Translate.vc / испанский → турецкий / Kaplan
Kaplan перевод на турецкий
4,390 параллельный перевод
Vamos hacia San Diego a ver al doctor Kaplan, el rey de los alargadores.
Şimdi ise, San Diego'ya, Dr.Kaplan ile tanışmaya gidiyoruz. "Penis büyütme Kralı"
De los cinco que encajan con el perfil uno resalta como un tigre en una habitación con gatitos.
Bu profile uyan beş kişinin arasında bir kişi var ki kedi yavruları arasındaki kaplan gibi.
A por ella, tigre.
- Git ve al, kaplan.
Es como un viejo tigre sin dientes.
O dişsiz yaşlı bir kaplan.
Muéstrales que el tigre todavía tiene dientes.
Onlara kaplanın dişini göster.
A por él, tigresa.
Git, bitir bu işi kaplan.
Una vez, en India, me sobresalté por un tigre de bengala agazapado.
Bir keresinde Hindistan'da çömelmiş bir Bengal kaplanı tarafından korkutulmuştum.
¡ Tú hubieras hecho lo mismo si un tigre se hubiera corrido por el suelo!
Orada bir kaplan olaydı sen de aynısını yapardın!
Y creen que si comen pene de tigre se convierten en máquinas de coger.
Bir de kaplan yarağı. Birkaç ısırık alınca kendilerini sikiş makinesi haline getireceğini sanıyorlar.
- El General Tigre en persona.
Kaplan Generalin kendisi.
Imagino que el General Tigre no se ha arrojado exactamente a sus pies y confesado.
Sanırım Kaplan General kendisini tamamen ayaklarının dibine atmadı ve itirafta bulunmadı?
¿ Es a mí al único que se le ocurren ideas?
Bir Bengal kaplanı. Bir tek ben mi fikir üretiyorum?
Vale, mamá tigre.
Tamamdır, anne kaplan.
Supongo que el General Tiger no se tiraría a tus pies y confesaría.
Sanırım Kaplan General kendisini tamamen ayaklarının dibine atmadı ve itirafta bulunmadı?
Esto es justo como el cuento de la cabra y el tigre, y tú eres la cabra.
Bu aynen çocuk masallarındaki keçi ile kaplan gibi, ve sen keçi oluyorsun.
¿ Por qué no te callas? Vete a encontrar al tigre.
Neden susmuyorsun, kaplanı bulmuyorsun?
¿ Un tigre?
Kaplan mı?
¿ Cómo va a ser un tigre?
Pabucumun kaplanı!
Esta tabla es de mi sobrino Koa.
Bu yeğenim Koa'nın tahtası. Kaplan köpekbalığı saldırdığında sörf yapıyordu.
Dicen que eres como un tigre cuando le tiran de la cola.
Söylenene göre kuyruğun çekildiğinde kaplan kesiliyormuşsun.
Creo que "salteado de carne picante" ha entrado en el edificio.
Sanırım ağlak kaplan ofise adımını attı.
Rayas de tigre.
Kaplan renkleri.
Lleva solo tres meses en la presidencia, y ahora, gracias a ustedes el presidente de Estados Unidos es considerado un tigre de papel por los rusos.
Sadece üç ay oldu ve şimdi sayenizde Birleşik Devletler Başkanı Ruslar tarafından kağıttan kaplan görülüyor.
He cortado las garras del tigre.
Kaplanın pençelerini söktüm.
¿ Cómo puede un tigre sobrevivir comiendo pasto?
- Bir kaplan ot yiyerek nasıl yaşayabilir?
- Fuerte como un tigre. Yo dije, ¿ no?
- Kaplan gibi güçlü, sana demiştim.
Lo que más extrañe fué tu risa, Tiger.
En çok da gülmeni özlemişim, Kaplan. Bunda ciddiyim.
La mía es roja con rayas azules, como un tigre.
Benimki kırmızı ve mavi şeritleri var tıpkı bir kaplan gibi.
¿ Qué me tomo antes, el cuerno de rinoceronte o la lengua de tigre?
Önce hangisi alacaktım,... gergedan boynuzu mu yoksa kaplan dili mi?
La sal se pega a todo! . La moto queda cubierta.
Tuz her yere yapışıyor, motosikletiniz tamamen tuzla kaplanıyor.
Torre de Tigres.
Kaplan Kulesi.
Está bien. ¿ Recuerdas el tigre que encontramos?
Bulduğumuz kaplanı hatırlıyor musun?
Las heridas eran exactamente iguales a las de Natalie.
Natalie'nin yarası o kaplanınkinin aynısı gibi duruyor.
¡ Hay un tigre!
Kaplan!
¡ Vimos un tigre!
Bir kaplan gördük!
- ¡ Vimos un tigre en el bosque!
- Ormanda bir kaplan gördük!
- ¡ Hay un tigre!
- Kaplan var!
¿ Qué dices, un tigre?
- Ne demek kaplan?
¡ Sí, como un tigre de verdad!
- Evet, gerçek kaplan!
Vamos, es un tigre. ¿ Cómo de peligroso puede ser?
- Hadi ama, kaplan. Ne kadar tehlikeli olabilir ki?
El tigre es un gato grande.
Kaplan büyük bir kedidir.
¡ Hay un tigre!
Dışarıda kaplan var!
¿ Un tigre dónde?
Nerede kaplan?
- ¡ Han visto un tigre!
- Gerçek bir kaplan görmüşler!
Vimos el tigre, así que estaba claro que nadie volvería a salir.
Kaplanı gördüğümüze eminiz, oraya dönmüyoruz.
Anne y Natalie han dicho que han visto un tigre.
Anne ve Natalie kaplan gördüğünü söyledi.
Si nos alejamos del ciervo, el tigre iría a por él.
Geyikten kurtulamazsak kaplan geyiğe gelecekti.
Tranquilo, tigre.
Sakin ol kaplan.
A la tigresa de Forli.
Forli'nin kaplanı.
¡ Un tigre de verdad!
Lanet olası bir kaplan!
¿ Cómo un tigre de verdad?
Gerçek kaplan mı?