Translate.vc / испанский → турецкий / Land
Land перевод на турецкий
3,337 параллельный перевод
Todas teníamos miedo que nos fueras a gritar, a humillarnos.
Hepimiz, bize bağırdığında, aşağılandığımızda korkuyorduk.
Quiere que comience con una reconstrucción facial.
Yüz hatlarını yeniden yapılandırmamı istedi.
Está bien, la reconstrucción facial está lista.
Pekâlâ, yüz yapılandırması bitti.
Puedo hacer representaciones sonográficas de las impresiones en la tierra para reconstruir lo que sucedió en el ataque.
Toprak tabakasındaki hareketleri sonografik olarak yapılandırıp atak sırasında tam olarak ne olduğunu gösterebilirim.
Puestos paralelos de mando, configurados para sujetos de la misma línea genética.
Paralel pilot hücreleri, biyo-yapılandırılmış,... aynı gen zincirinden iki operatör lazım.
- La menor de mis preocupaciones.
- En az kaygılandığım şey şu an.
¿ Qué estás haciendo en Sugar Land?
Sugar Land'de ne işin var?
Lo que me preocupa, y debería preocupar a todos, es que el dinero público está siendo gastado para beneficio de todos excepto de la clase obrera.
Beni kaygılandıran ve bence sizi de kaygılandırması gereken halkın parasının çalışan kesim hariç herkesin faydasına harcanıyor olmasıdır.
Si tienes diez en tierra, tienes diez en el mar.
You're a ten if by land and a ten if by sea.
Te conozco... Del Spa en Sugar Land.
Sizi tanıyorum Sugar Land'deki spa merkezinden.
Pero obviamente nos preocupa.
Ama görünen o ki, kaygılandırıcı.
Como que monté una carrera de obstáculos muy currada en mi jardín y empecé a llevar pantalones militares a la iglesia. ¿ Cuándo empezó?
Arka bahçeye karmaşık bir eğitim parkuru kurup kiliseye giderken kamuflaj kıyafeti giymeye başlamamdan bahsediyorum.. - Bu nasıl karşılandı?
Si queremos que Crímenes prioritarios pueda actuar sin la amenaza constante de un enorme pleito, necesitamos reestructurarla, y necesito que usted sea una parte esencial de la misma.
Büyük Suçları başımıza bela olacak büyük sorumluluk konuları olmadan yürütmek istiyorsak yeniden yapılandırmalıyız, ve ben senin de bunun büyük bir parçası olmanı istiyorum.
Nueva amenaza detectada.
Tehdit algılandı.
Detectada la firma energética de la raza de demonios.
[Skuttlebutt] İblis türü enerji izi algılandı.
Alarma : firma de energía entrante detectada.
Dikkat. Gelen enerji izi algılandı.
Bueno, si el asunto te ha preocupado, debe ser algo problemático.
Bu kadar kaygılandığına göre bir sorun olmalı.
"¿ Gracias por la experiencia humillante de ir a la escuela acompañada con mi padre y su novia trofeo?"
"Okula babam ve şaşalı kız arkadaşı tarafından getirilerek aşşağılandığım için teşekkür mü edeyim?"
Después de terminar de remodelar la cocina, juré que había terminado, pero entonces llamó mi diseñadora.
Mutfağın yeniden yapılandırmasını bitirdikten sonra daha devam etmeyeceğime yemin etmiştim ama sonrasında tasarımcım aradı.
Al final Yates fue juzgado y condenado a muerte.
Yates yargılandı ve idama mahkum edildi.
Los Del Sol Tierra "Conservancy" Es el más grande conservador privado. ... de tierras públicas en el mundo.
Del Sol Land Teşkilatı dünyadaki en büyük özel mülk kamulaştırma teşkilatıdır.
No, estoy... preocupado de que Mason no tenga suficiente tiempo para llorar la muerte como necesita.
- Hayır, daha çok kaygılandım. Mason'ın yas tutmak için biraz daha zamana ihtiyacı vardı.
En ese momento, el juez Block dijo a Richard con severidad que la falta conllevaba una sentencia máxima de 10 años.
Şu anda Yargıç Block, Richard'ın maksimum ceza olan 10 yıl hapis ile yargılandığını duyurdu.
Y entraremos en el Infierno, donde seremos recibidos como libertadores, y la raza demoníaca se alzará y barrerá toda la Tierra.
Sonra cehenneme kurtarıcılar gibi karşılandığımız yere yürürüz. Sonra şeytan ırkı yükselip dünyayı silip süpürür.
- Pues, sólo cuéntame.
Benim için ayrıntılandırıver.
Cuando ves el hockey sin hacer "multitasking" con un juego de Candyland... cada momento, todos nosotros... fingimos ser tú, sin el sexo con tíos.
Hokey izleyip çok görevli hale getirmeden Candy Land oynarken her defasında, her birimiz sen olduğumuzu düşünüyoruz.
Haces suficientes kilómetros desde aquí hasta Sugar Land.
Şugar Land'den buraya kadar yeterince yol yaptın.
Porque a los electores les molesta la rezonificación del distrito Greenpoint.
Çünkü Greenpoint bölgesindeki tekrar yapılandırma çalışmaları yüzünden bölge halkı size kızgın.
Soy un simple concejal que controla todos los derechos de reurbanización del distrito.
Ben sadece... Bölgendeki tüm yeniden yapılandırılan binaların kontrolünü elinde tutan bir belediye meclis üyesisin.
Donde todas mis necesidades básicas se cubrieron : comida, agua una educación rudimentaria.
Tüm temel ihtiyaçlarımın karşılandığı bir yerdi. Yiyecek, su, temel eğitim ve deri kırbacın yardımıyla doğruyla yanlış arasındaki farkı öğrenmek.
Dígame, Dr. Land, ¿ le parece que la guerra ha llevado a la gente de vuelta a la iglesia o las ha alejado más que nunca?
Sizce savaş insanları kiliseye döndürdü mü yoksa her zamankinden daha fazla mı uzaklaştırdı?
Me pone bastante nervioso.
Beni kaygılandırıyorsunuz.
No. Estaba preocupada por usted.
Hayır, çok kaygılandım.
No sabía que difiriera tanto de cualquier propuesta anterior que haya presentado a tu oficina.
Daha önce sunduğumuz tekliflerden daha kötü karşılandığını bilmiyordum.
Le despidieron, lo que le provocó una leve ansiedad, pero en mi opinión, no estaba clínicamente deprimido.
İşinden çıkarılmıştı, ki bu onu biraz kaygılandırmıştı,... ama bana göre klinik bir depresyon vakası yoktu.
15 cc, adentro.
15 cc aşılandı.
- Estás en LaLaLandia.
- La La Land'dasın.
Voy a empezar la reconstrucción facial.
Yüz yapılandırmasına başlayayım.
Hola, pasé la reconstrucción facial por la base de datos tráfico y tengo una coincidencia.
Yüz yapılandırmasını çalıştırıp, Motorlu Taşıtlar Ofisi'nin veritabanıyla eşletirdim ve bir sonuç buldum.
Perdí a mi marido, maté a otro ser humano, sufrí humillación a manos de tu mujer...
Kocamı kaybettim, bir başkasının canını aldım. Bizzat karın tarafından aşağılandım.
Y te sentiste humillado, Chris... así que la forzaste a tener sexo contigo
Ve aşağılandın, Chris. Sen de onu sevişmeye zorladın.
La ciudad aún está en transición... así que entramos y salimos.
Bu şehir hâlâ yapılandırılma aşamasında. Hemen girip, çıkacağız.
Ven a pasar algunos días en La La Land conmigo.
Benimle La La diyarında birkaç gün geçir.
¿ Donde todo lo que hay es escrutinio y juicio?
Sadece dikkatle incelenip, yargılandığın yerde?
Aquí estoy ardiendo del insulto ¡ y vas a añadir más leña al fuego!
Zaten aşağılandığım için yeterince üzgünüm. Sen de ateşe körükle gidiyorsun!
Draupadi fue arrastrada hacia fuera, delante de la Corte. Humillada en público.
Draupadi sarayın önüne sürüklenip halkın gözü önünde aşağılandı.
Las acusaciones de tu esposa sobre la presunta transgresión, a todos nos preocupó.
Karının ajanımızın sözde suçuna yönelik herkesin önünde yaptığı suçlamalar bizi çok kaygılandırdı.
Acabas de ser knopeado.
Az önce Knoped'landın.
En el sistema nervioso y el cerebro, los patrones físicos de cableado se establecen por repetición.
Beyin ve sinir sistemindeki fıziksel hat örüntüleri tekrarlama ile yapılandırılır.
Sabes que están reorganizando el departamento.
Departmanı yeniden yapılandırdıklarını biliyorsun.
¡ Sí! ¡ Te acaban de zarear!
Arab'lar'landın!