Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Libro

Libro перевод на турецкий

35,966 параллельный перевод
No tiene nada que ver con el libro o con Ezra.
Bunun kitapla ya da Ezra ile hiçbir alakası yok.
Regresé al libro.
Kitaba geri döndüm.
- ¿ Regresas al libro?
- Kitaba geri mi döndün?
¿ Vas a editar el libro?
Kitabı mı düzenleyeceksin?
Al menos lo suficiente para terminar el libro.
En azından kitabı bitirecek kadar uzun sürede.
Era tanto el apuro de sacarme un peso de encima que terminé con él antes que me dijera que había regresado al libro.
Bana kitaba yeniden döndüğünü söylemeden önce ondan ayrıldığımı söyleyip kurtulmak için çok acele ettim.
Este libro significa tanto para Liam como para nosotros y es por eso que quiere trabajar en ello.
Bu kitap bizim için ne kadar önemliyse Liam için de o kadar önemli ve bu yüzden kitap üzerinde çalışmak istiyor.
- Todos queremos el mejor libro.
- Hepimiz en iyi kitap olmasını istiyoruz.
Estoy aquí para proteger este libro.
Bu kitabı korumak için burdayım.
Y prometí que por mi parte no habría problema pero si cada sesión va a ser como esa, no sé qué quedará del libro ni de ninguno de nosotros.
Ve benden yana sorun olmayacağına söz verdim ama her not oturumu on sıralık bir oturum olacaksa bu kitaptan geriye ne kalır bilemiyorum ya da bizden.
Está fuera de la ciudad trabajando en el libro.
Kitap işleri için şehir dışında.
Y otras veces, siento que podría escribir un libro de todas las cosas que no sé.
Ve bazı zamanlar, bilmediğim her şeye dair bir kitap yazabilirmişim gibi hissediyorum.
¿ Qué hay en ese libro?
O kitapta ne var?
Es un libro de contabilidad.
Bu bir defter.
Además, encontré un libro.
Kişisel kütüphanesini de buldum.
Hizo falta un hechizo del Libro de los Condenados... para sacar a Lucifer, y Rowena escondió el libro.
Lucifer'i kapatmak için Lanetler Kitabı'ndan büyü lazım ve Rowena kitabı sakladı.
Y para tener una oportunidad, necesitaríamos el libro y a ella.
Ayrıca şansımız olması için hem kitap hem de ona ihtiyacımız var.
Cuando sacamos a Lucifer de la Jaula, teníamos a Rowena y el Libro de los Condenados.
Lucifer'i kafesten çıkardığımızda Rowena ve Lanetler Kitabı vardı.
Oye, este libro es muy bueno.
Bak bu gerçekten çok iyi bir kitap.
Más importante, este libro es una de las grandes historias de amor de todos los tiempos.
More importantly, this book is one of the greatest love stories of all time.
Nuestro libro sagrado nos enseña que un verdadero musulmán es el que sigue el camino correcto.
Bizim kutsal kitabımız, gerçek bir Müslüman'ın doğru yolu izleyen biri olduğunu gösterir.
Genial, pero ¿ tu trabajo no es terminar tu libro?
Harika da, senin işin kitabını tamamlamak değil miydi?
En mi libro de jugadas, eso es un escalón por encima de las flores y chocolates, porque cuando quieres a alguien, a veces tienes que llegar a esos extremos.
Benim kitabımda bu çiçek ve çikolatadan bile daha önde çünkü birini sevdiğinde o tür saçmalıklar yapmamak elde olmuyor.
Eso es un libro de avanzada para alguien de su edad.
Bu, senin yaşındaki biri için çok ileri seviye bir kitap.
¿ Viste el libro de bocetos? Mira.
Görünüş Kitabı'nı gördünüz mü?
- Pero hay que hacerlo de acuerdo al libro, ¿ bien?
- Ama kitaba göre gitmeliyiz.
Puedes pedir prestado el libro si quieres.
İstersen kitabı ödünç alabilirsin.
Pensé que acordamos apegarnos a lo que estaba en el libro de bocetos.
Kitaba uyacağımız konusunda anlaştığımızı sanıyordum.
Oh, el libro del linaje Grimm.
Grimm soylarının kitabı.
Tienes un libro que yo quiero.
Sende istediğim bir kitap var.
El librero era un Blutbaden, y sin embargo eligió darle el libro a un Grimm.
Sahaf bir Blutbad'mış ama yine de kitabı bir Grimm'e vermeyi seçmiş.
Creo que tú tienes el libro ahora, y me lo darás.
İnanıyorum ki kitap şu anda senin elinde ve onu bana vereceksin.
¿ Todo esto por un libro?
- Bunların hepsi kitap için mi?
Ese libro es único.
- Kitap türünün tek örneği.
Dame el libro, y podrás recuperar a tu hijo.
Bana kitabı ver, oğluna kavuşabilirsin.
Dame el libro.
Bana kitabı ver.
Si te digo dónde está el libro, ¿ que te impedirá matarme?
Kitabın yerine söylersem beni öldürmeni ne mani olacak?
Tú harás los arreglos para que el libro se entregue aquí, y yo haré que Kelly sea entregado donde tú quieras.
Sen kitabın buraya teslimini ayarla ben de Kelly'nin istediğinin yere teslim edilmesini sağlayayım.
Si saben sobre él, pensarán que llevamos el libro a otro lugar.
Eğer biliyorlarsa kitapları başka bir yere götürdüğümüzü sanacaklar.
Con o sin libro, debería haberte asesinado cuando tuve la oportunidad.
Kitap olsun ya da olmasın fırsatım varken seni öldürmeliydim.
¡ No hay revelaciones en este libro!
Bu kitapta vahiy ile ilgili hiçbir şey yok! "
Quizá pueda ser un buen capítulo, -... o incluso un libro completo.
- Bundan iyi bir bölüm hatta kitap çıkabilir.
¡ No, creo que es estúpido escribir un libro... si nadie va a estar por aquí para leerlo!
Hayır aptalca olan kimse okuyamayacakken bir kitap yazmak.
Pero, centrémonos, acabando mi libro.
Ama kitabımı bitirmeye odaklanalım.
Sí, pero puedes apostar que ella y el Libro van a estar... escondidos hasta que todo esto acabe.
Evet ama o ve kitabın tüm bunlar bitene kadar bir yerde saklanacağına emin olabilirsin.
¿ Qué hay del Libro de los Condenados?
Lanetler Kitabı'nda ne var?
Es un hechizo del Libro de los Condenados, chicos.
Bu Lanetler Kitabı'ndan bir büyü çocuklar.
Cariño, en mi libro, eso te hace perfecta.
Tatlım benim kitabıma göre bu doğuştan elde edilmeli.
Es una jugada del Libro de jugadas de Colt Bennett.
Bu tam Colt Bennett'in kitabına uygun bir hareket.
Nunca debería haberle comprado ese libro para colorear que explica el Mes Negro de la Historia.
Siyahi Tarihi Ayı'nı anlatan boyama kitabını almayacaktım ona.
Querida mujer, ¿ podrías, por favor, leer otro libro?
Aman be kadın, başka kitap okusana.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]