Translate.vc / испанский → турецкий / Libra
Libra перевод на турецкий
1,199 параллельный перевод
En Varsovia, el mercado valúa la libra... en mil zlotys, el salario semanal promedio.
Varşova karaborsası, haftalık ortalama ücreti, 1000 zlotiyi 1 sterline çeviriyor.
Presupuesto de 20 libras para ocio, incluyendo una libra ya casi gastada.
Eğlence için 20 pound, yaklaşık bir pound çoktan gitmişti.
Pues bien, en un centavo, en una libra.
Bir peni veya bir pound için.
¿ Me dará un libra por cada grano de arena de mi mano?
Avucumda tuttuğum her kum tanesi için bana 1 pound verebilir misiniz?
Mire, le acabo de ahorrar una libra o dos.
Hah, bakın bir-iki pound kâra geçtiniz?
Piensa que se libra conesa mentira descarada?
Böyle bariz bir yalanla kurtulacağınızı mı sanıyorsunuz?
No se, tal ves una libra?
Bilmem. Yarım kilo mu?
Será sólo robarle dinero, pero le apuesto una libra de oro, sólo para enseñarle a no ser obstinado.
Sadece senin paranı almak için, sadece seni bu kadar inatçı olmama konusunda eğitebilmek için çok tesirli bir ilaç olacak.
- Dame una libra. - No.
- Biraz mangır atsana...
Salario : te doy una libra con veinte la hora, más... cuatro libras por el transporte.
Ücret : Sana saatte 1.20 veririm, Artı yol için de günde 4 pound.
¿ Una libra con 20 la hora es un sueldo?
Saatte 1.20'ye gerçek ücret mi diyorsun?
Todo nos dará igual, somos leones.
İster Libra ister Leo olsun, bir imzamız olacak.
Una libra, cinco y tres.
Bir pound beş şilin üç peni.
La batalla más dura se libra en el frente central, cerca del río Sauer.
En sert savaş, Sauer nehri yakınlarında, merkezi cephede... cereyan ediyor.
Apuesto una libra.
Beş koyuyorum.
- Este es para Viv, que es Libra.
Bu Viv'in görünümü.
Han tratado de matarlo tres veces, ¿ y Ud. los libra de toda culpa?
Seni üç defa tabuta koymaya çalıştılar, yine de onları kurtardın.
En las operaciones de la luz en los mercados de divisas europeos... la libra cerró mixto frente al dólar y las marcas de Alemania Occidental.
Bu nedenle Avrupa döviz piyasasında Pound, Dolar ve Alman Markı karşısında yine belirsizlikte kaldı.
Entonces es tu deber para con todos los humanos que viven aquí, tratar de reparar el mecanismo que nos libra de ese infierno.
O zaman bizi cehennemden koruyan bu mekanizmayı tamir etmeyi denemek sizin burada yaşayan tüm insanlara karşı göreviniz.
Y el propio estofado deshuesado de carne roja de Glen's... Guisa carne roja, a un precio de solo $ 2.29 la libra.
Glen'in kendi kemiksiz bifteğinin de kilosu sadece $ 2.29.
Freddy me debe 15 chelines, de manera que quedará todo bien si usted me da la libra a mí.
Freddy'nin bana 15 şilin borcu var, o yüzden poundu bana vermeniz sorunu çözer.
Porque quince y cinco chelines hacen una libra.
Çünkü on beş ve beş şilin bir pound eder.
¿ Por qué el Sr. Vyse se está quedando con la libra?
Sterlini neden Bay Vyse alıyor?
Precisamos una libra de cocaína para iniciar el negocio.
Anlaşma için 1 kilo % 90 saf kokaine ihtiyacımız var. Bulabilirmisin?
¿ Qué? ¿ Un tipo como tú no puede conseguir una libra de coca?
Ne, senin gibi bir kilo kokain çıkaramıyor mu yani?
-... tendrá una libra de cocaína... - Y 9 libras de leche en polvo.
- 1 kilo birinci sınıf mal - ve 9 kilo süt tozu alır.
El dólar vuelve a fortalecerse frente a las monedas extranjeras. Sube respecto a la libra por los rumores de bajada de tipos.
Merkez bankasının faiz oranlarını düşüreceği söylentisiyle... yeniden güçlenmeye başlayan dolar... sterlin karşısında % 10 değer kazandı.
¡ Nadie se libra de una llave de brazo!
Kimse kıpırdamaya kalkmasın.
Le dice al tendero : Querría una libra de rinoñes.
Dükkan sahibine, "bir kilo börbek istiyorum" der.
Un británico, cuya novia vive arriba calculó la libra a 17 chelines y seis peniques y me dijo que les debo $ 5,30 por los libros.
Kız arkadaşı üst kat komşum olan bir İngiliz... 1 sterlin 17 şilin 6 pensi benim için dolara çevirdi. Kitaplar için size 5,30 dolar borçluymuşum.
Una libra, 17, 6, son 37 y medio chelines, divididos entre...
1 sterlin, 17, 6, bu 37,5 şilin eder. Bölünce...
EI que no recuerde nada no me libra de culpa.
Hatırlamamam, Onu öldürmediğim anlamına gelmez.
Se trata de una libra a la masa y, por suerte quiso que hay 17 bultos.
Öbeği bir sterlin ve şansıma 17 öbek var.
¡ Un Molson y un Cuba Libre!
- Bir bira ve Küba Libra.
- ¡ Un Molson y un Cuba Libre!
- Bir bira ve Küba Libra.
¡ Te estoy pidiendo un Cuba Libre!
Küba Libra. Küba Libra.
Te apuesto una libra a que no la matas.
1 pounduna bahse girerim onu öldürmeyeceksin.
¡ Una libra a que no la matas!
1 pound onu öldürmeyeceksin!
Me debes una l-l-libra.
Bana p-p-pound borçlusun.
- Una libra a que va a la derecha.
- Bir peniye bahse girerim, soldan gidecek.
Primero la libra.
Önce bir penimi ver.
¿ Libra?
- Terazi? - Hayır.
¡ Es solo una libra!
Altı atış bir pound!
- Te apuesto 50 pennys a que no me encuentras. - Una libra.
Beni bulabilirsen bir papel senin.
Si me dieran una libra cada vez que alguien me dice eso... Em, ¿ cómo deletrea usted...?
Bunu her duyduğumda bir pound biriktirseydim nasıl yazılıyor?
Bueno, por que costo siete centavos la libra
Kilosu on dört sentti.
Sacamos 18 hamburguesas por libra en vez de 16.
Köftenin ortasındaki deliğe bak. Fikrim sayesinde bir kilo etten 16 yerine 18 köfte çıkıyor.
Libra a este hombre de estos demonios de la jaqueca, demonios de la migraña.
Bu adamı baş ağrısı iblislerinden, migren iblislerinden kurtarın!
Libra a las siete.
Saat yedide mesaisi biter.
Otra libra ahorrada.
Bir paund daha biriktirdik, Christy.
Bueno, si una libra tarda 12 minutos quiere decir que tienes que estar en el horno en no más de una hora y media.
Neden ki? Yarım kilosu 12 dakikada piştiğine göre demektir ki fırında saat 1.30'a kadar kalman gerek.