Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Klaus

Klaus перевод на турецкий

2,520 параллельный перевод
Klaus y tú hicisteis algo especial.
Klaus ile beraber çok özel bir şey yaptınız.
En realidad, Klaus es quien me ha salvado esta noche.
Aslına bakarsan bu gece beni kurtaran Klaus'tu.
Por favor dime que no voy a tener un mini Klaus.
Sakın bana ufak bir Klaus daha doğuracağımı söyleme.
Casi me ataca Klaus esta mañana, no necesito que se repita.
Daha bu sabah Klaus başıma çullandı, tekrarını istemem.
Escuchaste a Klaus.
Klaus'u duydunuz.
Entonces distráelos, porque a menos que quieras encerrar a una loba embarazada y hormonal en una tumba, voy con ustedes.
Hormonal dengesi bozulmuş hamile bir kurtu evde kapis bırakmak istemiyorsanız Klaus ve Marcel'in dikkatini dağıt. Ben de sizinle geliyorum.
- Klaus dijo que esperáramos.
Klaus beklememi söyledi.
Tu hermano Klaus te entregó a Marcel en un cajón y aún así no te das por vencido con él.
Kardeşim Klaus seni bir kutu içinde Marcel'e teslim etti. Ama hâlâ ondan vazgeçmiyorsun.
Elijah, me gustabas más en el ataúd, pero Klaus, mi padre, al que le debo el mundo, y siempre muestro respeto por mis mayores.
Seni o kutunun içinde daha çok sevmiştim. Fakat dostum Klaus'a olan borcumu asla ödeyemem. Ayrıca her zaman büyüklerime saygı gösteririm.
Es el patio de Klaus.
Klaus'un bahçesi.
Verte en esa plantación donde Klaus está viviendo.
Klaus'un yaşadığı çiftlik evinde görünce yani.
Klaus le obligó a espiarme.
Klaus, bana casusluk yapması için onu etki altına almış.
Así, puede decirle a Klaus lo que yo quiera.
Bu şekilde Klaus'a istediğim şeyleri söyleyebilir.
Puedo hacerle olvidar lo que Klaus le dijo, pero cuanto más le dijera Klaus, más le va a doler.
Ona Klaus'un söylediği şeyi unutturabilirim. Ancak Klaus ne kadar cümle kurduysa çekeceği acı da o kadar artacaktır.
Y soy el único que queda excepto Klaus.
Klaus'tan başka melez olarak bir ben kaldım.
Klaus destruyó todo lo bueno que había en mi vida.
Klaus, hayatımdaki bütün güzel şeyleri yok etti.
Si Klaus se entera que es mi culpa que encontraras el camino a la plantación...
Eğer Klaus benim hatam olduğunu duyarsa doğruca çiftliğe gidiyorsun ve -
Si crees que alguna vez en mil años haría algo para hacerte daño, me has confundido con Klaus.
Eğer seni 1,000 yılda bir kez bile incitebilecek olduğumu düşündüysen beni Klaus'la karıştırmışsın demektir.
Todos tus encantos y flirteos simplemente prueban que eres igual de mentiroso y manipulador que Klaus.
Çekicilik özelliklerin ve kur yapmaların en az Klaus kadar yalancı ve aldatıcı olduğunu gösteriyor.
Tenía visiones aterradoras sobre tu bebé y sobre como Klaus podría usar su sangre para hacer un ejército de esclavos híbridos.
Bebeğin hakkında kabuslar, kötü görüntüler görmüş. Klaus'un kanını kullanıp, melez kölelerden oluşan bir ordu yaptığını görmüş.
El problema es que todos los híbridos están vinculados con Klaus.
Fakat sorun şu ki, tüm melezler Klaus'a bağlı durumda.
¿ Cómo puedes estar seguro de que Klaus sabe lo que hará la sangre del bebé?
Klaus'un, bebeğin kanının yapabileceklerini bildiğinden nasıl bu kadar eminsin?
Klaus Mikaelson... asesino de hombres, mujeres y cachorros... y de repente quiere ser papá, o tiene otro motivo.
Klaus Mikaelson'dan bahsediyoruz. Erkek, kadın ve masum katili. Bir anda baba mı olmaya karar vermiş?
¿ y sabes lo que parará a Klaus entonces?
Daha sonra Klaus'u ancak ney kurtarabilir biliyor musun?
La compulsión de Klaus es profunda.
Klaus etki altına aldığı zaman derinlere kadar ulaşır.
Si Klaus te localiza, si tiene ese niño, él gana.
Eğer Klaus sana sahip olursa çocuğu alırsa, kazanır.
Klaus.
Klaus.
Tuyo y mío, excepto que tú escapaste con Klaus.
İkimiz. Fakat sen onun yerine Klaus ile kaçmayı seçtin.
Klaus debe haberlo sabido.
Klaus biliyor olmalı.
Dije que siempre te protegería, incluso, si es necesario, del propio Klaus,
Kardeşimin davranışlarnın aksine, benim tutumlarım hâlâ aynı. Seni koruyacağımı söyledim. Klaus'un ta kendisinden korumam gerekse bile.
No puedes matar a Klaus, no sin morir tú.
Kendi canını vermeden Klaus'u öldüremezsin.
Incluso si matas a Klaus, él sigue ganando.
Klaus'u öldürsen bile yine de kazanacaktır.
Klaus nunca dejará de intentar controlarte.
Klaus seni kullanmaktan asla vazgeçmeyecek.
¡ Klaus!
Klaus!
Antes, siempre pensé en lo que Klaus querría que hiciera.
Daha önce sadece Klaus'un benden istediği şeyi düşünebiliyordum.
Klaus Mikaelson puede joderse. ¡ Ja!
Klaus Mikaelson siktirsin gitsin.
Estás pensando en Klaus.
Klaus'u düşünüyorsun.
Es solo que la mayoría de la gente muere antes de que la lista sea demasiado embarazosa, pero ni por un segundo te compares con Klaus.
Sadece, çoğu insan listesi iyice kabarmadan evvel ölürler. Fakat sakın kendini Klaus ile bir tutmaya kalkma.
¿ Y si te digo que esa mujer lobo lleva al hijo de Klaus... y que si ese bebé nace, significará el fin de la especie de los vampiros?
Bahsettiğin o kurt kızın Klaus'un bebeğini taşıdığını ve eğer doğacak olursa vampir neslinin sonunu getireceğini söylesem?
Klaus destruyó todo lo bueno en mi vida.
Klaus, hayatımdaki bütün güzel şeyleri yok etti.
En cambio, Klaus nos ha apartado.
Fakat Klaus, bizi birbirimizden ayırdı.
Klaus nunca dejará de intertar controlarnos. ¿ Qué quieres?
Klaus asla seni yönlendirmeye çalışmaktan vazgeçmeyecek. Senin istediğin şey ne?
Esto chico es un viejo enemigo de su persona favorita, Klaus.
Bu çocuk, en sevdiğimiz eleman olan Klaus'un eskilerden bir hasmı.
Saben que Klaus no siempre fue un híbrido.
Klaus'un anadan doğma bir melez olmadığını hepimiz biliyoruz.
Vino hasta mi pueblo, pretendiendo ser mi amiga y terminó saliendo con él.
Benim yaşadığım şehre geldi arkadaşımmış gibi davrandı, en sonunda da Klaus ile yattı.
Cuando Klaus se convirtió en híbrido, descubrió la manera de convertir a los lobos en criaturas como él.
Klaus melez olunca, yetişkin kurt adamları kendisi gibi bir ırka dönüştürmenin bir yolunu buldu.
Éramos más fuertes, más rápidos y la toxina de nuestras mordidas aún puede matar a un vampiro pero el lado negativo, éramos leales a él, sobrenaturalmente leales.
Güçlü ve hızlıydık. Isırığımızdaki zehir, bir vampiri öldürebilecek derecede güçlüydü. Fakat işin kötü tarafı, hepimiz Klaus'a sâdıktık.
Eh. ¿ Qué está pasando ahí? Es Klaus.
Klaus yüzünden.
Estabas con Klaus.
Klaus ile beraberdin.
Eso es lo que él hace, Rebekah.
İşte Klaus böyle birisi, Rebekah.
Klaus nunca será feliz.
Klaus asla mutlu olamayacak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]