Translate.vc / испанский → турецкий / Mademoiselle
Mademoiselle перевод на турецкий
2,178 параллельный перевод
Mademoiselle Patricia Lane era una admiradora fanática de Sir Arthur Stanley. Y cuando lo visitó en el hospital encontró el álbum familiar de donde tomó esta fotografía.
Matmazel Patricia Lane, Sir Arthur Stanley'in fanatik hayranlarındandı, ve onu hastanede ziyarete gitti... aile albümünü buldu ve bir fotoğrafı aldı.
Cuando usted estaba conmigo, Mademoiselle Patricia Lane ya había sido asesinada.
Siz bizimleyken, Matmazel Patricia Lane çoktan ölmüştü.
Pero no era mademoiselle Patricia Lane. Pues la pobre mademoiselle, yacía muerta sobre el suelo de su cuarto.
Ama la pauvre zavallı matmazel yerde yatarken sizin konuştuğunuz kişi Matmazel Patricia Lane değildi.
Era su cómplice. Mademoiselle Valerie Hobhouse.
Suç ortağınız, Matmazel Valerie Hobhouse'tu.
Quizá invitarle un vaso de vino a una hermosa mademoiselle... ordenar una linda botella de cerveza importada.
Bana güzel bir Mademoiselle şarabı alırsın. Kendine de bir şişe önemli bir bira alırsın.
Gracias, señorita.
Merci, mademoiselle.
- Está bien, Mademoiselle?
Onunla tanışan herkes kötü etki bırakıyor.
- Para con el "Mademoiselle"!
O iyi bir çocuk.
- Dónde está Mademoiselle Gilot?
- Matmazel Gilot nerede?
- Mademoiselle no está aquí.
- Evde değil mi?
Dígame, mademoiselle Leonie
Söyleyin, Matmazel Leonie.
Dígame, mademoiselle, ¿ discutían monsieur Renauld y su hijastro a menudo?
Peki, Mösyö Renauld ve üvey oğlu sık sık konuşurlar mıydı?
En este momento, mademoiselle, las sospechas apuntan a dos individuos.
Şu an için, matmazel, şüpheler sadece iki kişi üzerinde yoğunlaştı. - İki mi?
Mademoiselle.
Matmazel?
Pero si es así, mademoiselle, fue poco sabio por parte de Jack Renauld ocultarlo.
Ama bu durumda, matmazel, Mösyö Renauld'nun gerçekleri saklaması çok aptalca olur.
¿ Y quién cree usted que es el verdadero asesino, mademoiselle?
Size göre gerçek katil kim, matmazel?
Mademoiselle, si debo salvar a monsieur Jack Renauld, es necesario que hable con él sin demora.
Matmazel, Mösyö Renauld'yu kurtarmak için, onunla vakit kaybetmeden konuşacağım
Mademoiselle, ¿ usted y su madre estarán allí?
- Oui. ( Evet. ) matmazel, siz ve anneniz orada olacak mı?
No se preocupe, mademoiselle, todo irá bien.
Korkmayın, her şey yoluna girer.
- Bonjour, mademoiselle.
- Bonjour ( İyi günler ) matmazel.
Mademoiselle, me gustaría visitar la habitación de monsieur Jack Renauld.
Matmazel, sakıncası yoka Mösyö Jack Renauld'yu görmek istiyorum.
Mademoiselle Leonie, es posible que yo sea lo único que separe a su señor de la guillotina.
Matmazel Leonie, şu anda o ve giyotin arasındaki kişi benim.
Hablo de mademoiselle Bella Duveen, mon ami.
Matmazel Bella Duveen'den bahsediyorum, mon ami.
Mademoiselle Bella Duveen, s'il vous plaît.
Matmazel Bella Duveen, s'il vous plait ( lütfen. ).
Mademoiselle Duveen, ¿ por qué asesinó a monsieur Paul Renauld?
Matmazel Duveen, Mösyö Paul Renauld'yu niye öldürdünüz?
Pero dígame, mademoiselle Duveen, ¿ por qué se llevó el abrecartas del despacho del señor Bex?
Ama söyleyin, Matmazel Duveen, bıçağı Mösyö Bex'in ofisinden niçin aldınız?
Merci, mademoiselle Duveen.
Merci ( Teşekkürler ), Matmazel Duveen.
Mientras tanto, mademoiselle Bella Duveen torturada por su amor a Jack Renauld decidió hacerle una última visita para implorarle, ignorante de su supuesta marcha hacia Santiago,
Bu sırada Matmazel Bella Duveen, Jack Renauld'nun aşkından yanıp tutuşuyordu, ve onu son kez görmek istiyordu ama onun Santiago'ya gittiğini bilmiyordu.
Saltó a la tumba. En el preciso momento en el que apareció mademoiselle Bella Duveen, quien se hizo un corte en la mano y se desgarró la manga de su vestido con una zarza, a poca distancia del nuevo bunker.
Çukura girdi bu sırada Matmazel Bella Duveen oraya geldi, saçının ve elbisesinin bir kısmını yeni çukurun yanındaki güllere taktırdı.
A mademoiselle Bella Duveen con la ropa manchada de sangre.
Matmazel Bella Duveen'in elbiseleri kanlıydı.
Y mademoiselle Bella Duveen vio a Jack Renauld en la tumba con el cadáver de su padrastro.
Ya Matmazel Bella Duveen? O da Jack Renauld'yu çukurda gördü, üvey babasının cesedinin yanında.
porque fue el tercer abrecartas, el que mademoiselle Bella Duveen tomó de la oficina de monsieur Bex.
Çünkü matmazelin Mösyö Bex'in ofisinden aldığı üçüncü bıçaktı,
Se trata de mademoiselle Duveen.
Matmazel Duveen'le konuştun mu?
¿ Existe otro Mademoiselle?
- Başkaları da mı var, Matmazel?
Está a salvo, Mademoiselle, su hermano está a salvo.
Güvende, Matmazel. Kardeşiniz güvende.
- Hola. Bonjour Mademoiselle.
Günaydın, Matmazel.
Mademoiselle, es posible que esta pregunta le resulte muy extraña pero ¿ tiene usted en su poder una bata con las iniciales T. A.?
Matmazel, size çok garip bulacağınız bir soru soracağım. Üzerinde T.A. işlemesi bulunan bir geceliğiniz var mı?
Mademoiselle Sarah me interesa examinar el armario de las medicinas.
Matmazel Sarah, ecza dolabını görmek istiyorum.
El viernes se celebra una fiesta a la que todos están invitados, incluidos usted y su hermana Mademoiselle Theresa.
Bu Cuma akşamı herkes bir partiye davetli. Siz ve kardeşiniz Matmazel Theresa da.
Desde la ventana, Wilhemina lawson y Mademoiselle Sarah, vieron a dos personas huyendo de la casa pero no consiguieron ver de quién se trataba.
Wilhemina Lawson ve Matmazel Sarah pencereden bu iki kişiyi kaçarken gördüler ama kim olduklarını çıkartamadılar.
Monsieur Charles y su hermana Mademoiselle Theresa entraron en la casa para robar lo que por derecho les pertenecía.
Mösyö Charles ve kız kardeşi Matmazel Theresa. Bu eve hakkınız olduğunu düşündüğünüz şeyleri çalmaya geldiniz.
- Mademoiselle... ¿ Habla inglés?
Matmazel, ingilizce biliyor musunuz?
He vivido en París dos años, mademoiselle.
Siktir! İki yıl Paris'te yaşadım matmazel ve dört yılda Madrid'de yaşadım.
Con seguridad, mademoiselle.
Tabii ki, matmazel.
A su disposición, mademoiselle.
Emrinizdeyim, matmazel.
No, es Mademoiselle.
Hayır, burası Mademoiselle.
- Mademoiselle.
- Selam.
- Hasta luego, Mademoiselle.
- Güle güle, matmazel. - "Eğer becerilmiş hissediyorsan, becer."
Mademoiselle.
Matmazel...
El segundo abrecartas se lo regaló a mademoiselle Bella Duveen.
İkinci bıçak Matmazel Bella Duveen'e hediye ettiğinizdi.
- Ven ahora, mademoiselle.
- Gelin şimdi, Matmazel.