katilin adının olmayışı gibi, efendim.
Sí, jefa.
- Evet, efendim.
Stroh está aquí, jefa.
Stroh gelmiş, efendim.
- No, jefa.
- Hayır, efendim. - İyi.
- Jefa, quiero explicar lo que pasó.
- Efendim, neler olduğunu açıklamak isterim.
Estoy seguro, jefa.
Eminim, efendim.
Cuatro o cinco veces, jefa.
- Dört ya da beş kez, efendim.
- ¿ Estoy arrestado, jefa?
- Tutuklu muyum, efendim? - Hayır.
Sólo por un par de semanas, jefa.
Sadece birkaç hafta Şef.