Translate.vc / испанский → турецкий / Novio
Novio перевод на турецкий
26,165 параллельный перевод
Desde entonces, otros tres pacientes han presentado síntomas... dos enfermeras y el novio de la Dra. Sanders.
O zamandan beri, belirtileri gösteren üç hasta daha var iki hemşire ve Dr. Sander'ın sevgilisi.
Britney estaba resfriada, se la llevaron para observarla, pero el novio de su mamá... el chofer del autobús, sí... dice que sufre de alergia al polen.
Britney burnunu çekiyordu, gözlemleme için onu aldılar ama annesinin sevgilisi otobüs şoförü olan aynen, bahar nezlesi olduğunu söyledi.
Su novio murió después de eso.
Bir süre sonra da sevgilisi vefat etti.
Su novio murió poco después, sugiriendo que el virus puede replicarse en un rango acelerado.
Erkek arkadaşı da çok kısa bir süre sonra vefat etti. Virüsün artan bir hızla yayıldığını düşünüyorum.
Las enfermeras dijeron que su novio vino siempre aquí cada mañana para verla.
Hemşireler erkek arkadaşının gece nöbetlerinden sonra, mutlaka onu görmeye geldiğini söylemiş.
Creo que el hombre que vimos era el novio de la doctora, lo que significa que o bien él la enfermó o ella lo infectó.
Sanırım kadın doktorun yanında gördüğümüz erkek doktor da onun sevgilisiymiş, yani ya o kadına bulaştırdı ya da kadın ona bulaştırdı.
Su novio.
Erkek arkadaşı.
Mi novio es policía.
Erkek arkadaşım polis.
Si por ninguna otra razón que no le gustaría a mi novio.
Başka bir sebebi olsaydı zaten erkek arkadaşım hiç hoşlanmazdı.
¿ Y con tu novio?
Peki erkek arkadaşınlayken?
Me ayudó a enviarle un mensaje a mi novio.
Erkek arkadaşım için mesaj göndermeme yardım etmişti.
¿ Qué hay del novio?
Erkek arkadaşı nerede peki?
Osea que tu novio pelea en el lado de los buenos ¿ no?
Tanrım, sevgilin gerçekten de iyilerin tarafında savaşıyormuş, değil mi?
Mi último novio no era demasiado hablador.
Önceki erkek arkadaşım pek konuşkan sayılmazdı.
¿ Tiene novio?
Sevgilisi var mı?
El novio denunció su desaparición hace seis meses.
Sevgilisi altı ay önce kız için kayıp ihbarı vermiş.
Quizás no quiere que su novio sepa dónde está.
Belki de sevgilisinin, nerede olduğunu bilmesini istemiyordur.
No quería que su novio lo supiera.
Sevgilisinin öğrenmesini istememiş.
Asustaste tanto a tu novio que te denunció como persona desaparecida.
Sevgilini o kadar korkutmuşsun ki kayıp ihbarı vermiş.
No puede imaginar lo desesperada y asustada que tienes que estar para dejar tu auto y tu ropa así puedes desaparecértele a tu novio.
Yani sevgilin izini kaybetsin diye arabanı ve kıyafetlerini almadan gidecek kadar çaresiz kalıp korkmanın ne demek olduğunu bilemezsin sen.
♪ Pero mi novio es el más raro ♪
# Ama benim damadım en tuhafı içlerindeki
♪ Mi novio es un idiota ♪
# Benim damadımdan yok daha eziği
¿ Ese es tu otro novio?
Diğer sevgilin mi?
Es sólo, si tuviera un novio de ocho meses haciendo bromas acerca de suicidarse, Querría que consiguiera ayuda profesional.
Sadece, eğer 8 aylık erkek arkadaşım intihar etmekle ilgili şakalar yapsaydı profesyonel yardım almasını isterdim.
Por eso deberías habérmelo dicho a mí, tu novio, que podría ayudarte.
Bu yüzden bana, erkek arkadaşına, sana yardım etmesi için söylemen lazımdı.
- No eres mi novio. - ¿ Qué?
- Bneim erkek arkadaşım değilsin.
- No seguiste tu plan porque tu novio no quería huir contigo.
- Plâna sadık kaldın çünkü erkek arkadaşın seninle birlikte kaçmazdı.
- Mi novio está desaparecido.
- Sevgilim kayıp.
Ella presumiendo de su nuevo novio en Atlanta.
Atlanta'daki erkek arkadaşıyla övünüyor.
Al igual que usted va a ayudar a su novio triste-culo sabiendo que ella ha estado durante dos meses?
Sanki onun iki aydır tanıdığı üzgün salak erkek arkadaşına yardım edeceksin.
Y su novio de una y otra vez
Ve onu tekrar tekrar erkek arkadaşı.
Ella tiene algo por el novio de mi nieta
Torunun kız arkadaşı için bir şeyleri var.
Mike es, el novio de Eliot, creo.
Mike, sanırım Eliot'un erkek arkadaşı.
La única boda que he visto en mi vida era cuando mi novio encerrado tenía que casarse con esta puta embarazada que se vio obligado a coger a punta de pistola, así que...
Bulunduğum tek düğün gizli gay erkek arkadaşimin... bir fahişeyi hamile biraktiği için zorla evlendirilmeye zorlandiğiydi.
Oye, Rojas, ¿ puedes decirle a tu novio contemplativo que se relaje?
Rojas, şu adi sevgiline sakin olmasını söyler misin?
¿ No tienes novio?
Sevgilin yok mu?
Porque mi novio es un imbécil tramposo.
Çünkü erkek arkadaşım bir moron. Beni aldattı.
¿ Nuevo bikini para nuevo novio?
Yeni sevgiliye yeni bikini ha?
Lo extraño era que siempre que me molestaba iba mal en exámenes o peleaba con un amigo o rompía con un novio, Tranquilamente me hacia un paratha y disfrutaba comiendo todo sola.
Tuhaf olan şey ise üzgün olduğum zaman kötü bir not aldığımda, yada bir arkadaşımla kavga ettiğimde yada erkek arkadaşımdan ayrıldığımda sessizce kendime gözleme yapar ve tek başıma yemekten keyif alırdım.
No lo creo, pero por lo que oí, no parece que tu papá sea un tipo cualquiera. Creo que era su novio.
Sanmıyorum ama duyduklarıma göre baban herhangi bir adam değilmiş.
Si, y después mi prima dijo que él era mas como su novio o algo.
Evet, sonra kuzenim dediki o sanki onun erkek arkadaşıymış ya da onun gibi birşey işte.
Solo si sois el novio.
Bu sadece damat için geçerli.
¿ Puede que tenga un novio?
Sevgilisi vardır belki.
¿ Un novio? Ya me gustaría.
- Erkek arkadaş mı yoksa?
Debe tener un novio especial, una mariposa bella como usted.
- Keşke. Senin gibi güzel bir kelebeğin özel bir erkek arkadaşı olmalı.
( VOZ BAJA ) "El novio de mamá dice que haga estas cosas".
Annemin erkek arkadaşı böyle şeyler yapmanı istiyor.
Deseaste que mi novio desapareciera.
- Erkek arkadaşımın gitmesini istedin.
¿ Novio?
- Erkek arkadaş mı?
Sí. Bueno, ya sabes, era esto o sentarse en casa... y escuchar a mamá quejarse sobre su estúpido novio.
Biliyorsun, ya buraya gelecektim ya da evde oturup annemin aptal sevgilisini şikayet temesini dinleyecektim.
El sonrojado novio.
Utangaç damat da burada.
Su novio fue apuñalado hasta morir mientras dormía.
Erkek arkadaşı uyurken bıçaklanarak öldürülmüş.