Translate.vc / испанский → турецкий / Mandarin
Mandarin перевод на турецкий
204 параллельный перевод
Zapatillas de Mandarín.
Mandarin Terlikleri.
Son mandarines.
Mandarin.
Señor Wu, Su Excelencia os aguarda en la Torre del Pato Mandarín.
Üstad Wu, ekselansları sizi Mandarin ördek kulesinde bekler
Torre del Pato Mandarín.
"Mandarin Ördek Kulesi"
Está con el Comandante y el Profesor Zheng bebiendo en la Torre del Pato Mandarín, aguardando mi informe.
Kumandan Zheng ve Ekselanslarıyla birlikte Mandarin ördek kulesinde içiyorlardır Lütfen affedin beni
Puedes reunirte con ella en el club Mandarin de Yokohama,
Buluşma yerimiz,... Yokohama, Club Mandarin.
Fuera de un budín, uno seguramente puedes pescar un mandarín. ¿ Qué sigue? .
Kendim yoğurtlu yemeğimden bir mandarin alamaz mıyım?
Me gustaría presentarte a mi amigo y colega, MacGyver. ( hablando Mandarin )
Sizi arkadaşım ve meslektaşım MacGyver'la tanıştırayım.
Usted habla Mandarin.
Acaba siz Mandarin dilini biliyor musunuz?
Y deberían. ( hablando Mandarin )
Alabilir miyim.
Puerco moo shoo, carne szechwan, pato... de Wong Boys.
Moo Shoo domuzu, Szechwan biftek, Mandarin ördek... Wong Kardeşler'den.
Sólo el mandarín.
Sadece Mandarin lehçesini.
Esta gente mayor no comprende el mandarín.
Benim adım wada. Bu yaşlı insanlar Mandarin dilinden anlamaz.
Yo hablo el mandarín mejor que tú.
Benim gibi Mandarin dilini bilmiyorsun.
¿ Vio muchas películas chinas antes de la primera?
İlk filminde oynamadan önce birçok Mandarin filmi...
Decía que no inventó la sangre en las películas chinas... pero que la violencia en sus películas se justificaba.
Mandarin filmlerindeki kanlı vahşetin onun buluşu olmadığını kendi filmlerindeki şiddetin hep bir sebebi olduğunu söylerdi.
Esta bien. Está- - Está en el mandarín en Belville.
O şu anda Belville deki Mandarin de.
Sí, mandarín.
Evet, Mandarin.
¿ Habla usted mandarín?
Mandarin ile konuştun mu?
Satsuma mandarin.
- Satsuma mandalinası.
¡ Hey, todos los chinos deberían hablar mandarín! ¿ No te dijeron eso los profesores?
Tüm Çinliler'in Mandarin konuşabiliyor olması lazım, size bunu öğretmediler mi?
¿ No sabes hablar Mandarín?
Mandarin konuşamıyor musun?
Probé un virus una vez. Para Chino Mandarín, ¿ sabes?
- Bunu bir kere Mandarin Çinlisi için yapmıştım.
Va a haber una fiesta VIP en el mandarín oriental esta tarde donde estarán ellos, y también yo.
Öğleden sonra Mandarin Oriental'daki partide olacaklar. Benim gibi.
- Mandarín.
- Mandarin.
Tu mandarin es muy malo.
Liderin rezil biri.
Everett en el Grand Hyatt, yo en el Mandarín.
O Grand Hyatt'ta, ben Mandarin'de.
¿ Usted habla mandarín?
Sen Mandarin lehçesini biliyorsun.
Déjame ver si lo entiendo juegas al tenis, sabes de vinos y hablas mandarín.
Bakalım doğru anlamış mıyım? Tenis oynuyorsun, şaraptan anlıyorsun ve... Mandarin dilini biliyorsun.
Hablo con soltura Mandarín, Ruso, Español, tres dialectos Goa'uld, Teneese, Golap y el todavía no nombrado lenguaje de la gente de las cavernas de P3K-447
Mandarin, Rusça, İspanyolca, üç Goa'uld lehçesi Teneeze, Golap ve P3K-477 mağara insanlarının adı konmamış dillerini konuşuyorum.
Pez Mandarín, cuanto tiempo. - ¿ Qué haces por aquí?
Mandarin Fish ( Çinli Balık ), uzun zaman oldu görüşmeyeli.
Viajé a Shanghái a estudiar mandarin.
Şangay'a gidip Mandarin öğrendim.
Si me disculpan tengo Clase de chino y Mandarin.
Şimdi, eğer izin verirseniz, Mandarin Çincesi dersim var.
Mandarín.
- Mandarin ( Çincede bir lehçe )
Los patos mandarín se están cortejando.
Mandarin ördekleri kur yapıyor.
La hembra de mandarín anida en un agujero del árbol y cuando es hora de marchar ella lidera el camino.
Dişi mandarin ördeği bir ağaç kovuğuna yuva yapar. Ve yuvayı terk etme zamanı geldiğinde yolu o gösterir.
Larry Lin, nuestro intérprete de mandarín - está a unos cinco minutos.
Larry Lin, Mandarin çevirmenimiz beş dakika içinde burada olacak.
( Mikan = Mandarina )
[Mikan = Mandarin portakal]
La primavera se ha adelantado para los patos mandarines.
Bahar, Mandarin Ördekleri için de erken geldi.
En mandarin se dice que en ésta época los fantasmas están hambrientos
Aslında Çin de bu ay aç hayaletler zamanı olarak bilinir.
¡ Mientras mas cerca estamos de elevar las ruinas del templo! ¡ Mas cerca estamos de que nos maten esos lunaticos!
Mandarin'in tapınağını ortaya çıkarmaya yaklaştıkça bu bağnazlar tarafından havaya uçurulmaya da yaklaşıyoruz, ona göre.
Tiene que entender, el hombre dueño de esta ciudad, fue uno de los hombres mas malvados hace miles de años.
Anlamanız gerek. Mandarin hanedanı, en karanlık, en gözü dönmüş hanedandı.
Estoy enojado Li Mei, estoy tan enojado que cuando el Mandarin aparesca, seras tú quien lo reciba y no yo.
Çok kızgınım Li Mei. Mandarin yeniden doğduğunda onunla ben değil, sen karşılaşacağın için kızgınım.
El Mandarin...
- Mandarin'den.
Cinco han sido creados para El Mandarin, pasa su vida despues de la muerte.
Beş tanesi ; onu ölüm sonrasına taşımaları için Mandarin'e özel yapıldı.
Entonces, una vez que estas son encontradas, - ¿ El Mandarin va a volver a la vida?
Yani o şeyler bulununca Mandarin yaşama yeniden mi dönecek?
Detiene a los Elementales y prevendras que El Mandarin resucite.
İblisleri durdurursan ; Mandarin'in dirilişine engel olabilirsin.
El Mandarin resucitara, y muchos moriran en el Este y Oeste, sus almas seran ofrecidas a...
- Büyük Mandarin dirilince hem doğuda hem batıda çok kişi ölecek. Ruhları, bedel olarak alınacak...
Tengo una responsabilidad, ha sido pasado de padre a hijo desde la dinastia de El Mandarin.
Benim bir sorumluluğum var. Mandarin hanedanından bu zamana kadar hep babadan oğla geçti.
Él es el caballero de hierro, él esta destinado a luchar contra El Mandarin.
O adam demir şövalye. Yeniden doğan Mandarin'le dövüşmek onun kaderi.
Son así.
Mandarin'den.