Translate.vc / испанский → турецкий / Jewel
Jewel перевод на турецкий
342 параллельный перевод
Mi hija y el esposo deJewel Mayhew.
Kızımla... Jewel Mayhew'ün kocası.
Ni siquiera sabe queJewel estuvo aquí anoche.
Hatta Jewel'in dün gece burada olduğunu bilmiyor.
¿ Cómo queJewel estuvo aquí anoche?
Anlamadım. Jewel dün gece burada mıydı?
Dile que eres Jewel Mayhew... y que has venido por la cabeza de tu pobre esposo. Pero ¿ y si me agarra?
O zaman ben Jewel Mayhew'üm dersin kocacığımın kellesini aramaya geldim dersin.
Por cierto, alguacil... ¿ podría encargarse de que conozca a Jewel Mayhew?
Aklıma gelmişken Şerif Jewel Mayhew ile buluşmamı sağlayabilir misiniz?
No me sorprendería descubrir... queJewel Mayhew está detrás de todo esto.
Bunun arkasında Jewel Mayhew'in olduğunu duyarsam hiç şaşırmam.
Seguramente, regresó para ayudar a Jewel a echarme de mi propia casa.
Beni evden çıkartmak için Jewel Mayhew'e yardıma gelmiştir.
¿ Por qué no conspiraría Miriam con Jewel contra mí?
Miriam niye Jewel'le birlikte bana komplo kurmasın?
¿ Quién es la que fue a ver a Jewel a escondidas... y le contó que su esposo y yo éramos amantes para empezar?
Kocasıyla benim aramda olanları Jewel'in kulağına kim fısıldadı?
Es Jewel Mayhew atormentándome en mi propia casa.
Jewel Mayhew kendi evimde bile beni rahat bırakmıyor!
¿ Crees que la trajoJewel Mayhew?
Dergiyi Jewel Mayhew mi getirdi sence?
Es muy posible queJewel Mayhew no haya pensado en ti en muchos años.
Charlotte! Jewel Mayhew'ün seni yıllardır aklına getirdiğini sanmıyorum.
¡ Y nadie me hará creer jamás que no fueJewel Mayhew quien las envió!
Bunları Jewel Mayhew'in göndermediğine kimse beni inandıramaz!
No me iré, no mientras Jewel Mayhew siga viviendo allí.
Hayır, gitmem. Jewel Mayhew hâlâ orayken olmaz.
No me iré hasta que sea de noche, porque me verá Jewel.
Karanlık basmadan bir yere gitmem. - Yoksa Jewel beni görür.
Jewel lo sabrá antes o después.
Jewel eninde sonunda bunu öğrenecektir.
Bueno, Jewel Mayhew, naturalmente.
- Elbette Jewel Mayhew'di.
Jewel Mayhew no ha hecho nada desde hace muchos años... excepto pagar todos mis lujos hasta que se le terminó el dinero.
Jewel Mayhew senelerdir bana rahat bir hayat sürdürmekten başka bir şey yapmadı. Parası tükeninceye kadar.
¿ YJewel Mayhew?
Ya Jewel Mayhew?
Las notas que le envié a Jewel tenían un fin más práctico.
Jewel'e yazdığım notların işe yarar bir amacı vardı.
Lo único bueno que me ocurrió jamás en esta casa... fue ver a Jewel Mayhew salir al cenador aquella noche.
Bu evde başıma gelen en iyi şey o gece Jewel Mayhew'ün yazlık eve gitmesini görmem oldu.
Jewel asesinó a su esposo, ¿ y tú fuiste capaz... de hacerlas sufrir a ella y a Charlotte por ello durante todos estos años?
Jewel kocasını öldürdü ve sen hem ona hem de Charlotte'a senelerce acı çektirmeyi hiç acımadan yapabildin öyle mi?
Jewel Mayhew...
Jewel Mayhew...
Jewel Mayhew cayó muerta esta mañana.
- Jewel Mayhew bu sabah ansızın ölüvermiş...
Sólo es una idea, pero suponga que fueJewel Mayhew... la que asesinó a su esposo en 1927.
- Düşünüyordum da. 1927'de kocasını öldüren kişinin aslında Jewel Mayhew olduğunu varsayalım ve cinayeti gören birisi oldu diyelim...
Nos explicará al menos el momento de la muerte deJewel Mayhew... y toda esta especie de... ironía tan extraña, ¿ no cree?
Hiç olmazsa Jewel Mayhew'ün ölümündeki zamanlamanın ve bütün bunların alaycı bir rastlantı sonucu olduğunu çıkartırız.
El camarero me dijo que el mejor era un tal Jewel, pero que tuvo que marcharse y que recurrían a Dancer.
Barın sahibi en iyi silahşörün Jewel adında bir adam olduğunu söyledi, ama o yokmuş bu yüzden Dancer'ı getirdim.
Jewel está aquí.
Jewel burada.
- ¿ Se llama usted Jewel?
- Adın Jewel mı? - Hayır.
Jewel.
Jewel.
Cuando le necesite, le llamaré Jewel.
Hayır. İhtiyacım olduğunda sana şöyle seslenirim, Jewel.
Nos has hecho perder mucho tiempo. Reza para que Jewel sea lo que dicen por ahí y que haga lo que dice que hará.
Bize boşa harcattığın bu kadar zamandan sonra,. dua et de Jewel denilen adam söyledikleri kişi olsun ve söylediklerini yapsın.
Sra. Adams, le presento al Sr. Jewel.
Bayan Adams, bu Bay Jewel.
Al Sr. Jewel no le agrada el hotel.
Bay Jewel otelden pek hoşlanmadı.
¡ Jewel!
Jewel!
Anoche, Jewel dejó que Matt Weaver se escapara.
Dün gece Jewel, Matt Weaver'ın bir kuş gibi uçup gitmesine izin vermiş. Ateş etmiş ve ıskalamış.
Me gustaría... hablar en privado, Jewel.
Ben... Özel olarak konuşmak istiyorum, Jewel.
Velas rumbo a Inglaterra. ¡ Una joya en el mar!
A jewel set in the sea!
Mira esto. ¿ No te enseñó Jewel a peinarla?
Jewel sana onun saçını nasıl yapacağını göstermedi mi? - Nasılsın hayatım?
Una vez estuve allí buscando a un estafador llamado Jewel Slim.
Bir kere orada bulundum, dolandırıcı "21 Jewel Slim" i ararken.
- Estrenan una película en el Jewel.
- Jewel'da bu akşam yeni bir film başlıyor.
Dependo de este cine.
Dinleyin, Jewel benim her şeyim.
Jewel!
Adım Jewel!
es Jewel! ya te olvidaste mi nombre?
Adımı hemen unuttun mu?
Jewel, claro!
Jewel, evet.
Jewel, que tal si doblamos tu sueldo, eh?
Maaşını iki katına çıkartayım mı ne dersin?
Jewel
Jewel?
Sí, se lo dije a Jewel.
Evet, Jewel'e söyledim.
Jewel, por favor, no.
Lütfen, yapmayın.
¿ Jewel?
- Jewel mi?
Jewel...
Jewel...