Translate.vc / испанский → турецкий / Mea
Mea перевод на турецкий
398 параллельный перевод
Aquí la gente sólo derrocha "mea culpas" y "gloria patris".
Burada insanlar sadece fakir...
¡ Quién no mea en compañía o es ladrón o es espía!
Sen gidiyorsan, benim de gitmem gerek.
Mea culpa.
Oldukça geciktim.
Mea culpa. La culpa es mía.
Tamamen benim suçum.
Mea culpa
Mea culpa
Mea maxima culpa
Mea maxima culpa
Mea, si éste es un ataque ¿ cuáles son las armas del enemigo?
Bu bir ataksa, düşmanın ne silahı kullandığını sorabilir miyim?
Mea, quiero que me indique el diseño de estos edificios.
Gemiyle bağlantı kurmalıyız. Bu kompleksin bir taslağını istiyorum.
Ya no se mea dentro.
Artık yatağını ıslatmıyor.
Se levanta, y mea fuera de la cama.
Kalkıp yatağının etrafına işiyor.
No se mea en el agua.
Suya işemek yok.
Si usted conoce el significado de la cita en latín, "Mors tua vita mea"
Şu Latin özdeyişinin anlamını bilir misin? "Mors tua vita mea."
¡ Ey, Pingüino! ¿ Cómo va a ayudarte esa frase "Muerte tua vida mea" ahora?
Penguen, bakalım o Latin sözü şimdi sana yardımcı olacak mı.
No deberían mirar a la gente cuando mea.
İnsanları işerken izlememelisiniz.
Y acabará matando al vecino porque su perro le mea en el césped.
Sonunda da köpeği bahçene işediği için | komşunu infaz edeceksin.
Para una salud de hierro, mea tanto como un perro ".
Aslanlar gibi olman için, köpekler gibi sık işemen lazım. "
Mea.
İşe.
Mea, abriendo bien las piernas.
Aç bacaklarını.
Ella vomita y mea sin parar.
O kusuyor ve mea durmadan.
- Llora más y mea menos.
- Daha çok ağla, daha az işe.
Tengo que ver a este, que se mea encima todas las mañanas y eso que tiene 25 años.
Her sabah yatağına işeyen bir oğlum olmak zorunda! On beş yaşında bir oğlan! Altına kaçırıyor!
Encarcelando un montón de monjas, un tipo mea en mi pierna y pierdo mi perro policía especial,
Rahibe grubunu çevir, üzerine herifin biri işesin.
- Mea ahí.
- İşemeye gidiyordum.
No voy a matar a un crío que todavía se mea en los pantalones.
Henüz altına eden bir çocuğu öldürmeyeceğim. Şimdi defol buradan!
Y no... Éste hasta mea rojo.
Bu adamın çişi bile kızıl.
Mea sobre esto!
İşe üzerine!
Éste es Jonathon, mi compañero de habitación. Se mea en la cama.
Seni Jonathon'la tanıştırayım, oda arkadaşım ve sürekli olarak yatağına işeyen kişi.
¡ Se mea encima y ni se entera!
Altına yaptığını bile farketmiyor.
Mea de pie.
İşini ayakta yapıyor.
! Alguien se mea en mis hortensias!
Biri ortancalarımın üstüne işemiş!
Se mea en el jardín, está matando las flores, vacía las neveras.
Bahçeye işiyormuş. Tüm çiçekleri mahvediyor. Dolapta ne varsa bitiriyor.
Pueden decir que ahora soy yo el que se mea en la cama.
Koca Fred step dansı yaparken, sen daha altına kaçırıyordun.
Pueden decir que ahora soy yo el que se mea en la cama. ¿ Y qué?
Şimdi onun yatağına işeyenin ben olduğumu söyleyebilirsin.
- Y luego, a ver quién mea más lejos.
- Ve sonrada uzakta işeriz.
" Es un marine biónico que mea fuego
" Herif asit işiyor, ordunun biyonik askeri
Mea culpa.
Benim hatam.
Cantinero, déme un par de copas, Donde cualquier asno mea Debes empujárselo hasta bien dentro de las gargantas de los cabrones esos.
Barmen, şu pisliklerin boğazlarına boşalttığın eşek çişinden bana da birkaç kadeh ver.
Si quisiera reírme, lo miraría mientras mea.
Şaka isteseydim seni işerken seyrederdim.
Le dieron en Navidad una muñeca que se mea encima.
Kız, yılbaşı hediyesi olarak kendiliğinden işeyen bir bebek almış.
¿ Acaso un caballo no mea cuando quiere?
O at boku, kiminle aşık attığını bilmiyor.
Mea en el callejón.
Sokak arasına işeyin işte!
¡ Mea encima y brillará más!
Üzerine işersen parlayacaktır!
Mea entonces. ¿ Todo bien?
İşemeliyim. O zaman işe.
¡ Entonces mea afuera!
Dışarıya işe o zaman!
Mea culpa.
Tanrı beni affetsin.
En el Ruppert, un buen estudiante... es alguien que viene a clase y no se mea encima del profesor.
Ruppert'ta başarılı öğrenci sınıfa gelip de öğretmenin üstüne işemeyen biridir.
Lo sé.
Mea 3.
Soy Mea 3.
Etkinliğinizden dolayı sizi kutlarım.
Vendikar está atacando. Mea, cuida de nuestros invitados.
Mea, konuklarımızla ilgilen.
Mea. ¿ Qué cree que está haciendo?
- Ne yapıyorsun?
No quiere crecer No sabe cocinar... ... Mea de pie...
Serbestsin, eve gidebilirsin.