Translate.vc / испанский → турецкий / Lama
Lama перевод на турецкий
4,417 параллельный перевод
Sí, Pierce va suplicar juicio nulo, pero Retman no va a picar.
Evet, Pierce hatalı yargılama yüzünden ağlayacak ama Retman dinlemeyecek.
No te lo tomes así, Sid.
Bunu böyle algılama Sid.
No me juzgues.
Beni yargılama.
Y yo sí.
İftira için karşı dava sınıf belgesi iptali için dilekçe, duruşmasız yargılama dilekçesi mekan değişikliği, tasdikler, yeminli ifadeler ve keşifler! Ben buradayım.
"Oye amigo, no es nada personal".
"Kişisel algılama be oğlum" mu çekiyorsun bana?
Jedikiah.
Jedikiah. Güç baskılama onu tutuyor.
No me juzgues.
- Beni yargılama.
No me juzgues, Brutus! 45 00 : 03 : 01,671 - -gt ; 00 : 03 : 03,930 ¿ Puedes por lo menos darnos un número de teléfono celular donde lo podamos llamar?
Beni yargılama, Brutus?
Quieres que suba una foto mía con un zapato en la cabeza como un ritual de humillación para la tribu.
Beni gruba aşağılama ritüeli için başımın üzerinde ayakkabıyla çekilmiş bir fotoğraf göndermemi istiyorlar.
- No lo tomes como algo personal.
Kişisel olarak algılama.
Solían darme primeros auxilios después de darme una paliza.
Beni her aşağılama seanslarından sonra sıkça ilk yardım yöntemlerine başvururlardı.
No puedes saberlo hasta que lo pruebas.
Denemediysen yargılama hemen.
Y ahora, damas y caballeros, por favor den una cálida bienvenida a la próxima super estrella de Edgehill...
Ve şimdi, baylar ve bayanlar, lütfen Edgehill'in bir sonraki süperstarına... sıcak bir karşılama yapalım.
- No me juzgues.
- Beni yargılama.
Conocí al Dalai Lama la semana pasada.
Geçen hafta Dalai Lama ile birlikteydim.
Me tiro aros con el Dalai Lama. Fue...
Dalai Lama ile şut çektik.
Usted no hace juicios de cosas que no puedes imaginar.
Hayal edemeyeceğin konularda yargılama.
El mío es asegurarme de hacer todo lo posible para que sea un juicio justo.
Benimki de adil bir yargılama duruşma olması için elinden geleni yapmak.
No me insultes suponiendo que posees algo cercano a mi experiencia científica.
Bilimsel tecrübeme yakın bir bilgiye sahip olduğunu düşünerek beni aşağılama.
¿ Qué soy, el Dalai Lama?
Neyim ben Dalai Lama mı?
O sea, sé que normalmente el alcalde está en el comité organizador, pero aún así...
Demek istediğim, belediye başkanı genelde karşılama komitesiyle olur, biliyorum ama yine de...
Vamos a darle una cálida bienvenida al integrante más nuevo de nuestra familia.
Yeni aile üyemize sıcak bir karşılama yapalım.
Así que voy a sentarme y observar y juzgar a todos los demás del torneo.
Yedinci gün, Tanrı'nın dinlenme ve yargılama günü. Arkama yaslanıp dövüşleri izleyeceğim ve herkesi yargılayacağım.
Sin juicios... mi amor es incondicional.
Yargılama yok... sevgim koşulsuzdur.
Con el debido respeto, Skip, ¡ está con tremendo dolor!
Saygısızlık algılama, Kaptan, ama acı çekiyor.
No te ofendas, Skipper, pero ¿ no sería prudente que se mantenga alejado de los locales?
Ukalalık algılama, Kaptan, ama köylülerden uzak durmak daha akıllıca olmaz mı?
No lo tomes de manera personal.
Kişisel olarak algılama.
Estoy seguro de que le darán una cálida bienvenida a la 51.
Eminim ona sıcak karşılama yaparsınız.
Bueno, ¿ es esto el comité de bienvenida?
Karşılama komitesi siz misiniz?
No me juzgues, tío, ¿ vale? Soy un tío duro.
Beni yargılama dostum, tamam mı?
- No es nada personal.
Kişisel algılama.
- No me juzgues.
- Sakın beni yargılama.
Estoy en lama chara.
Üşüşüyorum.
Lama chara a todos estos cabrones.
Bu sürtüğe üşüşüyorum.
- ¡ Lama chara!
- Üşüş.
No es nada personal. Es solo que...
Kişisel algılama, sadece...
Claramente, hubo un error de apreciación aquí.
Açıkça, ortada büyük bir yanlış yargılama var.
No se lo tenga en cuenta.
Kişisel bir olay gibi algılama.
No es nada personal. Es que creo que el sexo es para los vivos.
Kişisel algılama, seksin yaşayanlar için olduğunu düşünüyorum.
¿ Tiene un nuevo juicio, libertad bajo fianza, qué?
Bu yeniden yargılama oldu, kefaletle, ne?
- Por favor, no me juzgues.
Beni yargılama lütfen. 87,5
El bolígrafo y el papel no me juzgan. Ni votan.
Kâğıtla kalemin yargılama, oy verme gücü yok.
El lápiz y el papel no juzgan. No votan.
Kâğıtla kalemin yargılama, oy verme gücü yok.
Si vas a juzgar así a alguien, asegúrate primero de ponerte en su lugar.
Eğer böyle geçeceksin eğer yargılama birisi, yürüyüş ilk sizi daha iyi kesinlikle bu kişinin ayakkabı bir mil.
Mira, en la vida, no se trata de saber qué es lo que quieres sino saber qué cosas puedes tachar de la lista de lo que no quieres.
Yani lütfen beni yargılama. Bak hayatta önemli olan ne istediğini bilmek değil.
Algo como el comité de bienvenida.
"Karşılama Vagonu" gibi bir şey.
- Se arruinó el comité de bienvenida.
- Karşılama vagonu buraya kadarmış.
Éramos el comité de bienvenida.
Biz karşılama komitesiydik.
Por cierto, ¿ has tenido ya tu audiencia con el Dalai Lama?
Sırası gelmişken Dalay Lama ile görüştün mü?
No te lo tomes como algo personal.
Kişisel olarak algılama.
Este juicio se anulará...
Bu hükümsüz yargılama olacak -