Translate.vc / испанский → турецкий / Oi
Oi перевод на турецкий
863 параллельный перевод
" Sosegaos, noble señora.
" KorkuIarina hakim oI, asiI bayan.
"El Señor velará por ti y por mí mientras estamos separados el uno del otro".
"Tanrim, birbirimizden ayriyken bize göz kuIak oI."
Oi que las cosas no andaban muy... Chismes vanos, obviamente.
Duyduğuma göre dedikodular asılsız değillermiş.
¡ Eh, papá, papá!
Oi, baba! Baba, oi!
Cuando volvi a mi puesto, oi gritos y chillidos en un grupo.
Herzamanki yerime döndüğümde, bağırışmalar ve çığlıkları farkettim.
Fue donde oi hablar de Jim Bowie y de su fantéstico cuchillo.
- Jim Bowie ve harika bıçağını da çok iyi bilirim.
Encargaba unos macarrones cuando oi decir a la señorita...
Sipariş veriyordum ve Ben. Dempsey sadece bir çeyreği olduğunu...
Oi que Takezo cruzo los guardias y está en la zona
Takezo'nun nöbetçilerin arasından geçerek buraya geldiğini duydum.
Oi decir algo sobre unos emparedados y leche.
Sandviç ve ayran olduğunu duydum.
Oi que algunos mineros tuvieron otra pelea en el sur anoche.
Güney sınırında bazı madencilerin dün gece yine çatıştığını duydum.
Oi decir que esta a punto de matar a Cody Clark, y esta destruyendo todo el local.
Cody Clark'ı neredeyse öldürüyormuş, ortalığı birbirine katmış.
- Eso oi.
- Duydum.
Pero oi el grito de Alex.
Ama Alex'in cigligini duydum.
Pues, jamás oi de nadie que pagara para oír a un guitarrista.
Gitar çalan birini dinlemek için para verildiğini hiç duymamıştım.
- Jamás los oi nombrar.
- Hiç duymamıştım.
Oi que hoy vendiste tu primer disco.
Bugün ilk kaydınızı sattığınızı duydum.
Mi cuñado no tiene teléfono, pero siempre se le localiza en este número. ¿ Oi...?
Kayınbiraderimin telefonu yok, ama bu numaradan ona ulaşılabiliyor.
- Si, lo oi en la taberna
- Evet, meyhanede duydum.
- Oi.
- Selam.
- Oi.
- Merhaba.
¡ Oi!
Merhaba!
Lo oi hablar en inglés hace un momento.
Az önce İngilizce konuştuğunuzu duydum.
La última vez que oi eso, ella se estaba quitando la falda... -... mientras me pedia cien dolares.
Bunu bir kadın bana en son söylediğinde, eteğini aşağı indirmekle meşguldü ve 100 dolar için pazarlık ediyordu.
Ya oi eso.
Daha önce bir yerde dinledim ben bunu.
ya lo oi, yo.
Duydum duydum.
Hoy oi algo horrible sobre la niña de los Stewart.
Stewart'ın kızı hakkında bugün çok korkunç bir şey duydum.
Oi que tuvo excelentes críticas.
Harika yorumlar duydum.
Iba a tocar el timbre, pero oi pisadas y la cadena del baño.
Zili çalacaktım lakin ayak sesleri duydum ardından sifon sesi.
No oi nada.
Ben hiçbir şey duymadım.
Tengo gaIIet ¡ tas saladas y oI ¡ vas verdes. Nada más.
Sadece tuzlu kraker ve yeşil zeytin kaldı.
A m ¡ esposa el bocad ¡ IIo, y a mí gaIIet ¡ tas y oI ¡ vas.
Karıma sandöviçi getir, ben de kraker ve yeşil zeytin alayım.
Sé s ¡ me he tragado un hueso de oi ¡ va.
Zeytin çekirdeği yutup yutmadığımı anlarım herhalde.
- Nunca oi hablar de él.
Hiç duymadım.
Tú, ¿ qué haces por ahí?
Oi, orada ne yapıyorsun?
¡ Oi vai iz mir!
Aman Allahım!
¡ Oi, gevald! ¿ Qué van a decir los gentiles?
Konu komşu ne diyecek?
Nunca oi hablar de una ciudad llamada Mortville
Hiç Ölüşehir diye bir yer duymadım.
Oi que Dao tiene un socio llamado Wan
Dao'nun Wan adında bir kahyası varmış!
También oi que Dao invitara... a todos los luchadores a su fiesta de cumpleaños
Ayrıca duydum ki Dao tüm dövüşçüleri evine davet edip... doğum günü partisi yapacakmış!
Muy despacio!
Agir oI bakaIim.
Quieto, mi perro de guerra!
Sakin oI benim savas kopegim.
Oi! Qué dice esto?
Ne yazıyor burada?
Oi!
Hey!
Oi, quiero mi almuerzo.
Hey! Yemeğimi istiyorum.
Te oi hablar sobre ese sueter durante 20 minutos.
Sana zaman verdim. 20 dakika şu kazak hakkındaki konuşmalarını dinledim.
Estamos en un telefono público, pero no rastree la llamada... lo que acaba de hacer porque oi los sonidos y los conozco.
Ankesörlü telefondan arıyoruz. Sakın telefon takibi yapmaya kalkışmayın hemen farkederim. Ve ona zarar verebilirim.
Oi que Ud se iba.
Duydum ki ayrılıyormuşsunuz.
¿ Oi?
Merhaba, benim.
- ¿ Quién dice que te gusto? Creo que lo acabas de hacer. Oi, te dije que te quedaras allí.
Orada kalmanızı söyledim.
¡ Señala la esquina otra vez!
Oi, tekrar aldanma.
OI!
Hey!