Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / испанский → турецкий / Odió

Odió перевод на турецкий

174 параллельный перевод
Él siempre me odió, incluso de niños.
Benden hep nefret etti, çocukken bile.
Kim, tu padre nunca te odió.
Kim, baban asla senden nefret etmedi.
Y si usted me odió Tanto como usted finge
- 1500 pezo. - Pek fazla değil senyor.
En el momento en que dijo "te amo", ella cogió un palillo de dientes, y él la odió toda la vida.
Bir an "seni seviyorum" dedi kadın bir kürdan kullanmayı denedi. O andan itibaren ebediyen kadından nefret etti.
- Siempre odió a Marlene Dietrich.
- Marlene Dietrich'ten hep nefret etmiştir.
El público me odió.
Benden nefret ettiler.
¿ "Odió"?
"Nefret" mi?
Papá se odió a sí mismo y a su trabajo.
Babam kendinden de işinden de nefret etti.
Lo odió... posiblemente.
Nefret etti. Gerçekten nefret etti.
Ella siempre odió que me fuera con el equipo.
Her zaman benden uzakta olmaktan nefret ederdi.
Se durmió llorando cada noche y le odió por ello.
Her gece uykusunda kendi için ağladı. Bunun için ondan nefret etti.
Siempre odió mi salsa de almejas.
Midye sosumdan hep nefret ederdi.
Mi padre odió a los abogados toda su vida.
Babam bütün hayatı boyunca avukatlardan nefret etti.
Odió no saber qué hice sobre todo cuando fue algo bueno.
" Ne yaptığımı bilmemekten nefret ediyorum.
Siempre significó mucho para Les pero siempre odió cómo la cantaba Ray.
Bu şarkı Les'e çok şey ifade ederdi ama Ray'in söylemesini hazetmezdi.
Ud. siempre me odió.
Her zaman benden nefret ettin.
Izzy siempre odió hasta el olor de las pinturas de alquitrán de Geronimo, pero amaba las pequeñas ironías de la vida.
izzy, Geronimo'nun katran resimlerinin kokusundan bile nefret ederdi ama hayatın cilvelerini severdi.
Siempre lo odió, ¿ verdad?
Ondan hep nefret ettin değil mi?
Me odió desde el día en que nací.
Doğduğum günden itibaren benden nefret etti.
- Odió mi cuento también.
- Biliyorsun, o benim hikayemden de nefret etti.
ORIGINALMENTE PROGRAMADO PARA SER EMITIDO EL 31 DE MAYO DE 2000 FRACASÓ ANTE UNA AUDIENCIA DE PRUEBA QUE LO ODIÓ Y, TARDE O TEMPRANO, SE PERDIÓ BAJO UNA PILA DE EPISODIOS INÉDITOS DE WONDERLAND Y DE WASTELAND.
31 Mayıs 2000'de yayınlanması planlanmış, ondan nefret eden test izleyicilerde kaybolmuş, nihayetinde de bir yığın yayınlanmamış Wonderland ve Wasteland bölümü altında kayıplara karışmıştır.
- Rob te odió por eso.
- Rob bu yüzden senden nefret ediyor.
- La odió.
- Etti.
¿ O una tabla de pino... tirada y cubierta por el barro... que diga : " George Wallace... odió?
YOKSA TÜKÜRMELERİNİ Mİ GEORGE WALLACE
Pero la mamá de Carmen me odió desde el inicio.
Ama Carmen'in annesi baştan beri benden nefret ediyor.
El siempre odió esa canción.
O şarkıdan hep nefret etmişti.
Las cargas se hacían más pesadas con la lluvia... Y nunca nadie odió tanto algo, como nosotros a esas mochilas.
Yükler yağmurda ağırlaştı o yüklerden hiçbirşeyden etmeyeceğimiz kadar nefret ettik.
De un muchacho que odió la Pascua porque tenía que buscar los huevos.
Bunu, sırf yumurta için paskalyadan nefret eden çocuk mu söylüyor?
Dee Dee lo odió, pero creo que las canciones eran muy buenas.
Dee Dee nefret etti, ama bence şarkılar çok iyiydi.
Niños, cuando un papá se entera de que una mamá siempre lo odió necesita irse un tiempo para pensar.
Çocuklar, bazen bir baba çocuklarının annesinin ondan hep nefret ettiğini öğrendiğinde düşünmek için biraz uzaklaşması gerekir.
La odiaba, siempre la odió.
Nefret ederdi. Her zaman da etti.
Si el mundo los odia recuerden que me odió a mí primero.
Dünya sizden nefret ediyorsa önce benden nefret ettiğini hatırlayın.
Hablé con él como Sam y no me odió.
Kendim olarak konuştum, Sam, ve benden nefret etmedi.
Y, de echo, se dice que ella odió que sus pequeños torneos de golf se convirtieran en campamentos de primavera para las lesbianas
Ve, aslında, kibirli küçük golf turnuvasından nefret etmesi sözü lezbiyenler için bir bahar tatiline dönüştü.
Siempre nos odió.
Hep nefret etti.
Creo que mi madre odió eso más que yo.
Annemim bu durumdan benim nefret ettiğimden çok nefret ettiğini sanıyorum
Mi papá siempre lo odió
- Babam her zaman ondan nefret ederdi.
El tipo no te odiaba antes de esa reunión, te odió después.
Adam, buluşma öncesinde değil, buluşmadan sonra senden nefret etti.
¿ Te funcionó con esa chicha que perseguiste... porque creíste que estabas tan cerca de gustarle hasta que te odió?
Senden hoşlandığını sandığın için rahatsız edip durduğun ve..... sonunda yüzüne sprey sıkan kız meselesinde işe yaradı mı?
Siempre me odió.
Her zaman nefret ettin.
Siempre me odió.
Her zaman etmiştir.
Siempre odió armas y violencia.
Her zaman silahlardan ve şiddetten nefret ederdi.
Quiero que sepas algo Chris nunca te odió ni siquiera después de lo que le hiciste.
Bir şeyi bilmeni istiyorum. Chris asla senden nefret etmedi. Ona yaptığın şeyden sonra bile.
Lo sé, lo sé... fue algo que hice para animarla Y... era el peor sitio, pero pero bueno... no sé por qué, pero llevé ácido al concierto y... Y creo que Dana me odió esa noche
Biliyorum ama, morali düzelsin istedim yani kötü durumdaydı, ama neyse neden bilmem ama Acid aldım ve Dana'da aldı bir tane.
Él que el un poco odió mis agallas al principio.Usted lo puede admitir ahora.
Başlarda benden biraz nefret etmişti. Şimdi itiraf edebilirsin.
La guerra, el atizador del odió.
Savaş, nefret üretir.
Cuando ella descubrió lo que te hice... ¡ me odió!
Sana yaptığım şeyi öğrendiği zaman, benden nefret etti.
Le odió, mamá.
Ondan nefret ediyorum anne.
No podía esperar a renunciar. - Oh, él lo odió. - Mm-hmm.
- Ben de bir bilim adamıyım.
Marthe, la hija de la mujer a quien Paul odió y a quien temía...
Marthe, Paul Renauld'nun nefret ettiği ve korktuğu kişinin kızına.
Me odió.
Benden nefret etti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]