Translate.vc / испанский → турецкий / Màs
Màs перевод на турецкий
663 параллельный перевод
MÀS QUE GLORIFICAR AL MATÓN O AL CRIMINAL.
DÜRÜSTÇE ANLATMAYI HEDEFLEMEKTEDİR.
No existe nada màs mesurado que una momia.
Bir mumyadaki saygınlık hiç kimsede yoktur.
No hay negocio màs provechoso que declarar la guerra a EE.UU. y perderla.
A.B.D'ye savaş ilan edip sonra da yenilmekten daha karlı bir iş yoktur.
¡ Esto es màs importante que el apareamiento!
Bu çiftleşme mevsiminden daha önemli!
- Entonces, màs dura serà su caída.
- Ne kadar büyükse, o kadar güç düşer.
Y nosotros somos màs astutos.
Aklımızla yeneriz.
La nueva bomba se basa en el quodio. Es 1 00 veces màs potente que el hidrógeno.
Bu yeni bomba hidrojenden 100 kat daha güçlü, kuodyumdan.
- ¿ Alguna pregunta màs?
- Başka soru?
Ya estoy màs tranquilo.
Yüreğime su serpti.
- Intente tener màs cuidado.
- Daha dikkatli olmaya çalışın.
Con el Dr. Kokintz, nuestra posición serà màs ventajosa.
Dr. Kokintz'i alırsak daha iyi pazarlık şansımız olur.
- ¿ Qué màs pediría una chica?
- Bir kız başka ne isteyebilir?
Tenemos la bomba Q, el arma màs destructiva del mundo.
Dünyanın en tahrip edici silahı olan Q-bombasını ele geçirdik.
¡ Es lo màs honrado!
Dürüst olan bu.
¡ Lo màs prudente!
Akıllıca olan bu!
Hay màs hombres armados que nunca en la historia.
Tarihte hiç olmadığı kadar çok asker silah altında.
¿ Pero còmo verá la historia que un país de gran tamaño ataque al màs pequeño del mundo?
Ama tarih, bizim gibi büyük bir ülkenin dünyanın en küçük ülkesine saldırdığını yazmalı mı?
En Alemania nos gastamos màs por ciudad.
Almanya'da bir şehre bundan fazla harcadık.
América desea la paz màs que nada.
Amerika barıştan başka bir şey istemiyor.
Mi lealtad està del lado màs fuerte.
Bağlılığım en güçlü tarafa olur.
Lo discutiremos màs tarde.
Bunu sonra tartışırız.
¡ Si trabaja màs, comerá màs!
Çalıştıkça daha fazla yiyor!
Quitaré esas rocas y así tendréis màs tierras.
Kayaları temizlerim, daha çok ekim alanınız olur.
¡ El hombre màs fuerte!
Yaşayan en güçlü adam!
Puedo hacer màs cosas.
Sizin için daha çok şey yaparım.
- Pero os gusta màs el pescado.
- Majeste balığı daha çok sever.
No habrà màs cárceles.
Hapishane kalmayacak.
Sòlo necesitaba unos días màs para acabar mi barco.
Gemimi bitirmek için sadece birkaç gün gerekliydi.
Soy màs grande que una flota.
Ben bir filodan büyüğüm.
Es màs que un huevo.
O yumurtadan öte bir şey.
- Y el màs atractivo.
- Ve en yakışıklı.
- Màs no precisàis guerra ni cárceles.
- Savaşa ve hapse gerek yok.
- ¿ Qué màs da?
- Ne fark eder?
La flota màs poderosa de la historia.
Tarihin en güçlü donanması.
¡ La Orden Liliputiense, el màs alto galardón militar!
Lilliput Nişanı, en büyük askeri ödül!
¡ Nuestro emperador, cuya cabeza està màs allà de las nubes, espera!
Çabuk! Başı bulutlardan yüksek imparatorumuz bekliyor!
¿ Dònde està el sacrificio màs allà del deber? ¿ El heroísmo?
Görev çağrısının ötesindeki fedakârlık, kahramanlık nerede?
El emperador os odia, porque sois màs importante que él.
İmparator senden nefret ediyor, çünkü ondan daha önemli oldun.
Sed libre y comed los huevos como màs os gusten.
Özgürlüğe ve istediğin gibi yumurtalarına git.
Sois el màs grande.
Çözecek. Sen en büyüksün.
Mi colección de los animales màs pequeños del mundo.
Dünyanın en küçük hayvanları koleksiyonum.
Es la colecciòn màs insólita.
Tarihin en ender koleksiyonu.
Es el depredador màs fiero de su tamaño en cautividad.
Kendi boyutunda, esaret altındaki en vahşice dövüşen canlı.
Y los mayores menudos, los màs bobos.
Küçük büyükler herkesten daha aptal.
Me gustaría saber màs sobre él.
Onu daha iyi tanımak istiyorum.
¿ Màs las esencias de la alquimia?
Ve simya ruhları mı?
Es màs fàcil hacer un monedero con la oreja de un tejón.
Domuz kulağından ipek çanta yapmak daha kolaydır.
Los brobdingnagenses son los màs sabios del mundo.
Brobdingnag'lılar dünyanın en bilgili insanlarıdır.
Ahora es màs culpable que nunca.
Şimdi çok daha suçlu.
No puedes hacer nada màs.
Daha fazlasını yapamazsın.
- REGRESO MÀS TARDE ¿ Cómo va la ejecución en la horca?
Pekala, şuradakine ne dersin?