Translate.vc / испанский → турецкий / Jefé
Jefé перевод на турецкий
62,959 параллельный перевод
A un jefe.
Gerçek bir şefle!
Ha matado a su gran jefe, Gul'Dan.
Garona şeflerini öldürdü, Gul'Dan.
¿ Jefe Mbonga, supongo?
Şef Mbonga'sınız diye tahmin ediyorum?
Jefe Muviro sabía cómo era él.
Şef Muviro onun ne olduğunu biliyordu.
El jefe Kuba nunca se arrodilla.
Kuba şefi asla diz çökmez.
El jefe Mbonga estará decepcionado.
Şef Mbonga hayal kırıklığına uğrayacak.
Lo único que me queda hacer es entregar a Tarzán al jefe Mbonga.
Geriye yapmam gereken tek şey Tarzan'ı Şef Mbonga'ya ulaştırmak.
¡ Su jefe está bajo mi control!
Şefiniz bıçağımın ucunda.
Era el jefe de la división de robótica de Hanka.
O Hanka Robotik Bölümü başkanıydı.
Justo a tiempo, jefe.
Zamanında, patron.
Antes te creía el jefe.
Senin patron olduğunu düşünürdüm.
Creo que... no estoy acostumbrado a tener jefe.
Sanırım ben sadece patronum olmasına alışık değilim.
Mitch, soy Thorpe, tu jefe.
Mitch, ben Thorpe, senin patronun.
Ethan, mi jefe vendrá esta tarde.
Ethan, patronum bu akşam bize gelecek.
Yo soy el jefe hombre y tú eres el jefe perro.
Patron benim, sen de patron köpeğisin.
Jefe perro.
Patron köpeği.
¡ Jefe perro!
Patron köpeği!
- Espera aquí, jefe perro. - Bien.
- Burada bekle, tamam mı patron köpeği?
Hola, jefe perro.
Merhaba patron köpeği.
Estás loco, ¿ sabías, jefe perro?
Delinin teki olduğunu biliyor muydun patron köpeği?
Me estás empezando a asustar, jefe perro.
Beni korkutmaya başladın patron köpeği.
Soy tu jefe perro.
Ben senin patron köpeğinim.
¿ Jefe perro?
Patron köpeği?
¿ Tú eres el jefe perro?
Sen patron köpeği misin?
Oh, bueno, él era mi jefe.
Oh, o benim patronumdu.
Jefe, si no damos el tipo del número, va a ser obvio que estamos ocultando algo.
Patron, adama numarayı vermezsek, Bir şeyi sakladığımız açıkça belli olacak.
Papé, la futura jefe de Madoff Securities.
Baba, Madoff Securities'in gelecekteki başkanı.
- El antiguo jefe, ¿ eh?
- Eski patronun demek. - Evet.
¿ Y si no puedo entenderlo, jefe?
Ya bir türlü anlayamazsam patron?
¿ Cómo estás, jefe?
- Nasılsın patron?
Sí, jefe. Pero es un ciego.
Evet patron ama adam kör.
Sólo eso, jefe.
- Evet patron.
¡ No jefe!
Yapma patron.
No molestes al jefe, Mike.
- Patronu üzme Mike.
¿ Me das un momento a solas con él, jefe?
Bir, iki dakika benimle yalnız bıraksana patron.
Por favor, jefe.
- Yapma patron.
Sir Bedivere, jefe de esta aristocrática familia de cavernícolas, él es Azul, hijo de Back Lack.
Aristokrat mağara sakinlerini idare eden Sör Bedivere Mavi'yi takdim edeyim. Kendisi Noksan'ın oğlu.
Imposible, jefe.
- Maalesef hayır patron.
No me gustan las ratas, jefe.
- Fareden korkarım patron.
Lo siento, jefe.
- Kusura bakma patron.
¡ Sí, jefe!
- Evet patron!
- Porque mi jefe está mirando.
- Neden ki? Neden? - Patronum izliyor çünkü.
- Hola, jefe.
- Merhaba, patron.
El jefe lo va a fichar.
Patron sanığı kayda getirecek.
El Jefe.
Patron.
Parece haber más de 1,500 toneladas de materiales exóticos esparcidos por la zona triestatal. Oiga, jefe. Aún tenemos otra carga de ayer.
Stark Industries ve Federal Hükümet'in ortak girişimi olan Hasar Kontrol Deparmanı bütün dünya dışı maddelerin toplanması ve saklanması projesini üstlenecek.
- Es por no ir por Queens Boulevard. Happy quiere que lo asciendan al manejo de activos. Era el jefe de seguridad.
Yeğeninin bu hafta sonu Stark stajyeri olarak yaptığı şeyin inanılmaz olduğunu söylemek istiyorum.
¿ Jefe?
Aptallar.
¿ Te imaginas qué diría el jefe si supiera dónde estamos?
Silahtan bir işaret yok. Buraya getirilmiş olsa bile artık yok.
Tengo que seguir a esos tipos para dar con su jefe y no quiero que el Sr. Stark se entere. ¿ Le vas a mentir a Iron Man?
Peter, niye kostümündeki takip cihazını çıkarıyoruz?
Llama a Happy Hogan, el jefe de seguridad del Sr. Stark.
Bir bilgisayar bulup, telefonumun sinyalini takip et.